İçinde olan 6 harfli 20 kelime var. İçerisinde RÇ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rç olan kelimeler listesine ya da Sonu rç ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SERÇİN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Mekiğin parçalarından her biri
  2. [sıfat] Seçme, seçkin olan

BURÇAK

  1. [isim] Baklagillerden, taneleri hayvan yemi olarak kullanılan yıllık bir yem bitkisi (Vicia ervilia)
  2. Bu bitkinin mercimeğe benzeyen ve genellikle hayvan yemi olarak kullanılan tanesi

BİRÇOK

  1. [sıfat] Oldukça çok, sayısı belirsiz, bir hayli, müteaddit
    • "Bu satırları, birçok mektuba biraz cevap olsun diye yazıyorum." (Halide Edip Adıvar)

PÜRÇEK

  1. [isim] Şakaklardan sarkan saç, zülüf
  2. Bitkilerin saçaklı kökü veya püskülü

GERÇEK

  1. [sıfat] Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakiki
    • "Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur."
  2. [isim] Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat
  3. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici
    • "Gerçek elmas. Gerçek hikâye."
  4. Temel, başlıca, asıl
    • "Bir kişinin ahlaklı olması için, o benim dediğim gerçek ahlaka erişebilmesi için bir iç âlemi olmalıdır." (Nurullah ataç)
  5. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan
    • "Bu peyzajdaki çiçekler son derece gerçek."
  6. Yapay olmayan
  7. [isim] Gerçeklik, realite
    • "Her hâlde o gün imparatorluğun ölümü apaçık bir gerçekti." (Halide Edip Adıvar)
  8. [isim] Doğruluk
    • "Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir." (Burhan Felek)
  9. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan

HARÇLI

  1. [sıfat] Yapılması için harç ödenen
  2. Harç ile örülmüş
    • "Harçlı duvar."
  3. Süslerle bezenmiş (giysi)

ÇURÇUR

  1. [isim] Lapina familyasından, eti pek sevilmeyen, küçük bir deniz balığı (Crenilabrus)
  2. [sıfat] Önemsiz, değersiz
    • "Selçuk'u bu çurçur işlerden daha ciddilerine, piyes yazımına ben ittim." (Haldun Taner)

BORÇLU

  1. [sıfat] Borcu olan, borç almış olan, verecekli, medyun
    • "Merhumu borçlu yatırmak istemezmişiz elbet." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Dehasını, geçirdiği sara nöbetlerinin şokuna borçlu bulunuyordu." (Haldun Taner)
    • "Para muamelelerinden borçlu çıkmıştı." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Manevi bir yükümlülük altında bulunan
    • "Hayatımı ona borçluyum doğrusu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  3. Bir şeyi birinin yardımıyla elde etmiş olan
    • "Aslında, okumasını da ona borçludur." (Tarık Buğra)

TARÇIN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Defnegillerden, genellikle Asya'nın güneyinde yetişen ve değişik türleri bulunan bir ağaç (Cinnamomum)
  2. Bu ağacın, içinde kokulu bir yağ bulunması dolayısıyla baharat gibi kullanılan kabuğu
    • "Sakalının rengi kınaya, kokusu sirkelenmiş tarçına benzer." (Falih Rıfkı Atay)

KIRÇIL

  1. [sıfat] Kırlaşmaya başlamış, kır renkli
  2. Bu renkte saçı olan
    • "Dükkânın önünde bekledi, kırçıl kuyumcu görününce hemen taşları çıkardı." (Refik Halit Karay)

BARÇAK

  1. [isim] Kılıç kabzasının siperi

PÜRÇÜK

  1. [isim] Pürçek

BORÇKA
...
ÇARÇUR

  1. [isim] "Gereksiz yerlere harcayıp tüketmek" anlamındaki çarçur etmek ve "gereksiz yere harcanmak, ziyan olmak" anlamlarındaki çarçur olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz
    • "Birikmiş parasını, elindeki sermayeyi çarçur etmesinden koruyabilmek için yine yalanlara başvuruyordu." (Necati Cumalı)

SÜRÇME

  1. [isim] Sürçmek işi

ÇIRÇIL

  1. [isim] Gemilere fıçı, varil vb. yükü yükleme, boşaltma sırasında kullanılan iki tarafı kancalı sapan

PERÇİN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İki veya daha çok levhayı birbirine bağlamak için geçirilen çivinin, ezilerek baş durumuna getirilen ucu

ÇIRÇIR

  1. [isim] Pamuğu çekirdeğinden ayırmaya yarayan alet

HIRÇIN

  1. [sıfat] Belirli bir sebebi olmadan sinirlenip huysuzluk eden (kimse)
    • "Hayriye Hanım, kırk beş yaşlarında, kara yüzlü, hırçın tavırlı, ufak tefek bir kadındı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Tiz, öfkeli (ses)

PERÇEM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Başlarını tıraş edenlerin tepede bıraktıkları saç tutamı
  2. Yele
    • "At perçemi."
  3. Kâkül
    • "Selma alnına düşen bir perçemi eliyle kaldırıyor." (Atilla İlhan)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü