İçinde rme olan 8 harfli 166 kelime var. İçerisinde RME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rme olan kelimeler listesine ya da Sonu rme ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, ER, ME, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EĞDİRMEK
-
-
[-i]
Eğik duruma getirmek, getirtmek
- "Eğdirme fesini yâr yâr kalkar da giderim." (Halk türküsü)
-
[-i]
Eğik duruma getirmek, getirtmek
- AŞIVERME
-
-
[isim]
Aşıvermek işi
-
[isim]
Aşıvermek işi
- PİŞİRMEK
-
-
[-i]
Bir besin maddesini gerektiği kadar ısıda tutarak yenebilecek bir duruma getirmek
- "Kahvesini de pekâlâ kendi pişirebilecekken eşinin önüne getirmesini bekler." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Isı etkisiyle belirli bir kullanıma elverişli duruma getirmek
- "Tuğla pişirmek. Çömlek pişirmek."
-
Çalışarak öğrenmek
-
Olgunlaştırmak
- "Feleğin nice cevir ve mihneti, nice aldanışlar, nice hayal ve ümit kırılışları beni pişirmeye kâfi gelmedi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bunaltacak kadar ısıtmak, yakmak
- "Bu ceket beni pişirdi."
-
[-i]
Bir besin maddesini gerektiği kadar ısıda tutarak yenebilecek bir duruma getirmek
- DİNDİRME
-
-
[isim]
Dindirmek işi
-
[isim]
Dindirmek işi
- ÇİMDİRME
-
-
[isim]
Çimdirmek işi veya durumu
-
[isim]
Çimdirmek işi veya durumu
- GÖLERMEK
-
-
[nsz]
Göl durumuna gelmek
-
Hayvanın ipi ayağına ve boynuna dolaşarak kalkamayacak biçimde yere yıkılmak
-
[nsz]
Göl durumuna gelmek
- BÖĞÜRMEK
-
-
[nsz]
Öküz, manda, deve bağırmak
-
İnsan, anlaşılmaz bir biçimde yüksek sesle bağırmak
- "Böğürerek ağlayan babam, halam, hizmetçiler, hepsi dışarı çıktılar." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Öküz, manda, deve bağırmak
- ÇEKTİRME
-
-
[isim]
Çektirmek işi
- "Mebus adayları gibi bunları da fotoğraf çektirmeye gider gibi kılık kıyafetlerinden tanımak güç değildi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çektiri
-
Yaklaşık 30-50 grostonluk yelkenli veya yük taşıyan motorlu büyük kayık
-
Sökülebilir elbise, yemek ve salon dolaplarının tablalarını birbirine tutturmak için metal veya plastikten yapılmış bağlantı parçası
-
Arabaların göbek bilyelerini çıkarmak için kullanılan araç
-
Arabaların değişik bölümlerinde hareketi ve dönüşü sağlamaya yarayan rulmanların yuvalarından çıkarılması işinde kullanılan alet
-
[isim]
Çektirmek işi
- EDİVERME
- ...
- ÖLDÜRMEK
-
-
[-i]
Bir canlının hayatına son vermek
- "Öldüreceği, laf söyleteceği adamı diri diri fırına kor, gözünün önünde yakardı." (Ömer Seyfettin)
-
Bitkinin solarak kurumasına sebep olmak
- "Susuzluktan çiçekleri öldürdü."
-
Çok üzmek
- "Ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz öldürüyor." (Peyami Safa)
-
Aşırı yormak
-
Boşuna geçmek
- "Bütün bir günü öldürdük."
-
Ölmesine yol açmak
- "Bu adamı içki öldürdü."
-
Sağlığını bozmak, rahatsızlık vermek
- "Bu hava bizi öldürüyor."
-
Yok olmasına, ortadan kalkmasına, azalmasına yol açmak
- "Savaş birtakım sanayi kollarını öldürdü."
-
Etkisini ve gücünü azaltmak
- "Sırf kendi için okuyan, gezen, eğlenen bir aydın, kendini yaşarken öldürmüyor mu?" (Haldun Taner)
-
Bazı şeylerin diriliğini, tazeliğini veya sertliğini gidermek
- "Soğanı tuzla ezip öldürmek."
-
[-i]
Bir canlının hayatına son vermek
- EMDİRMEK
-
-
[-i]
Emmesini sağlamak
-
[-i]
Emmesini sağlamak
- HÖYKÜRME
-
-
[isim]
Tarikattaki kimselerin dua ederken kendilerinden geçerek hep bir ağızdan yüksek sesle bağrışmaları
-
[isim]
Tarikattaki kimselerin dua ederken kendilerinden geçerek hep bir ağızdan yüksek sesle bağrışmaları
- SÜMKÜRME
-
-
[isim]
Sümkürmek işi
-
[isim]
Sümkürmek işi
- GEBERMEK
-
-
[nsz]
Kötü bir biçimde ölmek
- "Kayıkla gelip kurtarmasalardı satlıcandan geberecektim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Biz geberip gitsek yüz sene sonra evlat ve ahbabımızdan bu parayı tahsil ederler." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir kimseye aşırı ilgi, istek ve yakınlık duymak
-
[nsz]
Kötü bir biçimde ölmek
- TEPSERME
-
-
[isim]
Tepsermek işi veya durumu
-
[isim]
Tepsermek işi veya durumu
- GEZDİRME
-
-
[isim]
Gezdirmek işi
-
[isim]
Gezdirmek işi
- ÖRTTÜRME
-
-
[isim]
Öttürmek işi
-
[isim]
Öttürmek işi
- DEVŞİRME
-
-
[isim]
Devşirmek işi
-
Asker yetiştirilmek üzere Yeniçeri Ocağına alınacak çocukları seçip toplama işi
-
Yeniçeri Ocağına bu yolla alınan çocuk
-
[sıfat]
Toplanmış, bir araya getirilmiş
- "Biz, bürokratlardan devşirme bir kalabalıkla bir inkılap hareketinin yürütülemeyeceğini, iddia ediyorduk." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Devşirmek işi
- İNİVERME
- ...
- ÖLÇTÜRME
-
-
[isim]
Ölçtürmek işi
-
[isim]
Ölçtürmek işi