İçinde söv olan 18 kelime var. İçerisinde SÖV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında söv olan kelimeler listesine ya da Sonu söv ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SÖVÜŞTÜRMEK
SÖVÜŞTÜRME
KALENSÖVE, SÖVDÜRMEK
SÖVDÜRME, SÖVÜLMEK, SÖVÜŞMEK
SÖVGÜCÜ, SÖVÜLME, SÖVÜNTÜ, SÖVÜŞME
SÖVMEK, SÖVÜCÜ
SÖVEN, SÖVGÜ, SÖVME, SÖVÜŞ
SÖVE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SÖVÜŞTÜRMEK
-
-
[-e]
Birbirine sövdürmek
-
[-e]
Birbirine sövdürmek
- SÖVÜŞTÜRME
-
-
[isim]
Sövüştürmek işi veya durumu
-
[isim]
Sövüştürmek işi veya durumu
- SÖVDÜRMEK
-
-
Sövme işini yaptırmak veya sövmesine yol açmak
-
Sövme işini yaptırmak veya sövmesine yol açmak
- KALENSÖVE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sivri tepeli külah
-
Yüksük
-
[isim]
Sivri tepeli külah
- SÖVDÜRME
-
-
[isim]
Sövdürmek işi
-
[isim]
Sövdürmek işi
- SÖVÜLMEK
-
-
[-e]
Sövme işine konu olmak
-
[-e]
Sövme işine konu olmak
- SÖVÜŞMEK
-
-
[nsz]
Birbirine sövmek
-
[nsz]
Birbirine sövmek
- SÖVGÜCÜ
-
-
Söven, küfreden, sövücü
-
Söven, küfreden, sövücü
- SÖVÜŞME
-
-
[isim]
Sövüşmek işi
- "Kapının önündeki sesler, sövüşmeler boğuklaştı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Sövüşmek işi
- SÖVÜNTÜ
-
-
[isim]
Hafif sövme yollu, kaba ve yakışıksız söz
-
[isim]
Hafif sövme yollu, kaba ve yakışıksız söz
- SÖVÜLME
-
-
[isim]
Sövülmek işi
-
[isim]
Sövülmek işi
- SÖVMEK
-
-
[-e]
Onur kırıcı, çoğu basmakalıp kaba sözler söylemek, küfretmek
- "Daha dört yaşındayken en azılı köy erkekleri gibi sövermiş." (Halide Edip Adıvar)
- "Kılıksız kıyafetsiz adamlardan biri güya kapımızdan içeri dalarak bize sövüp saymaya başlamış sanırdım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-e]
Onur kırıcı, çoğu basmakalıp kaba sözler söylemek, küfretmek
- SÖVÜCÜ
-
-
Sövgücü
-
Sövgücü
- SÖVME
-
-
[isim]
Sövmek işi, sövgü, küfretme
-
Bir kimsenin namus, onur ve kişiliğine yapılan her türlü saldırı
-
[isim]
Sövmek işi, sövgü, küfretme
- SÖVÜŞ
-
-
[isim]
Sövme işi veya biçimi
- "Ama sıtma doktoruna değil, kendisinedir bu sövüş." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Sövme işi veya biçimi
- SÖVGÜ
-
-
[isim]
Sövmek için söylenen söz, sövme, küfür
- "Başyapıtları arasında sayılan 'Budala', yaşadığı döneme, çevresindekilere, toplumun aydınlar katına sövgüsünden başka nedir ki?" (Selim İleri)
-
[isim]
Sövmek için söylenen söz, sövme, küfür
- SÖVEN
-
-
[isim]
Büyük sopa
- "Akşamdan sonra gelene ya soğan ya da söven."
-
Çit yapmakta kullanılan büyük kazık
-
[isim]
Büyük sopa
- SÖVE
-
-
[isim]
Kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve
- "Kendilerini ağaçlara, kapı sövelerine çarpmazlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Avlu kapısının iki yanına konan uzun taşlar
- "Başını kapının taş sövesine koyup bir mektep çocuğu gibi bağıra bağıra ağlamak istiyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve