İçinde rma olan 6 harfli 41 kelime var. İçerisinde RMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rma olan kelimeler listesine ya da Sonu rma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

RAM

2 Harfli Kelimeler

AM, AR, MA, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

VURMAK

  1. [-e] Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak
    • "Masaya vurmak. Birinin başına vurmak."
    • "Komşu konaklarda vur patlasın çal oynasın saz âlemleri devam ediyor, uzak yakın piyano sesleri işitiliyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. [-i] Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak
    • "Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara giriyor." (Refik Halit Karay)
  3. Etkisi bir yere kadar uzanmak, sokulmak, girmek, duyulmak, yansımak, aksetmek
    • "Yıkık damından içeriye parça parça güneş vurur." (Refik Halit Karay)
  4. [-i] Hızla değmek, çarpmak
    • "Kolumu duvara vurmuşum."
  5. Sürmek
    • "Duvara boya, tahtaya cila vurmak. Yakı vurmak."
  6. Takmak, koymak
    • "Seni buradan ellerine kelepçe, ayaklarına zincir vurup öyle götürecekler!" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  7. Bağlama, ilişkilendirmek
    • "Bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığına vurarak etrafını alırlar." (Refik Halit Karay)
  8. Olduğundan başka biçimde görünmek
  9. [nsz] Batıcı veya kesici cisimleri saplamak, kakmak
    • "Bıçak vurmak. İğne vurmak."
  10. [nsz] Uygulamak, basmak, koymak
    • "Damga vurmak."
  11. Ses çıkarmak, ses vermek, çalmak
  12. [-i] Amaçladığı şeye rast getirmek
  13. [-i] Hızla çarpmak
    • "Ayağını güm güm yere vurarak."
  14. [-i] Silahla yaralamak, öldürmek
    • "Bir gün kızı kurtarmışlar, ayıyı vurmuşlar, kızı saraya götürmüş, padişahın oğluna vermişler." (Halide Edip Adıvar)
  15. Dokunmak, hasta etmek
    • "Kömür başına vurdu."
  16. [nsz] Soğuk, dolu vb. ürünlere zarar vermek
    • "Sebzeleri soğuk vurdu. Meyveleri dolu vurdu."
  17. [nsz] Kalp, vuru durumunda olmak, çarpmak
    • "Kalbi öylesine kopacakmış gibi vuruyordu." (Haldun Taner)
  18. Piyango vb. çıkmak, isabet etmek
  19. Üzerinde görünmek, üzerine düşmek
    • "Ağacın gölgesi duvara vuruyor."
  20. [-i] Desteklemek, dayamak
    • "Akşam olunca kapının desteğini vurduk."
  21. Çıkmak, görünmek
    • "Su dışarı vurdu."
  22. Sırtına, omzuna yerleştirmek
    • "Hamalın biri sırtına koca bir ayna vurmuş götürüyordu." (Haldun Taner)
  23. Bir şeyi başka bir şey üzerine koymak
  24. Tavla oyununda pulu kırmak
  25. Çok etki etmek, yaralamak
  26. İçki içmek
  27. [-i] Herhangi bir biçimde haksız yoldan para almak, soymak
    • "Birinin on milyon lirasını vurmak."
  28. [-i] Çarpma işlemini yapmak
    • "İkiyi dörde vurursak sekiz eder."

OSURMA

  1. [isim] Osurmak işi

TERMAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sıcak kaplıca suyu
  2. Bu sudan yararlanma imkânı sağlayan kuruluş vb

UYARMA

  1. [isim] Uyarmak işi, ihtar, tembih
    • "Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz." (Anayasa)
  2. Bir duyu organını, bütün bir sinir düzenini, kendi dışındaki bir nesne veya durumun bir tepkide bulunmaya yöneltmesi

ALARMA

  1. [isim] Alarmak işi

DERMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Güç, takat, mecal
    • "Çok uzak yerlerden geldim, ayaklarımın dermanı kesildi." (Aka Gündüz)
  2. İlaç
  3. Çıkar yol, çare

NARMAN
...
SARMAN

  1. [sıfat] Azman, iri
  2. [isim] Sarı tüylü kedi

AĞARMA

  1. [isim] Ağarmak işi
  2. Tan atma, şafak sökme

ANIRMA

  1. [isim] Anırmak işi

KARMAÇ

  1. [isim] Yapı işlerinde harcı karmaya yarayan alet

OTARMA

  1. [isim] Otarmak işi veya durumu

SPERMA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Meni
  2. Bir başı, bir gövdesi, hareket etmeye yarayan kuyruğu olan, yumurtadan çok küçük erkek eşeylik hücresi

FERMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Buyruk, emir
  2. Osmanlı İmparatorluğu'nda padişahın verdiği, uyulması gerekli hükümleri taşıyan yazılı buyruk, yarlık
    • "Bizde Tanzimat fermanı henüz okunmamıştır." (Necati Cumalı)

APARMA

  1. [isim] Aparmak işi

NORMAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun
    • "Atatürk'ün normal zamanlarda insana okşamak arzusu veren ipek gibi saçları, birdenbire yelelenirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [isim] Aşırılığı, eksikliği ve taşkınlığı olmama, ortalama durum
  3. [isim] Bir eğrinin bir teğetine değme noktasından çizilen dikme

ISIRMA

  1. [isim] Isırmak işi

FORMAT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Biçim (II)
  2. Boyut

SARMAÇ
...
VARMAK

  1. [-e] Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak
    • "Köye akşama doğru ancak varabildim." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Var, bildiğini yap. Varsın gelmesin."
    • "Renkli televizyona varıncaya kadar ne varsa aldı."
  2. Belli bir duruma veya düzeye gelmek
    • "Yaşı elliye vardı. O şimdi yolun yarısına varmıştı."
  3. Hoş olmayan bir sona ermek
    • "Beni tahkir etmeye kadar varıyorsun." (Peyami Safa)
  4. Bir şeyi iyice anlamak veya duymak
    • "Tadına varmak. Sırrına varmak."
    • "Varın söylen İrfani'ye yarım ölmesin." (İrfanî)
  5. [-i] Acımadan, çekinmeden yapmak
    • "Eli varmak. Dili varmak."
  6. Kadın, evlenmek
    • "Gönül verdin derlerdi o delikanlıya / En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya." (Ahmet Muhip Dranas)
  7. Bir durumdan başka duruma geçmek
    • "Secdeye varmak. Uykuya varmak."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü