İçinde re olan 4 harfli 70 kelime var. İçerisinde RE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında re olan kelimeler listesine ya da Sonu re ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ER, RE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TÖRE

  1. [isim] Bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü, âdet
    • "Töre anlayışları bu bilinçlilikleriyle pekişmiştir." (Necati Cumalı)
  2. Bir toplumdaki ahlaki davranış biçimleri, adap

EREN

  1. [isim] Ermiş
    • "Bu adam vaktinin en büyük erenlerindendi." (Ömer Seyfettin)
  2. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse

İÇRE

  1. [zarf] İçinde
    • "Âlem içre muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi." (Muhibbî)

BREŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Doğal çimento ile lavlı, kavkılı, kabuklu, kemikli kırıntıların kaynaşmasıyla oluşmuş kütle
  2. Bir tür yapay mermer

GREV

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İş bırakımı
    • "Başka bir gidişinde Cenova'da dok işçileri grevdeydi." (Necati Cumalı)

KREŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çocuk yuvası

HARE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş, dalgır
    • "Uskumrunun hareleri daha sık, gözleri küçük oysa kolyozun hem hareleri daha taraklı hem gözleri daha patlak." (Oktay Rifat)
  2. Üzerinde dalgalı çizgiler bulunan kumaş
  3. Çok sert taş, mermer

REİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Başkan
    • "İstanbul'un belediye reisi olmak çok şerefli fakat hiç de heves edilecek bir şey değildir." (Halide Edip Adıvar)
  2. Lider
  3. Küçük tekne kaptanı

ÖREN

  1. [isim] Eski yapı veya şehir kalıntısı, harabe, virane

İARE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eğreti, ödünç
    • "Bu iare tuvaletiyle, kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı." (Peyami Safa)
  2. Eğreti verme, ödünç verme

SÜRE

  1. [isim] Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet
    • "Hükümdar gibi davrandığınız sürece hükümdar sayılırsınız." (Turan Oflazoğlu)

EREK

  1. [isim] Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, maksat, hedef
    • "Onun metodunu uygulamakla araştırıcının varamayacağı erek yoktur." (Azra Erhat)

TREN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Demir yolunda yolcu ve yük taşımakta kullanılan, bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen vagonlar dizisi, katar, şimendifer
    • "O gece Eskişehir'den son kalkan trenle Ankara'ya dönüyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)

İBRE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ölçü aletleri, saat ve göstergelerde sayı veya işaret göstermeye yarayan hareketli iğne
    • "Birtakım ışıklar yanıp sönüyor, kadranların ibreleri titreyerek yükselip alçalıyor." (Çetin Altan)
  2. Çam, ardıç, sedir vb. ağaçların yaprağı

TERE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Turpgillerden, yaprakları salata olarak yenen baharlı bir bitki (Lepidium)

REZE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Menteşe
    • "Kapının reze tarafına yakın yerinde bir parmak kalınlığında bir çatlak gözüme ilişti." (Peyami Safa)
  2. Kapıyı içeriden ve dışarıdan açıp kapamaya yarayan ve başparmakla basılarak işletilen düzen
    • "Gece yağan yağmurdan rezeler şişmiş mi şişmiştir." (Salâh Birsel)

FREN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir makinenin, herhangi bir taşıtın hızını kesmeye veya onu durdurmaya yarayan mekanizma

PARE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Parça, kısım
  2. Tane, adet
    • "Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi / Yeni doğmuş ayı gördükleri yerden geliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)

REVÜ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çeşitli dans ve oyunlardan oluşmuş, zengin görünümlü sahne gösterisi
    • "Güzel bir kadın, filmlerdeki asker revü kızları gibi bir selam verdi." (Sait Faik Abasıyanık)

DERE

  1. [isim] Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu
  2. Bu akarsuyun yatağı
  3. İki dağ arasındaki uzun çukur
  4. Damlarda yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko veya kiremit yol

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü