İçinde rh olan 6 harfli 20 kelime var. İçerisinde RH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rh olan kelimeler listesine ya da Sonu rh ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NURHAK
- ...
- HERHAL
- ...
- SERHAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Sınır boyu
- "Keşke, yolum bir yalıya değil, bir serhat kışlasına gitseydi!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Sınır boyu
- ARHAVİ
- ...
- DİRHEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Okkanın dört yüzde birine eşit olan, 3,207 g'lık eski bir ağırlık ölçüsü
- "Üstadı, profesörle taban tabana zıt yaradılışlı bir insandı yani dirhemle lakırtı söylüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir tür gümüş para
-
[isim]
Okkanın dört yüzde birine eşit olan, 3,207 g'lık eski bir ağırlık ölçüsü
- TİRHOS
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Taze sardalya balığı
-
[isim]
Taze sardalya balığı
- ZIRHLI
-
-
[sıfat]
Zırh giymiş veya zırh kaplanmış
- "... uçsuz bucaksız bir tank, panzer ve zırhlı araba zinciri ... geçip gidiyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Büyük bir bölümü mermilere ve uçak bombalarına karşı bir zırhla korunmuş, genellikle büyük tonajlı açık deniz gemisi
- "5-18 Mart muharebesi bizim zaferimizle bitmişti, düşman zırhlılarının canına okumuşuz." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Zırh giymiş veya zırh kaplanmış
- HORHOR
-
-
[isim]
Gür ve ses çıkararak akan su
-
[isim]
Gür ve ses çıkararak akan su
- MERHEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Deriye sürülerek kullanılan, içinde birçok etkili madde bulunan, yumuşak ve koyu kıvamda, yağlı veya yağsız ilaç
- "O eller seni kurtarmak içindi, o eller yarana merhem sürmek içindi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Çare
- "Her merhemi her yareye merhem mi sanırsın?" (Ziya Paşa)
-
[isim]
Deriye sürülerek kullanılan, içinde birçok etkili madde bulunan, yumuşak ve koyu kıvamda, yağlı veya yağsız ilaç
- BURHAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kanıt
-
Belgit
-
[isim]
Kanıt
- PERHİZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Diyet
- "Biraz perhizle idare edersek biz burada iki ay daha yaşayabiliriz." (Ahmet Mithat)
- "Fiyatlar o kadar yükseldi ki perhiz eder gibi yediğim hâlde, yine her yemek bir buçuk lirayı geçmeye başladı." (Ömer Seyfettin)
-
Hristiyanların ve Yahudilerin belli günlerde et, yağ vb. yiyecekleri yemeden tuttukları oruç
-
[isim]
Diyet
- TERHİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Rehin olarak bırakma, rehine koyma, tutuya koyma
-
[isim]
Rehin olarak bırakma, rehine koyma, tutuya koyma
- MERHUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ölmüş Müslüman (erkek), rahmetli
-
[sıfat]
Ölmüş Müslüman (erkek), rahmetli
- TERHİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Askerlik ödevini bitirenleri ordudan bırakma
- "Polis görevlisi ile askerden yeni terhis edilmiş marangoz, peronda bir aşağı bir yukarı gidip geliyorlardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Askerlik ödevini bitirenleri ordudan bırakma
- DERHAL
- ...
- MERHUN
- ...
- SARHOŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Alkollü içki veya keyif verici bir madde sebebiyle kendini bilmeyecek durumda olan (kimse), esrik, mest, sermest, başı dumanlı, kafası iyi, kafası dumanlı, kafası kıyak
- "Sarhoştum aydım, böyle yaşamaktan caydım, diyerek birdenbire yeniden gazeteciliğe dönmek olacak iş değildi." (Ahmet Ümit)
-
Bir şeyden çok fazla mutluluk duyan
- "Zafer sarhoşu."
-
[zarf]
Hoşa giden bir etki ile kendinden geçmiş olarak
- "Arılar bahar çiçekleriyle sarhoş dolaşıyorlar."
-
[sıfat]
Alkollü içki veya keyif verici bir madde sebebiyle kendini bilmeyecek durumda olan (kimse), esrik, mest, sermest, başı dumanlı, kafası iyi, kafası dumanlı, kafası kıyak
- TURHAL
- ...
- TARHUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birleşikgillerden, hekimlikte kullanılan, güzel kokulu bir bitki (Artemisia dracunculus)
-
[isim]
Birleşikgillerden, hekimlikte kullanılan, güzel kokulu bir bitki (Artemisia dracunculus)
- KERHEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Tiksinerek, iğrenerek
-
İstemeyerek, istemeye istemeye, gönülsüz olarak
-
[zarf]
Tiksinerek, iğrenerek