İçinde olan 5 harfli 46 kelime var. İçerisinde RI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rı olan kelimeler listesine ya da Sonu rı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

I R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

IR

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SARIM

  1. [isim] Sarma işi
  2. Bir şeyi bir kez saracak miktar
  3. Elektromıknatıslarda makara biçiminde sarılan iletken telin her bir halkası

AŞIRI

  1. [sıfat] Alışılan veya dayanılabilen dereceden çok daha fazla, taşkın
    • "Ticaret az gelişmiş toplumlarda aşırı bir gelişme gösterir." (Oktay Rifat)
  2. Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, müfrit, ekstrem
  3. Gereğinden fazla, çok
  4. [zarf] Ötede, ötesinde
    • "İki ev aşırı."
  5. [zarf] Gereğinden fazla olarak, çokça
    • "Çocuk aşırı üzülüyor."

KARIN

  1. [isim] İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi
    • "Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu." (Ömer Seyfettin)
    • "Yoğurtçuda çalışanlar bu türlü karın doyuranları çok görmüşlerdi." (Necati Cumalı)
    • "Felaket bununla bitmemiş, üç ay sonra karnı büyümeye başlamış." (Halide Edip Adıvar)
  2. Döl yatağı, rahim
    • "Fakat karnındaki çocuk da bu insanüstü erkeğin bir parçasıydı." (Halide Edip Adıvar)
    • "Fakat öpüşmek, sevişmek karın doyurmuyor." (Ömer Seyfettin)
  3. Bazı şeylerde şiş ve içi boş bölüm
    • "Geminin karnı. Şişenin karnı."
  4. Mide
    • "Karnım aç, elim ayağım donmuş gibi." (Halide Edip Adıvar)
  5. İç, gönül, akıl, kafa
    • "Ben senin karnındakini ne bileyim?"
  6. Ahlaki açıdan kabul edilemeyen şeyleri kabullenme
  7. Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda en büyük genlikte titreşen noktalar

SARIŞ

  1. [isim] Sarma işi veya biçimi

AYRIÇ

  1. [isim] Yol kavşağı, iki yolun ayrıldığı yer

YIRIK

  1. [sıfat] Yırtılmış

ARIZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aksama, aksaklık, bozulma
    • "Otomobil arıza yaptı."
  2. Engebe
  3. Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak veya eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekâr işaretlerinin ortak adı

ARICI

  1. [isim] Bal almak için arı yetiştiren kimse

SAĞRI

  1. [isim] Memeli hayvanlarda bel ile kuyruk arasındaki dolgun ve yuvarlakça bölüm
    • "Atın sağrısına binmek."

SANRI

  1. [isim] Uyanık bir kişinin, kendi dışında var sandığı ancak gerçekte olmayan olguları algılaması, yaşaması, birsam, halüsinasyon
    • "Olmaz, gerçek olamaz bu yaşadığımız, ya sanrı ya sanrıya çok yakın bir şey." (Atilla İlhan)

BAYRI

  1. [sıfat] Çok eski zamanda var olmuş veya eskiden beri var olan, kadim

HARIM

  1. [isim] Sebze ve meyve bahçesi
  2. Tarla ve bahçe çevresindeki çit
    • "Tarlasına harım çevirmek için dün Matarlı tepelerinde kestiği pırnal fidanı dalları harman yerinde koca bir yığın hâlinde durmakta idi." (Nabizade Nazım)

SIRIK

  1. [isim] Değnekten uzun ve kalınca ağaç
    • "Duvarların üstüne yan yana henüz kesilmiş kavak sırıkları dizilmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

RIZIK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yiyecek, içecek şey, azık
    • "Arap kesesine Anadolu altını ve Arap kursağına Anadolu'nun rızkını akıtacağız." (Refik Halit Karay)
  2. Tanrı'nın bütün yarattıklarına verdiği nimet
    • "Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." (Mehmet Çınarlı)

HARIN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir şeyden huylanıp yürümeyen, geri geri giden (hayvan)
  2. Hain, huysuz
  3. Obur

ÇARIK

  1. [isim] İşlenmemiş sığır derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritle sıkıca bağlanan ayakkabı
    • "Tozla örtülmüş çarıklarının eskiliği belli olmuyor." (Ömer Seyfettin)
  2. Araba yokuş aşağı giderken tekerleği frenlemek için altına sürülen demir levha
  3. Para cüzdanı
    • "Kızı bu çarık sözünün para cüzdanı manasına geldiğini bilmeden dinler..." (Refik Halit Karay)

YARIM

  1. [sıfat] Bütün bir şeyin ayrıldığı iki eşit parçadan her biri
    • "Bu yarım saat içinde evde neler geçti?" (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Doktorun elini tuttu, salladı. Sonra yarım sol etti, yan tarafta duran koltuğa oturdu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Tam ve istenildiği gibi olmayan, eksik, noksan
    • "Ötekinde de yarım kavala benzeyen kalın bir çığırtma vardı." (Osman Cemal Kaygılı)
  3. [isim] Bir bütünün yarısı olan miktar
  4. [isim] Saatte on iki otuz
  5. Hastalıklı, sakat, sağlıksız

BARIŞ

  1. [isim] Barışma işi
    • "Biz baba kız biliyorduk ki bu gibi kaçışlar, bir barışla biter." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh
    • "Atatürk'ün insan haklarına ve dünya barışına ne kadar saygılı bir lider olduğunu ifade etti." (Haldun Taner)
  3. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç
    • "Barış içinde yaşamak."
  4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam
    • "Devlet işçi işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır." (Anayasa)

SAYRI

  1. [sıfat] Hasta

VARIŞ

  1. [isim] Varma durumu veya biçimi
  2. Çabuk kavrayış, anlayış, güçlü seziş, irfan
  3. Bir yarışın son bulduğu yer, finiş

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü