İçinde re olan 7 harfli 312 kelime var. İçerisinde RE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında re olan kelimeler listesine ya da Sonu re ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ER, RE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İNCEREK

  1. [sıfat] Zayıfa yakın, incecik
    • "İncerek, uzunca boylu, düzgünce yüzlü, sessiz, terbiyeli bir oğlan." (Memduh Şevket Esendal)

BİLEREK

  1. isteyerek, kasten
    • "Bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır." (Haldun Taner)
    • "Efendiden gizli yine herkes bildiğini okuyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Her şeye peki, olur der fakat sonunda gene bildiğini yapardı." (Haldun Taner)
    • "Sütannenin sandık odası, bildim bileli akar." (Ömer Seyfettin)

GÖRELİK

  1. [isim] Eşyayı, kavramları veya tasarımları birlik, bağlılık, birliktelik vb. durumlarda toplayan görünüş veya nitelik, bağıntı, izafet, rölativite

REZİLCE

  1. [sıfat] Aşağılık, alçak bir nitelikte olan
  2. [zarf] Rezil bir biçimde

GÜBRELİ

  1. [sıfat] Gübrelenmiş olan
    • "Gübreli toprak."

PENCERE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık
    • "Bavulu açtım, kâğıdı parçaladım, pencereden attım." (Refik Halit Karay)
    • "Bir insana bir şey öğrettiğiniz, ona yeni bir pencere açtığınız zamanki o parlayan bakışlar var ya, hocanın en büyük mükâfatı budur." (Haldun Taner)

KÜRETAJ
...
RENKSER

  1. [sıfat] Renklerle ilgili olan, kromatik

ŞİRESİZ
...
DEREOTU

  1. [isim] Maydanozgillerden, ince yapraklı, bazı yemeklere konulan güzel kokulu bir bitki (Anethum)

ENTEGRE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Bütünleşmiş

HEZAREN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Saray çiçeği (Delphinium)

KANGREN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Vücudun bir yerindeki dokuların ölmesi
    • "Onun bacağını kangren tehdit edip de tecrit ettiğimiz vakit daha iyi tanıdım onu." (Halide Edip Adıvar)

VARESTE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kurtulmuş
    • "Endişeden vareste."
    • "... Türkçeyi bilmek için aruza aşina olmaktan vareste kalamaz." (Yahya Kemal Beyatlı)

CESARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güç veya tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu güven
    • "Hayvanın sokulganlığından cesaret alan bir başka kız da usulca yanına yaklaştı." (Haldun Taner)
    • "Bana bir şey söylemeye cesaret ettiğini gördünüz mü şimdiye kadar?" (Tarık Buğra)
    • "Demek ki işi açığa vurmak cesaretini gösterdi." (Refik Halit Karay)
    • "Sabahın ışıkları bana yeniden bir cesaret verdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Yüreklilik, yiğitlik, yürek ve göz pekliği
    • "Bütün halk türküleri gibi ölenin örnek cesaretini öven türkülerdi bunlar." (Necati Cumalı)
  3. Cüret
  4. Çekinmezlik, atılganlık

KİREMİT

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Çatıları örtmekte kullanılan, yan yana dizilerek suyu aşağıya geçirmeden dışarı akıtacak biçimde yapılmış, kızıl toprağın renginde, pişmiş balçık levha
    • "Geçen gün kiremitleri aktarmak için dama çıkmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)

KÜÇÜREK

  1. [sıfat] Biraz küçük

ZİYARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
    • "Haftada iki gece ziyaretine giderdik." (Halit Fahri Ozansoy)
    • "Eli rehberli Amerikan turistleri gibi, geldikleri şehrin önce tarihî anıtlarını ziyaret ederler." (Haldun Taner)

HANÇERE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gırtlak
    • "Kuvvetli bir aktör hançeresine malik olmak lazımdı." (Halit Fahri Ozansoy)

ÖZVEREN

  1. [sıfat] Özverili

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü