İçinde rd olan 6 harfli 53 kelime var. İçerisinde RD bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rd olan kelimeler listesine ya da Sonu rd ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YARDAK
-
-
[isim]
Özellikle kötü işlerde yardım
-
[isim]
Özellikle kötü işlerde yardım
- KARDEŞ
-
-
[isim]
Aynı anne babadan doğmuş veya anne babalarından biri aynı olan çocukların birbirine göre adı
- "Öz kardeş. Üvey kardeş. Kız kardeş. Erkek kardeş."
-
Yaşça küçük olan çocuk
-
[ünlem]
Adı bilinmeyen kimselere söylenen bir seslenme sözü
- "Güle güle Fahri Bey kardeşim!" (Sait Faik Abasıyanık)
-
Aralarında çok değer verilen ortak bir bağ bulunanlardan her biri
- "Din kardeşi."
-
[isim]
Aynı anne babadan doğmuş veya anne babalarından biri aynı olan çocukların birbirine göre adı
- YERDEŞ
- ...
- YARDIM
-
-
[isim]
Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet
- "Bu, bir ricada bulunacak, bir yardım isteyecek sandı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kalkmasına yardım etmedikten başka ayaklarından sarılmış, bir defa da böyle sürümüştüm." (Refik Halit Karay)
- "Devlet yahut diğer kamu tüzel kişilerinden mali yardım gören haber ajansları hakkında da uygulanır." (Anayasa)
- "Mal sahibi Rafet Reis, ona epey yardımda bulunmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir ülkeye bağış veya ödünç olarak verilen para ve ihtiyaç maddeleri
-
Etki
- "Otların üstünde, ağaçların yapraklarında kalan yağmur damlaları rüzgârın da yardımıyla öğleye kadar kurudu." (Necati Cumalı)
-
Bağış, iane
-
[isim]
Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet
- GÖRDES
- ...
- ABORDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir deniz teknesinin başka bir tekneye, bir iskeleye veya bir rıhtıma yanını vererek yanaşması
- "Gemi rıhtıma aborda etmişti."
-
[isim]
Bir deniz teknesinin başka bir tekneye, bir iskeleye veya bir rıhtıma yanını vererek yanaşması
- ŞİRDEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Geviş getiren hayvanlarda, çiğnenmiş besinin bir kez daha mide sularıyla sindirildiği, dört bölümlü midenin dördüncü bölümü
-
[isim]
Geviş getiren hayvanlarda, çiğnenmiş besinin bir kez daha mide sularıyla sindirildiği, dört bölümlü midenin dördüncü bölümü
- ORDİNO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir poliçenin arkasına ciro edildiği kişiye ödenmesi için yazılan havale emri
-
Tüccarın malını gümrükten çekebilmesi için vapur kumpanyasından yük konşimentosuna karşılık verilen havale
-
Denizcilik işletmelerinde gemi adamlarını gemilere atama belgesi
-
[isim]
Bir poliçenin arkasına ciro edildiği kişiye ödenmesi için yazılan havale emri
- BORDÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar
-
Genellikle giyim kuşam malzemesindeki kenar süsü
-
Cilt kapağındaki kalın çizgiler
-
Banyo, tuvalet, mutfak vb. ıslak zeminlerde duvar döşemeleri arasına konan motifli bir tür fayans
-
[isim]
Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar
- BARDAN
-
-
[sıfat]
Çok beyaz
-
[sıfat]
Çok beyaz
- KÜRDAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dişleri temizlemek için kullanılan küçük çöp
-
[isim]
Dişleri temizlemek için kullanılan küçük çöp
- BORDRO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir hesabın ayrıntılarını gösteren çizelge
- "Maaş bordrosu. Kasa bordrosu."
-
[isim]
Bir hesabın ayrıntılarını gösteren çizelge
- ERDİŞİ
- ...
- HARDAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Turpgillerden, 100-150 cm yükseklikte, sarı çiçekli, deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu hekimlikte kullanılan, tadı acı ve bir yıllık bir bitki (Brassica nigra)
-
Bu tohumun toz durumuna getirilmiş veya sirke ile karıştırılarak yapılmış macunu
- "Sofra hardalı."
-
[isim]
Turpgillerden, 100-150 cm yükseklikte, sarı çiçekli, deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu hekimlikte kullanılan, tadı acı ve bir yıllık bir bitki (Brassica nigra)
- DÖRDÜZ
-
-
[sıfat]
Dördü bir arada doğan (çocuk)
-
Dördü bir arada bulunan
-
[sıfat]
Dördü bir arada doğan (çocuk)
- MORDUT
- ...
- ŞIRDAN
- ...
- BERDUŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Başıboş, serseri kimse
- "Serseriler, berduşlar, kopuklar başlarını masalara dayayarak sabahlar burada." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Pis, bozuk, bakımsız
- "Bir büyük mü büyük hangar, bir dağınık berduş yatak..." (Çetin Altan)
-
[isim]
Başıboş, serseri kimse
- ÇARDAK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tarla, bahçe vb. yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak
-
Asma vb. bitkilerin dallarını sardırmak için direklerle yapılmış yer
- "Evin bahçeye açılan tahta kapısının üstündeki çardakta koruklar sarkıyordu." (Oktay Rifat)
-
Kameriye
- "Çardağın boşluğuna girdiğimiz vakit durmuş, eliyle yanağımı sıkmış, çenemi okşamıştı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Tarla, bahçe vb. yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak
- SIRDAŞ
-
-
[isim]
Birinin sırlarını bilen kimse, mahrem
- "Her konuda yardımcı olabilecek güvenilir bir sırdaş bulmam gerekiyordu." (Refik Erduran)
- "Bu kolay işi güçleştirme yavrum; arkadaş ol benimle, sırdaş ol." (Turan Oflazoğlu)
-
Birinin sırrını bilecek kadar ona yakın olan kimse
-
[isim]
Birinin sırlarını bilen kimse, mahrem