İçinde rin olan 7 harfli 36 kelime var. İçerisinde RİN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rin olan kelimeler listesine ya da Sonu rin ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
N R İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PRİNTER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız yazıcı (1)
-
[isim]
Bakınız yazıcı (1)
- GERİNME
-
-
[isim]
Gerinmek işi
-
[isim]
Gerinmek işi
- GERİNİŞ
-
-
[isim]
Gerinme işi veya biçimi
- "Ey göğsünde ilahî geriniş / Rüyalarıma hükmeden güzel!" (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Gerinme işi veya biçimi
- MEMURİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Memurlar
-
[isim]
Memurlar
- YERİNME
-
-
[isim]
Yerinmek işi, teessüf
-
[isim]
Yerinmek işi, teessüf
- VERİNTİ
-
-
[isim]
Bir dilden başka bir dile verilen söz
-
[isim]
Bir dilden başka bir dile verilen söz
- BALERİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bale yapan bayan sanatçı
-
[isim]
Bale yapan bayan sanatçı
- LUSTRİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Parlak kumaş kullanılarak yapılmış (ayakkabı)
- "Tramvaydan inip incecik lustrin kunduralarla sulu karda yürüyerek gazinoya gidinceye kadar ayaklarım dondu." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Parlak kumaş kullanılarak yapılmış (ayakkabı)
- GİRİNTİ
-
-
[isim]
Düz bir yüzeyde bulunan içeri girmiş bölüm
-
[isim]
Düz bir yüzeyde bulunan içeri girmiş bölüm
- İRİNSİZ
- ...
- SERİNCE
-
-
[sıfat]
Az serin, serine yakın
-
[sıfat]
Az serin, serine yakın
- MERİNOS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Uzun, çok ince, beyaz ve bol tüylü yapağısından dokumacılıkta yararlanılan bir koyun cinsi, merinos koyunu (Ovis aries hispanica)
-
Bu koyundan elde edilen yün
-
[sıfat]
Bu yünden yapılmış olan
-
[isim]
Uzun, çok ince, beyaz ve bol tüylü yapağısından dokumacılıkta yararlanılan bir koyun cinsi, merinos koyunu (Ovis aries hispanica)
- OKARİNA
- ...
- DERİNTİ
-
-
[isim]
Toplantı
-
Gelişigüzel toplanmış eşya
-
İnsan kalabalığı, güruh
-
[isim]
Toplantı
- MARİNAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Av hayvanlarının, balığın ve diğer et türlerinin daha lezzetli olması ve yumuşaması için baharatlardan hazırlanan bir sos türü
-
[isim]
Av hayvanlarının, balığın ve diğer et türlerinin daha lezzetli olması ve yumuşaması için baharatlardan hazırlanan bir sos türü
- ÜZERİNE
-
-
[zarf]
Üstüne
- "Üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma şerefim üzerine ant içerim." (Anayasa)
- "Üzerimize çöken şimşekli, yıldırımlı havanın bana verdiği helecanı yeniden duyuyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Korku, su içen bir ceylana saldıran kurt gibi üzerime çullandı."
- "Aldım eve getirdim kuşu. Başka zaman olsa üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi uyurdum. Gece uyku girmedi gözüme. Arada bir uyanıp kuşa baktım." (Tarık Dursun K)
-
Hakkında
- "Dil üzerine bir yazı."
- "Söylediklerini hepimiz ayrı ayrı üzerimize almıştık, susuyor ve sıkılıyorduk." (Ömer Seyfettin)
-
...-den dolayı
- "Onun gelmesi üzerine ortalık düzeldi. Bu söz üzerine herkes rahat etti."
- "Fakat haydi beni boşadınız. Almanya'da sevdiğiniz bir başka kadını üzerime aldınız neyse." (Ömer Seyfettin)
-
...-den sonra
- "Bunca hazırlık üzerine yola çıkmamak insanı üzer."
-
[zarf]
Üstüne
- ERİNLİK
-
-
[isim]
Erin olma durumu, büluğ
-
[isim]
Erin olma durumu, büluğ
- YERİNDE
-
-
[sıfat]
İyi, yeterli
- "Binbaşı, uzun boylu, ince yapılı, uzun kır bıyıklı, yaşlı ise de gücü yerinde, her işe eli yatan bir adam." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hayatını değiştirme kararımı yerinde bulması beni de memnun etti." (Cahit Uçuk)
-
Zamanı, yeri uygun düşerek, gerektiği biçimde
- "Yerinde konuşmak."
-
[zarf]
Durumunda
- "Sıkılacak ne var, doktor onun babası yerinde." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
İyi, yeterli
- BİRİNCİ
-
-
[sıfat]
Bir sayısının sıra sıfatı
-
[isim]
Zaman, yer, sıra bakımından başkalarından önce gelen kimse, şey
- "Birincisi ne kadar mağrur ise öbürü o kadar yılışık." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Sırada, önem sırasında en üstün olan kimse
- "Sınıfın birincisi olduğundan imtihanlara girişinde..." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Ulaşım araçlarında mevki, sınıf
- "Bütün grubu hiç olmazsa ilk ineceğimiz iskeleye kadar birincide götürmek istemişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Bir sayısının sıra sıfatı
- RİNTLİK
-
-
[isim]
Rint olma durumu
-
[isim]
Rint olma durumu