İçinde rme olan 8 harfli 166 kelime var. İçerisinde RME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rme olan kelimeler listesine ya da Sonu rme ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, ER, ME, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALIVERME
-
-
[isim]
Alıvermek işi
-
[isim]
Alıvermek işi
- GETİRMEK
-
-
Gelmesini sağlamak
- "Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-de]
Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak
-
[-i]
Erişmek veya eriştiğini sanmak
- "Baharı getirdik."
-
[nsz]
İleri sürmek
- "Örnek getirmek."
-
[nsz]
Sebep olmak, ortaya çıkarmak
- "Bu rüzgâr kar getirir."
-
[-i]
İletmek, bildirmek
- "Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[nsz]
Sağlamak
- "Haftada bir cuma günleri işleyen küçük bir kahve ayda ne kadar gelir getirirse." (Ömer Seyfettin)
-
Bir makama atamak veya seçmek
-
[yardımcı fiil]
Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar
- "Ateh getirmek. Nedamet getirmek."
-
Gelmesini sağlamak
- GİYDİRME
-
-
[isim]
Giydirmek işi
-
[isim]
Giydirmek işi
- EZDİRMEK
-
-
[-i]
Ezme işini yaptırmak
-
[-i]
Ezme işini yaptırmak
- SÜRDÜRME
-
-
[isim]
Sürdürmek işi
-
[isim]
Sürdürmek işi
- ELVERMEK
-
-
[nsz]
Yetmek, yetecek kadar olmak
- "Bu kadar bana elverir."
- "Elverir ki bir gün bana, derinden, / Ta derinden bir gün bana "Gel" desin"." (Ahmet Kutsi Tecer)
-
Uygun gelmek
- "O her vakit, benim zaman elverirse pek çok çalışabileceğimi söyler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Yetmek, yetecek kadar olmak
- ETTİRMEK
-
-
İşi başkasının yapmasını sağlamak
- "Avukat yardımcısına bilgileri not ettirdi."
-
Sebep olmak
- "Bu tutum beni çalışmaktan nefret ettirdi."
-
İşi başkasının yapmasını sağlamak
- İNFORMEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Biçimsel olmayan
-
Resmî olmayan
-
[sıfat]
Biçimsel olmayan
- SEVDİRME
-
-
[isim]
Sevdirmek işi
-
[isim]
Sevdirmek işi
- YETİRMEK
-
-
[-i]
Bitirmek, tamamlamak
-
Besleyip büyütmek, yetiştirmek
-
Yetiştirmek, idare etmek
- "Parayı yetirmek."
-
[-i]
Bitirmek, tamamlamak
- AKIVERME
-
-
[isim]
Akıvermek işi
-
[isim]
Akıvermek işi
- YEŞERMEK
-
-
[nsz]
Bitki yaprak vermek, yapraklanmak
-
Yeşil renk almak, yeşillenmek
- "Okulun arkasındaki tepeler, yağan yağmurlardan sonra yeşermişti." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Bitki yaprak vermek, yapraklanmak
- SEĞİRMEK
-
-
[nsz]
Hafif kımıldamak, genellikle vücudun bir yerinde deri ile birlikte derinin hemen altındaki kaslar hafifçe oynamak
- "Üç dört gün oluyor, sol gözümün alt kapağı seğiriyordu." (Burhan Felek)
-
[nsz]
Hafif kımıldamak, genellikle vücudun bir yerinde deri ile birlikte derinin hemen altındaki kaslar hafifçe oynamak
- EZİVERME
- ...
- GÖTÜRMEK
-
-
[-i]
Taşımak, ulaştırmak veya koymak
- "Hamalın biri, sırtına koca bir ayna vurmuş, götürüyordu." (Haldun Taner)
-
[-i]
Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek
-
[-i]
Bir şeyi yakından uzağa götürmek
-
Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek
- "Bir mermi bacağını götürdü. Duvarı su götürdü."
-
[nsz]
Öldürmek
- "Hastalık çok insan götürdü."
-
[-e]
Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek
-
[-i]
Birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek
- "Beni evime kadar götürdü."
-
[-e]
Bir sonuca vardırmak
- "Bitirmeden şunu da söyleyeyim, ahlaka, gerçek ahlaka götüren başlıca yollardan biri de aşktır." (Nurullah ataç)
-
Kaybolmasına, yok olmasına yol açmak
- "Eksiler artıları götürdü."
-
Tümüyle sahip olmak
-
Çalmak
-
[-i]
Taşımak, ulaştırmak veya koymak
- DEĞİRMEN
-
-
[isim]
İçinde öğütme işi yapılan yer
- "Su değirmeni. Yel değirmeni."
- "Hasılı, hastaneye benzemeyen hastanemden pek memnundum. Yalnız, bu değirmenin suyu nereden geliyordu?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kahve, buğday, nohut vb. taneleri öğüten araç veya alet
- "Değirmende biraz kahve çekti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
İçinde öğütme işi yapılan yer
- ERMENİCE
- ...
- SEZDİRME
-
-
[isim]
Sezdirmek işi
-
[isim]
Sezdirmek işi
- GEZDİRME
-
-
[isim]
Gezdirmek işi
-
[isim]
Gezdirmek işi
- ERGÜRMEK
-
-
[-i]
Ulaştırmak, eriştirmek
- "Âşık olan eder kanı / Ergürür muradıma beni / Gayet tenha buldum seni / Hemen vazgeçtin mi benden." (Halk türküsü)
-
[-i]
Ulaştırmak, eriştirmek