İçinde re olan 6 harfli 225 kelime var. İçerisinde RE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında re olan kelimeler listesine ya da Sonu re ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NEFRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
- "Gönlümde o zamana kadar duyduğum nefret yerine büyük bir korku titriyordu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Şu dakikada senden nefret ediyorum, senden böyle hareket beklemezdim." (Peyami Safa)
- "Çünkü Ömer Bey, başka birinde son derece nefret uyandıran bir kabalık, bir kusur sayılması lazım gelen o gurur ve azamet buhranları içinde bile bir çocuk saflığını saklıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Tiksinme, tiksinti
- "Şimdi bu satırlarımı hiddetle, nefretle, iç bulantısı ile yazıyorum." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
- BREZİL
-
Kelime Kökeni : İspanyolca
-
[isim]
Baklagillerden bazı ağaçların kırmızı boya çıkarılan odunu
-
[isim]
Baklagillerden bazı ağaçların kırmızı boya çıkarılan odunu
- APRELİ
-
-
[sıfat]
Apresi yapılmış, perdahlanmış veya cilalanmış
-
[sıfat]
Apresi yapılmış, perdahlanmış veya cilalanmış
- GEREDE
- ...
- KÖREBE
-
-
[isim]
Gözleri bağlı olan ebenin, oyuna katılan öteki çocukları yakalamaya çalıştığı çocuk oyunu
-
[isim]
Gözleri bağlı olan ebenin, oyuna katılan öteki çocukları yakalamaya çalıştığı çocuk oyunu
- TEREKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Miras
- "Hâlâ eski zenginliğinin hasedini üstüne çeker ve eski terekelerinin veraset vergilerini öder." (Burhan Felek)
-
[isim]
Miras
- FRENGİ
-
-
[isim]
Genellikle cinsel birleşmelerle bulaşan, tedavi edilmediğinde inme, körlük, delilik vb. sonuçlara kadar varan, döle de geçerek vücutça ve akılca sakat bir soyun yetişmesine yol açan hastalık, yenirce, sifilis
-
[isim]
Genellikle cinsel birleşmelerle bulaşan, tedavi edilmediğinde inme, körlük, delilik vb. sonuçlara kadar varan, döle de geçerek vücutça ve akılca sakat bir soyun yetişmesine yol açan hastalık, yenirce, sifilis
- FEDERE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Bir federasyona bağlı olan
-
[isim]
Bir konfederasyonun üyesi
-
[sıfat]
Bir federasyona bağlı olan
- REPLİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Oyuncunun sözü karşısındakine bırakırken söyleyeceği son söz
- "Peş peşe sıralanan mizansen bozukluklarıyla, kötü okunan replikleriyle bu piyes baştan başa fiyaskoydu." (Cahit Uçuk)
- "Spritüel dostum Pişekâr'ından dişi bir replik almış bir Kavuklu kadar sevinçli, gülümsedi." (Haldun Taner)
-
Diğer oyuncunun sözüne göre verilmesi gereken karşılık
-
[isim]
Oyuncunun sözü karşısındakine bırakırken söyleyeceği son söz
- PEYREV
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Başkasının izinden giden, izleyen kimse, izleyici
-
[isim]
Başkasının izinden giden, izleyen kimse, izleyici
- REDOKS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bir atom veya molekülden ötekine bir veya daha çok elektronun geçişi olayı
-
[isim]
Bir atom veya molekülden ötekine bir veya daha çok elektronun geçişi olayı
- GÖRECİ
-
-
[isim]
Bağıntıcılık yanlısı olan kimse, bağıntıcı, rölativist
-
[isim]
Bağıntıcılık yanlısı olan kimse, bağıntıcı, rölativist
- MEŞREP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaradılış, huy, karakter, mizaç
- "Bunların arasında bilhassa Vehbi Dede isminde Mevlevi bir musikişinas tanıdı ve meşrebine uygun buldu." (Halide Edip Adıvar)
-
Davranış biçimi
- "Kişilik genel çizgisi meşrep olarak bilinir." (Nurullah ataç)
-
[isim]
Yaradılış, huy, karakter, mizaç
- ŞİRRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Geçimsiz, huysuz, kavga çıkarmaktan hoşlanan, edepsiz (kimse)
- "Melek kadar masum / Yok canım şeytan kadar şirret." (Behçet Necatigil)
-
[sıfat]
Geçimsiz, huysuz, kavga çıkarmaktan hoşlanan, edepsiz (kimse)
- HAREKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hareket durumunda, devinim durumunda olan, devinimsel
-
[sıfat]
Hareket durumunda, devinim durumunda olan, devinimsel
- DEVREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Devir (II) yoluyla, devrederek
- "Devren satılık bakkal dükkânı."
-
[zarf]
Devir (II) yoluyla, devrederek
- TÜREDİ
-
-
[sıfat]
Kendisinden umulmayan bir biçimde sivrilmiş ve hakkı olmayan bir duruma gelmiş (kimse), yerden bitme, zıpçıktı
- "Attığı temeller üzerine ancak bir sonradan görme türedi evi kurulabilirdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Nereden geldiği, nasıl ortaya çıktığı belirsiz, gerçek bir değeri olmayan
- "Ama bu türedi akımları sevmemekle kalmaz..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Kendisinden umulmayan bir biçimde sivrilmiş ve hakkı olmayan bir duruma gelmiş (kimse), yerden bitme, zıpçıktı
- UMRECİ
- ...
- RETİNA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Ağ tabaka
-
[isim]
Ağ tabaka
- ÇEVREN
-
-
[isim]
Ufuk, göz erimi
- "Arada sırada da olsa, böyle buluşup konuşmak çok güzel oluyor, insanın çevreni genişliyor." (Tahsin Yücel)
-
[isim]
Ufuk, göz erimi