İçinde rin olan 8 harfli 32 kelime var. İçerisinde RİN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rin olan kelimeler listesine ya da Sonu rin ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
N R İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DEPDERİN
-
-
[sıfat]
Çok derin
-
[sıfat]
Çok derin
- ÇEVRİNTİ
-
-
[isim]
Bir şeyin kendi ekseni çevresinde sürekli dönmesi
-
Çeşitli tahıl karışığı
-
[isim]
Bir şeyin kendi ekseni çevresinde sürekli dönmesi
- ALGARİNA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ağır bir şeyi denizden çıkarma veya denize indirme işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi
-
Bazı gemilerin baş veya kıç tarafından eğik olarak uzatılmış bulunan makaralı, kısa ve kalın dikme
-
[isim]
Ağır bir şeyi denizden çıkarma veya denize indirme işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi
- TRİNKETA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yelkenli gemilerde pruva direğinin en altta bulunan ana sereni ve bu serene bağlanan yelken
-
[isim]
Yelkenli gemilerde pruva direğinin en altta bulunan ana sereni ve bu serene bağlanan yelken
- DERİNLİK
-
-
[isim]
Bir şeyin dip tarafının yüzeye, ağza olan uzaklığı
-
Bir cismin en ve boy dışındaki üçüncü boyutu
-
Bulunulan yere göre uzakta olan yer
- "Ormanın derinliklerinden bir ses geldi."
-
Özüne inerek ayrıntılı bir biçimde kavrama
- "Ben şiir yazmayı, resim yapmayı, derinliklerde söyleşmeyi seven Sadri Alışık'ı da tanıdım." (Selim İleri)
-
Varlığın içi, özü
- "Ta yüreğinin derinliklerinden gelen ağlama sesi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Varlığı ortaya çıkarılamamış, kanıtlanamamış şey
- "Tarihin derinliklerine saklanmış olan gerçekler..."
-
Yanaşık veya dağınık düzende bulunan bir birliğin en ileride olan kısmının başından, en geride bulunan kısmının sonuna kadar olan uzaklık
- "Beş, altı yüz metre derinliği olan bir topçu müfrezesini yanlayıp geçmek epeyce zormuş." (Aka Gündüz)
-
Borsada az sayıda hisse senedinin el değiştirmesi
-
[isim]
Bir şeyin dip tarafının yüzeye, ağza olan uzaklığı
- KORİNDON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Birleşimi alüminyum oksit olan, cam parlaklığında, saydam ve türlü renklerde, elmastan sonra en sert mineral, alüminyum taşı, boksit
-
[isim]
Birleşimi alüminyum oksit olan, cam parlaklığında, saydam ve türlü renklerde, elmastan sonra en sert mineral, alüminyum taşı, boksit
- PİRİNÇLİ
- ...
- ENDOKRİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İç salgı
-
[isim]
İç salgı
- ÇEVRİNME
-
-
[isim]
Çevrinmek işi, tavaf
-
[isim]
Çevrinmek işi, tavaf
- ERİNÇSİZ
-
-
[sıfat]
Erinci olmayan, tasalı, huzursuz, rahatsız
-
[sıfat]
Erinci olmayan, tasalı, huzursuz, rahatsız
- SERİNLİK
-
-
[isim]
Serin olma durumu
- "Serinlik, gölgelik içinde, o kızgın yerlere hayretle bakıyorum." (Refik Halit Karay)
-
Serin hava
- "Latif bir akşam serinliği ortalığı kaplamıştı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Serin olma durumu
- ÜZERİNDE
-
-
[zarf]
Üstünde
- "Donanan minareler sanki yolun üzerinde yakılan meşalelerdir." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Klasik yazarlarımızın yapıtları üzerinde durmak, hepimiz için bir görev." (Selim İleri)
- "Hasılı ne yaptı yaptı, elektrikli süpürge üzerinde kaldı." (Haldun Taner)
-
... ile ilgili, üzerine
- "Hacı Ömer'in hatırı için gecelerce başımı soğuk su ile ıslatarak kitaplar üzerinde çalıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Üstünde
- GERİNMEK
-
-
[nsz]
Kolları açarak gövdeyi gergin bir duruma sokmak
- "Geç uyanmıştı, geç ve güç. Yatakta uzun uzun gerindi, esnedi." (Atilla İlhan)
-
Rahatlık, mutluluk, övünç duymak
- "Çapkın delikanlının hareketlerini ciddiye alan genç kız tatlı tatlı gerinirken kuru dudaklarından mesut tebessümler uçuşuyordu." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Kolları açarak gövdeyi gergin bir duruma sokmak
- NARİNLİK
-
-
[isim]
Narin olma durumu
-
[isim]
Narin olma durumu
- GLİSERİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yağlı maddelerden, sabunlaştırma yoluyla çıkarılan renksiz, tatlı şurup kıvamındaki sıvı (CH2 OH-CHOH-CH2 OH)
-
[isim]
Yağlı maddelerden, sabunlaştırma yoluyla çıkarılan renksiz, tatlı şurup kıvamındaki sıvı (CH2 OH-CHOH-CH2 OH)
- PİRİNÇSİ
-
-
[sıfat]
Pirinci andıran, pirince benzeyen, pirinç gibi
-
[sıfat]
Pirinci andıran, pirince benzeyen, pirinç gibi
- ŞİRİNLİK
-
-
[isim]
Şirin olma durumu, sevimlilik
-
[isim]
Şirin olma durumu, sevimlilik
- MARGARİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İçyağlarında bulunan, margarik asidin gliserinle birleştirilmesiyle de yapay olarak elde edilen, 47 °C'de eriyen ve besin değeri olan bitki yağı
-
[isim]
İçyağlarında bulunan, margarik asidin gliserinle birleştirilmesiyle de yapay olarak elde edilen, 47 °C'de eriyen ve besin değeri olan bitki yağı
- ŞİPŞİRİN
-
-
[sıfat]
Çok sevimli, çok şirin, cana yakın
-
[sıfat]
Çok sevimli, çok şirin, cana yakın
- MARİNACI
- ...