İçinde ren olan 7 harfli 46 kelime var. İçerisinde REN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ren olan kelimeler listesine ya da Sonu ren ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
REN
2 Harfli Kelimeler
EN, ER, NE, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- RENÇPER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tarla, bağ, bahçe, yapı ve toprak işlerinde ağır işleri gören gündelikçi, ırgat
- "Kan tere batmış, rençper gibi çalışırdı." (Refik Halit Karay)
-
Çiftçi
- "Ben dünyada balıkçıları, toprakla uğraşan rençperleri severim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tarla, bağ, bahçe, yapı ve toprak işlerinde ağır işleri gören gündelikçi, ırgat
- RENKSİZ
-
-
[sıfat]
Rengi olmayan
- "Islak topraklardan renksiz dumanlarla beraber keskin bir toprak kokusu yükseliyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Solgun görünen, soluk
- "Bu sabah Munise biraz hasta ve renksiz uyandı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Davranış ve düşünce yönünden belli bir niteliği olmayan
- "Geriye kalan üç dört yolcuya gelince bunlar lalettayin ve renksiz insanlardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
[sıfat]
Rengi olmayan
- PERENDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Havada çark gibi dönerek atılan takla
- "Ali çocuk gibi perendeler atarak otlarla, yamaçlarla sarmaş dolaş oluyordu." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Havada çark gibi dönerek atılan takla
- KANGREN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Vücudun bir yerindeki dokuların ölmesi
- "Onun bacağını kangren tehdit edip de tecrit ettiğimiz vakit daha iyi tanıdım onu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Vücudun bir yerindeki dokuların ölmesi
- TÖRENLİ
-
-
[sıfat]
Törenle yapılan
-
[sıfat]
Törenle yapılan
- İĞRENTİ
-
-
[isim]
İğrenme
-
[isim]
İğrenme
- NADİREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Seyrek
- "Onların evine nadiren yemeğe gittiğim akşamlar..." (Halide Edip Adıvar)
-
[zarf]
Seyrek
- TÜRENTİ
-
-
[isim]
Söz türetmecilik ve uydurmacılık, neolojizm
-
[isim]
Söz türetmecilik ve uydurmacılık, neolojizm
- İŞVEREN
-
-
[isim]
İşçileri ücretle çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, çalıştıran, patron
- "Fabrikaları, atölyeleri gezin, işçilerle, işverenlerle konuşun." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
İşçileri ücretle çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, çalıştıran, patron
- DİRENME
-
-
[isim]
Direnmek işi, karşı koyma, dayanma, inat etme, ısrar etme, mukavemet etme
-
[isim]
Direnmek işi, karşı koyma, dayanma, inat etme, ısrar etme, mukavemet etme
- ÖĞRENİŞ
-
-
[isim]
Öğrenme işi veya biçimi
-
[isim]
Öğrenme işi veya biçimi
- İĞRENİŞ
-
-
[isim]
İğrenme işi veya biçimi
-
[isim]
İğrenme işi veya biçimi
- ZAHİREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Görünüşte, görünüşe göre
- "Zahiren ufak, ehemmiyetsiz, değersiz bir sebepten dolayı iki sevgili arasında bir nazlaşma kavgası." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[zarf]
Görünüşte, görünüşe göre
- RENCİDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
İncinmiş, kalbi kırılmış
- "Seni rencide ettiysem özür dilerim, ben sadece bizim hassasiyetimizi anlamanı istedim." (Ahmet Ümit)
- "Bir dostluk havası içinde bile olsa ferdin şahsi hürriyeti ve şahsi vakarı bundan rencide oluyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
İncinmiş, kalbi kırılmış
- ÖZVEREN
-
-
[sıfat]
Özverili
-
[sıfat]
Özverili
- SERENAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sesli olarak söylenen veya müzik aracılığıyla çalınan serbest biçimli müzik parçası
-
Geceleyin, açık havada sevgi duyulan biri için bir müzik aracıyla verilen küçük konser
-
[isim]
Sesli olarak söylenen veya müzik aracılığıyla çalınan serbest biçimli müzik parçası
- SERENDİ
-
-
[isim]
Dört, altı veya sekiz direk üstüne yapılmış tahıl, meyve ve sebze kurusunu saklamak için kullanılan kiler
-
[isim]
Dört, altı veya sekiz direk üstüne yapılmış tahıl, meyve ve sebze kurusunu saklamak için kullanılan kiler
- İMRENTİ
-
-
[isim]
İmrenme, gıpta
- "Döndü, bir kenardan imrentiyle kendisine bakmakta olan Berbat'ı gördü." (Orhan Kemal)
-
[isim]
İmrenme, gıpta
- DARENDE
- ...
- ERENDİZ
- ...