İçinde rme olan 6 harfli 35 kelime var. İçerisinde RME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rme olan kelimeler listesine ya da Sonu rme ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EM, ER, ME, RE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FORMEN

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Ustabaşı
  2. İşçilerin düzenli ve verimli çalışmasını sağlayan ve işçiler üzerinde otoritesi olan işçi

ÖNERME

  1. [isim] Önermek işi
  2. Kabul edilmesi için öne sürülen düşünce, teklif
  3. Bir savı öne süren veya bir durumu dile getiren cümle, belli bir yorumda belli bir doğruluk değeri kazanan düzgün deyim, kaziye

DERMEK

  1. [-i] Bir araya getirmek, derlemek, toplamak, devşirmek
    • "Bir çiçek dermeden sevgi bağından / Huduttan hududa atılmışım ben." (Faruk Nafiz Çamlıbel)

GİRMEK

  1. [-e] Dışarıdan içeriye geçmek
    • "İçeri girdiklerinde birinci film çoktan başlamıştı." (Haldun Taner)
  2. Sığmak
    • "Elim bu eldivene girmiyor."
    • "Onun yanımızdaki eve girip çıktığını görürdük."
  3. Katılmak, iltihak etmek
    • "Bugün edebiyat imtihanına girdim." (Yusuf Ziya Ortaç)
  4. Almak, fethetmek
    • "Ordularımız İstanbul'a girdiler." (Memduh Şevket Esendal)
  5. İncelemek, ayrıntılara inmek
  6. Girişmek, başlamak
    • "Kaçırdım gene ipin ucunu, bir türlü konuya giremiyorum." (Nurullah ataç)
  7. Bulaşmak
    • "Koyunlara kelebek hastalığı girdi."
  8. [nsz] Zaman anlamlı kavramlar için gelmek
    • "İlkbahar girdi."
  9. [nsz] Ağrı, sancı başlamak, saplanmak
  10. Yeni bir duruma geçmek, dönüşmek
    • "Göğün morlaşan kenarı eriyor, menekşe rengine giriyordu." (Ömer Seyfettin)
  11. İyice anlamak, iyice bilmek
  12. Kavgaya tutuşmak
  13. Başlamak
  14. Erişmek, ulaşmak
    • "Yirmisine girdi."
  15. Bir şeyin yapımında, birleşiminde yer almak
  16. Yazılmak, başlamak
    • "Okula girdi."
  17. Yemek yemek

ÜŞÜRME

  1. [isim] Üşürme işi veya durumu

EVERME

  1. [isim] Evermek işi

MERMER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bileşiminde % 75'ten çok kalsiyum karbonat bulunan, genellikle beyaz, renkli ve damarlısı da olan, cilalanabilen, billurlaşmış kireç taşı
    • "Mermerler sanki binlerce yılın gurup ve şafaklarının pembesini eme eme utanan gelin yanağı gibi kızarmışlardır." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. [sıfat] Bu taştan yapılmış
    • "Başhemşire, hastanenin mermer salonunda karşıladı doktoru." (Necati Cumalı)

KERMEN

  1. [isim] Kale

YERMEK

  1. [-i] Kötülüklerini söylemek, zemmetmek
  2. Birinin veya bir şeyin kusurlarını ortaya koymak, hicvetmek, övmek karşıtı
  3. Beğenmemek, hoşlanmamak, tiksinmek

BARMEN

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Barda içki hazırlayıp sunan kimse

ÜFÜRME

  1. [isim] Üfürmek işi

ERMENİ
...
EĞİRME

  1. [isim] Eğirmek işi

GÖRMEK

  1. [-i] Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek
    • "Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm." (Aka Gündüz)
    • "Birini çağırıp o güvercinleri vereyim de sen de gör." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Peki ama sen Paşa babanı çok severdin ... göreceğin gelmedi mi?" (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Haydi göreyim seni, bu işi yapıver."
  2. Anlamak, kavramak, sezmek
    • "Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Bir saniye içinde hasret ve firkati hiç görmemişe dönersiniz." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Yanına gidip konuşmak
    • "Bugün müdürü göreceğim."
  4. Bir şey hakkında bir yargıya varmak, değerlendirmek
  5. Belirli bir zamanın içinde bir olaya tanık olmak, yaşamak
    • "Hangi memlekete gitsek resmî makamlar kadar halkın da rağbetini görürdük." (Falih Rıfkı Atay)
  6. Yapmak, etmek
    • "İş görmek. Masraf görmek."
  7. [-den] Kendisine yapılmak, bir davranışla karşılaşmak, maruz kalmak
  8. [-den] Almak
    • "Birinden ders görmek."
  9. [nsz] Bir şeye erişmek
    • "Cebi para görmek. Yardım görmek."
  10. Çok değer vermek
    • "Gözü yalnız parayı görüyor."
  11. [nsz] Bir işleme uğramak
    • "Teftiş görmek. Tedavi görmek."
  12. [nsz] Yüzü bir yöne doğru olmak, bakmak
    • "Ev güneş görüyor."
  13. Ziyaret etmek
  14. Karşılaşmak, rastlaşmak
  15. [-le] Gözlerin görmediği durumlarda başka duyu organlarıyla algılamak
    • "Körler parmaklarıyla görürler."
  16. [nsz] Sahne olmak, geçirmek
    • "Bu ova çok savaş gördü."
  17. Saymak, herhangi bir şey gibi görmek
  18. Gezmek
    • "Ankara'yı gördün mü?"
  19. Vermek
    • "Madem ikramiye kazandın, bizi de gör."
  20. Karşı oyuncunun yapacağı vuruşu önceden kestirip ona göre durum almak

GERMEN

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Canlı yaratıklarda gametlere dayanan ve gametlerle taşınan üreme ögelerinin tümü

CERMEN
...
SERMEK

  1. [-i] Kurutmak için asmak
    • "Kar gibi çamaşırları serip eve döndü." (Oktay Rifat)
  2. Göstermek amacıyla asmak veya yaymak
    • "Çeyiz sermek."
  3. Düz bir yere yaymak
    • "Üzüm sermek. Bulgur sermek."
  4. Açarak yaymak veya döşemek
    • "Çerçeveli çerçevesiz bir sürü fotoğraf çıkarıp masanın üzerine serdi." (Aka Gündüz)
  5. Boylu boyunca yere yatırmak, düşürmek veya hırpalamak
    • "Onun için bir an önce leşlerini köpek leşi gibi İstanbul'un çamurlu kaldırımlarına sermek zamanı gelmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  6. Boşlamak, savsamak

ÖRMELİ
...
ESİRME

  1. [isim] Esirmek işi

HÜRMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saygı
    • "Sanata her yerde hürmet etmek lazımdır." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Hürmette kusur ettin mi işte o zaman kendini yok bil." (Tarık Buğra)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü