İçinde rek olan 7 harfli 36 kelime var. İçerisinde REK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rek olan kelimeler listesine ya da Sonu rek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ERK, KER
2 Harfli Kelimeler
EK, ER, KE, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- REKABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış
- "Bu seferki kovuluşun sebebi meslek rekabeti değil, meslek ahlakı idi." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Herkesin size delilik isnat etmekte birbirleriyle âdeta rekabet etmeleri kaidedir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış
- HAREKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
- "Ne vakit hareket edeceğiz, Kenan? Yarın mı?" (Ömer Seyfettin)
- "... saldırma için lazım gelen strateji planını tespit ederler ve ona göre harekete geçerlerdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma
- "Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı." (Refik Halit Karay)
-
Davranış, tutum
- "Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır." (Halide Edip Adıvar)
- "İnsan bu kadar ölçülü hareket eder mi, edemez mi?." (Halide Edip Adıvar)
-
Yola çıkma
- "Hareketimiz iki gün ertelendi."
-
Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılan ilerlemeler, akım
- "Türkçülük hareketi. Dilde özleşme hareketi."
-
Deprem
- "Ben, diyor, hareket olurken Eminönü'nde idim." (Memduh Şevket Esendal)
-
Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri
- "Hareket cetveli. Hareket memuru."
-
Devinim
-
Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi
-
Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi
-
[isim]
Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
- GEMEREK
- ...
- İÇREKÇİ
- ...
- EREKSEL
-
-
[sıfat]
Erek niteliğinde olan
-
[sıfat]
Erek niteliğinde olan
- ÇEKEREK
- ...
- ENGEREK
-
-
[isim]
Engerekgillerden, başı üç köşeli, rengi kara veya karaya yakın, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan zehirli bir yılan (Vipera aspis)
-
[isim]
Engerekgillerden, başı üç köşeli, rengi kara veya karaya yakın, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan zehirli bir yılan (Vipera aspis)
- DİREKÇİ
-
-
[isim]
Alamana kayıklarında direğe çıkarak gözcülük yapan kimse
-
[isim]
Alamana kayıklarında direğe çıkarak gözcülük yapan kimse
- PAYREKS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Isıya ve kimyasal etkilere dayanıklı bir tür cam
-
[isim]
Isıya ve kimyasal etkilere dayanıklı bir tür cam
- KÜREKÇİ
-
-
[isim]
Kürek yapan veya satan kimse
-
Sandal vb.nde kürek çeken kimse
- "Sicilya'da bir yalı şehrine yaptığım baskında yeteri kadar kürekçi sağladım." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Fırın, tren, vapur vb. yerlerde ocağa kürekle kömür atan kimse
-
[isim]
Kürek yapan veya satan kimse
- SİVEREK
- ...
- BÜYÜREK
- ...
- BİLEREK
-
-
isteyerek, kasten
- "Bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır." (Haldun Taner)
- "Efendiden gizli yine herkes bildiğini okuyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Her şeye peki, olur der fakat sonunda gene bildiğini yapardı." (Haldun Taner)
- "Sütannenin sandık odası, bildim bileli akar." (Ömer Seyfettin)
-
isteyerek, kasten
- SÜREKLİ
-
-
[sıfat]
Kesintisiz olarak süren, kalıcı, devamlı, baki, daimî
-
[zarf]
Uzun süreli olarak, daima
-
Ötümlü
-
[sıfat]
Kesintisiz olarak süren, kalıcı, devamlı, baki, daimî
- GEREKME
-
-
[isim]
Gerekmek işi, iktiza, istilzam
-
[isim]
Gerekmek işi, iktiza, istilzam
- YÜREKLİ
-
-
[sıfat]
Tehlikeyi korkusuzca karşılayan, hiçbir şeyden korkusu olmayan, gözü pek, babayiğit, koçak, cesaretli, cesur, cüretkâr
- "Fakat onlar da aralarında hiçbir delikanlıyı ona eş olabilecek kadar yürekli bulmuyorlardı." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Tehlikeyi korkusuzca karşılayan, hiçbir şeyden korkusu olmayan, gözü pek, babayiğit, koçak, cesaretli, cesur, cüretkâr
- REKAKET
- ...
- GEREKLİ
-
-
[sıfat]
Yapılması, olması veya bulunması uygun olan, yerinde olan, lüzumlu, vacip, mukteza
- "Bize gerekli olan şey, adamakıllı bir harita, bir de kılavuz." (Halide Edip Adıvar)
- "Başbakan, gerekli görürse ... Türkiye Büyük Millet Meclisinden güven isteyebilir." (Anayasa)
-
[sıfat]
Yapılması, olması veya bulunması uygun olan, yerinde olan, lüzumlu, vacip, mukteza
- SÜREKÇİ
-
-
[isim]
Davar alışverişiyle uğraşan kimse
-
[isim]
Davar alışverişiyle uğraşan kimse
- FREKANS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sıklık
-
[isim]
Sıklık