İçinde rm olan 9 harfli 421 kelime var. İçerisinde RM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rm olan kelimeler listesine ya da Sonu rm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FORMÜLSÜZ
-
-
[sıfat]
Formülü olmayan
-
[sıfat]
Formülü olmayan
- NORMALLİK
-
-
[isim]
Normal olma durumu
-
[isim]
Normal olma durumu
- ÇÖĞDÜRMEK
-
-
[nsz]
İşemek
-
İleri doğru fışkırtmak
-
[nsz]
İşemek
- ATIŞTIRMA
-
-
[isim]
Atıştırmak işi
-
[isim]
Atıştırmak işi
- DOLDURMAK
-
-
[-i]
Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek
- "Fazla eşyasını acele acele valize doldurdu." (Refik Halit Karay)
-
Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek
-
[nsz]
Ateşli silahların içine mermi sürmek
- "İki tabanca getirdiler, takır takır doldurdular." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Bildirge, çizelge, fiş vb. basılı kâğıtların boş yerlerini tamamlamak
- "Osmanlı tabiiyetini haiz Müslim diye, yol tezkeresi doldururlardı." (Ömer Seyfettin)
-
Yaşını, yılını bitirmek
- "Yirmi yaşını dolduralı bir iki seneden fazla olmamıştı." (Orhan Veli Kanık)
-
Ses, koku yayılıp kaplamak
- "Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Belirli bir süreyi kaplamak, almak
- "Balıkçılara yardım etmek bütün zamanını doldurmayınca kentin içerilerine, gecekondu mahallelerine gitti." (Ayla Kutlu)
-
[-le]
Canlılık kazandırmak
- "Evi sade sesiyle değil, vücudu ile de doldurdu." (Haldun Taner)
-
Birini, başkası için kötü düşünecek bir duruma getirmek
- "Ah, biliyorum, biliyorum seni o gece doldurdular." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-i]
Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek
- SİLİVERME
- ...
- DERMANSIZ
-
-
[sıfat]
Gücü kalmamış, bitkin
-
[sıfat]
Gücü kalmamış, bitkin
- SALDIRMAK
-
-
[-e]
Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek
- "Bugün şu dakikada onlar hâlâ düşmana saldırıyorlardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Bir şey veya kimse üzerine saldırı yapılmasına sebep olmak
-
[-den]
Gemi, kalkmak için yelken açıp başını gideceği yola çevirmek
-
Yıkıcı ve sert eleştiriler yapmak
-
Etkisiyle eritmek
- "Asitler madenlere saldırır."
-
[-e]
Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek
- ABANDIRMA
-
-
[isim]
Abandırmak işi
-
[isim]
Abandırmak işi
- BOĞDURMAK
-
-
[-i]
Boğma işini yaptırmak
-
[-i]
Boğma işini yaptırmak
- ILIŞTIRMA
-
-
[isim]
Ilıştırmak işi
-
[isim]
Ilıştırmak işi
- KILIVERME
- ...
- ÇELDİRMEK
-
-
[-i]
Çelme işini yaptırmak
-
Yanılmasına yol açmak
-
[-i]
Çelme işini yaptırmak
- KIZDIRMAK
-
-
[-i]
Kızmasına neden olmak, kızmasını sağlamak
-
Isıtmak
-
Öfkelenmesine neden olmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek
- "Onları kızdıracak bir kötülük mü yaptın?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Kızmasına neden olmak, kızmasını sağlamak
- ÖPÜŞTÜRME
- ...
- YARDIRMAK
-
-
[-i]
Yarma işini yaptırmak
-
[-i]
Yarma işini yaptırmak
- GÖMÜVERME
- ...
- NATÜRMORT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ölüdoğa
-
[isim]
Ölüdoğa
- KANDIRMAK
-
-
[-i]
Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek
- "Bu arkadaşları da ben kandırdım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Aldatmak
- "Kızcağızı yaşadığı muhitteki sabıkalılar kandırarak bir şebekeye sokmuş." (Refik Halit Karay)
-
İçme, yeme isteğini karşılamak
-
[-i]
Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek
- SAYIVERME
- ...