İçinde re olan 4 harfli 70 kelime var. İçerisinde RE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında re olan kelimeler listesine ya da Sonu re ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖREK
-
-
[isim]
Duvar
-
[isim]
Duvar
- REİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkan
- "İstanbul'un belediye reisi olmak çok şerefli fakat hiç de heves edilecek bir şey değildir." (Halide Edip Adıvar)
-
Lider
-
Küçük tekne kaptanı
-
[isim]
Başkan
- FRER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yabancılara ait okullarda görevli papaz
- "Mektepte arkadaşlarına hükmeden frerlerden hiç korkmadı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Yabancılara ait okullarda görevli papaz
- KREP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çok bükümlü iplikle dokunmuş bir çeşit ince kumaş
- "Başına kenarları yeşil oyalı mor bir gaz boyaması krep bağlıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Çok bükümlü iplikle dokunmuş bir çeşit ince kumaş
- PİRE
-
-
[isim]
Pireler takımında, insanın ve bazı hayvanların kanını emerek yaşayan, iyi sıçradığı için kolay yakalanamayan, küçük, asalak böcek (Pulex)
- "Onların başıboş duygusallıklarının deve yaptığı pireleri, büyüttükleri sorunlarını çözümlemeye çaba harcamıyor muyuz?" (Haldun Taner)
- "Hem o kadar nişancıdır ki pireyi gözünden vurur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Pireler takımında, insanın ve bazı hayvanların kanını emerek yaşayan, iyi sıçradığı için kolay yakalanamayan, küçük, asalak böcek (Pulex)
- REMİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Genellikle dört kişi arasında elli kâğıtlık bir deste ve iki jokerle oynan bir iskambil oyunu
-
[isim]
Genellikle dört kişi arasında elli kâğıtlık bir deste ve iki jokerle oynan bir iskambil oyunu
- REJİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sinema, tiyatro, radyo ve televizyon oyunlarında oyunu yönetme
- "Schweikart'ın rejisindeki temsilî bir defter dolduracak kadar notlar alarak izlemiştim." (Haldun Taner)
-
Tekel idaresi
- "Daha edeceğiniz nice iyilikleri bekleyen reji hademesi sizi evliya bilir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Sinema, tiyatro, radyo ve televizyon oyunlarında oyunu yönetme
- TÜRE
-
-
[isim]
Adalet
-
[isim]
Adalet
- KREŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çocuk yuvası
-
[isim]
Çocuk yuvası
- GREK
- ...
- REYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Çizgili çubuklu çizgileri olan (kumaş)
- "Fenerliler, sarı lacivert reye fanila giymişler." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Çizgili çubuklu çizgileri olan (kumaş)
- UMRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hac mevsimi dışında Kâbe'yi ve Mekke'nin öbür kutsal yerlerini ziyaret etme
-
[isim]
Hac mevsimi dışında Kâbe'yi ve Mekke'nin öbür kutsal yerlerini ziyaret etme
- DORE
- ...
- KORE
- ...
- REST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pokerde, bir oyuncunun önündeki paranın tümü
-
Karşı çıkış
-
[isim]
Pokerde, bir oyuncunun önündeki paranın tümü
- GÖRE
-
-
[zarf]
Bir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince
- "... günün modasına göre taranmış saçlarıyla güzel bir kadın başı uzandı bahçeye." (Necati Cumalı)
-
Bakılırsa, hesaba katılırsa, göz önünde tutulunca, bakarak, nazaran
- "Bilginlerin dediğine göre on milyona yakın Türk yurt değiştirdi." (Nezihe Araz)
-
[zarf]
Bir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince
- REEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Gerçek
-
[sıfat]
Gerçek
- RENK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum
- "Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu, Amerikan boksörlerine benziyordu." (Aka Gündüz)
- "Sarı yanaklarına hafif bir renk geldi." (Ömer Seyfettin)
- "Fakat Hacı İlhami Efendi ile kızını en çok çekemeyenler bile onların vakur bir vaziyet aldıklarını, her ne olursa olsun, ele güne renk vermediklerini itirafa mecbur oldular." (Halide Edip Adıvar)
- "Rengi uçmuş kenarları yenmiş ... bir fotoğrafı var." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Nitelik
- "İşin rengi değişti."
- "O bunu dostuna duyduğu hayranlığa yeni bir renk katmak sevinci ile yapıyordu." (Haldun Taner)
- "Kadınlar da bu defa Tevfik'i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar, Tevfik'in rengi uçtu, dudakları titredi." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum
- FİRE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Her tür ticari malda kuruma, dökülme, bozulma vb. sebeplerle eksilme, ağırlık yitimi
- "Sabun kuruyunca çok fire verir."
-
Bir iş yapılırken çıkan artık parça
-
[isim]
Her tür ticari malda kuruma, dökülme, bozulma vb. sebeplerle eksilme, ağırlık yitimi
- GREN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kâğıdın yüzeyinin pürüzlülük derece ve tipinin bir izlenimi
-
[isim]
Kâğıdın yüzeyinin pürüzlülük derece ve tipinin bir izlenimi