İçinde süm olan 33 kelime var. İçerisinde SÜM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında süm olan kelimeler listesine ya da Sonu süm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MUHAYYERSÜMBÜLE
SÜMMETTEDARİK
SÜMSÜKGİLLER, SÜMSÜKLEŞMEK
SÜMBÜLTEBER, SÜMEROLOJİK, SÜMSÜKLEŞME, TEBESSÜMSÜZ
SÜMEROLOJİ, SÜMKÜRTMEK, TEBESSÜMLÜ
SÜMEROLOG, SÜMKÜRMEK, SÜMKÜRTME, SÜMSÜKLÜK
PÖRSÜMEK, SÜMKÜRME, SÜMÜKSEL, TEBESSÜM, TECESSÜM
PÖRSÜME, SÜMBÜLE, SÜMBÜLİ, SÜMERCE, SÜMÜKLÜ, SÜMÜKSÜ
SÜMBÜL, SÜMSÜK, SÜMTER
SÜMEK, SÜMEN, SÜMER, SÜMÜK
M S Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ÜS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUHAYYERSÜMBÜLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Türk müziğinde bir makam
-
[isim]
Türk müziğinde bir makam
- SÜMMETTEDARİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Son anda düşünülen
- "Sümmettedarik bir eser."
-
[sıfat]
Son anda düşünülen
- SÜMSÜKGİLLER
-
-
[isim]
Leyleksiler takımının, kanatları, kuyrukları çok uzun deniz kuşları sınıfı
-
[isim]
Leyleksiler takımının, kanatları, kuyrukları çok uzun deniz kuşları sınıfı
- SÜMSÜKLEŞMEK
-
-
[nsz]
Uyuşuk duruma gelmek, miskinleşmek, pısırıklaşmak
- "Yalnız, işte hepsi sümsükleşti, galiba sizden çekiniyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Uyuşuk duruma gelmek, miskinleşmek, pısırıklaşmak
- SÜMSÜKLEŞME
-
-
[isim]
Sümsükleşmek işi
-
[isim]
Sümsükleşmek işi
- SÜMBÜLTEBER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zambakgillerden, güzel kokulu, beyaz renkli bir çiçek (Polianthes)
-
[isim]
Zambakgillerden, güzel kokulu, beyaz renkli bir çiçek (Polianthes)
- SÜMEROLOJİK
- ...
- TEBESSÜMSÜZ
-
-
[sıfat]
Tebessüm etmeyen, tebessümü olmayan
-
[sıfat]
Tebessüm etmeyen, tebessümü olmayan
- SÜMEROLOJİ
- ...
- SÜMKÜRTMEK
-
-
[-i]
Sümkürmesini sağlamak
-
[-i]
Sümkürmesini sağlamak
- TEBESSÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Tebessüm eden, tebessümü olan
- "Ümitli bir eda ile gelirler ve iki sıraya dizilmiş neşeli yüzler, tebessümlü ağızlar arasından geçerlerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Tebessüm eden, tebessümü olan
- SÜMKÜRTME
-
-
[isim]
Sümkürtmek işi
-
[isim]
Sümkürtmek işi
- SÜMKÜRMEK
-
-
[nsz]
Soluğu burundan hızla vererek sümüğü dışarı atmak
- "Cebinden bir sümüklü mendil çıkarıp sümkürdü." (Burhan Felek)
-
[nsz]
Soluğu burundan hızla vererek sümüğü dışarı atmak
- SÜMSÜKLÜK
-
-
[isim]
Sümsük olma durumu
-
[isim]
Sümsük olma durumu
- SÜMEROLOG
- ...
- SÜMÜKSEL
-
-
[sıfat]
Sümükle ilgili
-
[sıfat]
Sümükle ilgili
- TEBESSÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gülümseme
- "O şimdilik dudağında acı bir tebessümle yalnız bana bakıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Gülümseme
- TECESSÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boyut kazanma, cisimlenme
-
Görünmeye başlama, belirme
-
Göz önüne gelme, canlanma
- "Olay olduğu gibi gözümün önünde tecessüm ediyor."
-
[isim]
Boyut kazanma, cisimlenme
- SÜMKÜRME
-
-
[isim]
Sümkürmek işi
-
[isim]
Sümkürmek işi
- PÖRSÜMEK
-
-
[nsz]
Gevşeyip sarkmak
- "Rutubetten gevşeyerek, pörsüyerek saçaklanmış, parmakla dokunulsa sökülecek hâle gelmişti." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Gevşeyip sarkmak