İçinde rp olan 6 harfli 33 kelime var. İçerisinde RP bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rp olan kelimeler listesine ya da Sonu rp ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PIRPIT
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[sıfat]
Eski püskü, değersiz, işe yaramayan
-
[isim]
El tezgâhında dokunmuş kaba yünlü
-
[isim]
Pehlivanların güreşte kispet yerine giydikleri, kalın bezden yapılmış veya keçi kılından örülmüş don
- "Bularak bir de pırpırta benzer dizlik..." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[sıfat]
Eski püskü, değersiz, işe yaramayan
- KİRPİK
-
-
[isim]
Göz kapağının kenarındaki kıllar veya bu kıllardan her biri
- "Onun, yaşlarla dolu uzun kirpiklerinin arasından..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Tüy gibi, küçük ve ince uzantı veya uzantılar
-
[isim]
Göz kapağının kenarındaki kıllar veya bu kıllardan her biri
- SARPIN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Tahıl kuyusu, zahire ambarı, silo
-
Ekmeği koymaya yarayan dört gözlü sandık
-
[isim]
Tahıl kuyusu, zahire ambarı, silo
- ÇIRPMA
-
-
[isim]
Çırpmak işi
-
Kumaşın kenarını kıvırıp dikmek için iğne, kenara göre çapraz tutularak ve çift kattan batırılıp tek kattan çıkarılarak yapılan dikiş biçimi
-
[isim]
Çırpmak işi
- KARPİT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Genellikle sanayide asetilen gazı çıkarmakta kullanılan, karbonla kalsiyum bileşiği madde (CaC2)
-
[isim]
Genellikle sanayide asetilen gazı çıkarmakta kullanılan, karbonla kalsiyum bileşiği madde (CaC2)
- KIRPIM
- ...
- HARPUT
- ...
- KARPUZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kabakgillerden, sürüngen gövdeli parçalı sert yapraklı, sarı çiçekler açan bir bitki (Citrullus vulgaris)
-
Bu bitkinin dışı yeşil kabuklu, içi kırmızı ve sulu, iri meyvesi
-
Lamba karpuzu
-
Kadın memesi
- "Karpuzları daha da sarsıla sarsıla gülüyordu şimdi." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Kabakgillerden, sürüngen gövdeli parçalı sert yapraklı, sarı çiçekler açan bir bitki (Citrullus vulgaris)
- ÇARPIŞ
-
-
[isim]
Çarpma işi veya biçimi
-
[isim]
Çarpma işi veya biçimi
- ÇARPMA
-
-
[isim]
Çarpmak işi
- "Ayşe'nin yüreği daha hızlı çarpmaya başladı." (Ömer Seyfettin)
-
Kuyu çengeli biçiminde beş kollu büyük olta iğnesi
-
Dört işlemden biri, çarpmak işlemi, darp
-
Alaturka müzikte temel notaların arasına sıkıştırılmış ve usulü bozmayan, tek perdelik küçük fazlalık
-
[isim]
Çarpmak işi
- KIRPIK
-
-
Kırpılmış olan
-
Bölük pörçük
-
Kırpılmış olan
- ÇARPIK
-
-
Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş, doğru karşıtı
- "İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu." (Çetin Altan)
-
Kötü
- "Oraya özellikle çarpık vasıfları olanları toplarlarmış." (Haldun Taner)
-
Gerektiği gibi olmayan, düzgün olmayan
-
[zarf]
Aksi, ters, huysuz bir biçimde
- "Nedense Makbule, bu davetten çarpık dönüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş, doğru karşıtı
- KERPİÇ
-
-
[isim]
Duvar örmekte kullanılmak için kalıplara dökülüp güneşte kurutulmuş saman ve balçık karışımı ilkel tuğla
-
[sıfat]
Bu tuğladan yapılmış
- "Kerpiç evler, ipe serili çamaşırlar gibi ay ışığında sallanıyorlar." (Peyami Safa)
-
[isim]
Duvar örmekte kullanılmak için kalıplara dökülüp güneşte kurutulmuş saman ve balçık karışımı ilkel tuğla
- MARPUÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Nargileye takılan ve kolayca içmeyi sağlayan, hortum biçiminde uzun ve bükülgen boru
- "Nargilesinin marpucunu ayırdı dudaklarının arasından." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Nargileye takılan ve kolayca içmeyi sağlayan, hortum biçiminde uzun ve bükülgen boru
- SERPME
-
-
[isim]
Serpmek işi
-
[sıfat]
Serpilmiş durumda olan
- "Serpme benli."
-
Koni biçiminde, ucuna bir sıra kurşun dizilmiş balık ağı, serpme ağ
- "Derenin oturduğumuz yerinden görünmeyen bir tarafında, serpmeyle derede avlanan bir adamın zaman zaman ağını derenin durgun sularına attığı işitiliyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Serpmek işi
- SERPUŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Başlık
-
[isim]
Başlık
- GARPÇI
- ...
- SIRPÇA
- ...
- ARPACI
-
-
[isim]
Arpa alan ve satan kimse
- "Bak, o şoförün yanında arpacı kumrusu gibi düşünen maarif müdürü beye." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Arpa alan ve satan kimse
- ÇIRPIŞ
-
-
[isim]
Çırpma
- "Kuştur desem ne kanat çırpışı var ne sesi." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[isim]
Çırpma