İçinde ran olan 8 harfli 74 kelime var. İçerisinde RAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ran olan kelimeler listesine ya da Sonu ran ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NAR
2 Harfli Kelimeler
AN, AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ARANILMA
-
-
[isim]
Aranılmak işi veya durumu
-
[isim]
Aranılmak işi veya durumu
- SAÇKIRAN
-
-
[isim]
Bir mantarın oluşturduğu, saçları döken bir deri hastalığı, kılkıran
-
[isim]
Bir mantarın oluşturduğu, saçları döken bir deri hastalığı, kılkıran
- SOKRANMA
-
-
[isim]
Sokranmak işi veya durumu
-
[isim]
Sokranmak işi veya durumu
- NOBRANCA
-
-
[sıfat]
Kaba, sert, kırıcı
-
[zarf]
Kaba, sert, kırıcı bir biçimde
-
[sıfat]
Kaba, sert, kırıcı
- BALDIRAN
-
-
[isim]
Maydanozgillerden, nemli yerlerde yetişen zehirli bitkilerin ortak adı, ağı otu, baldırgan (Conium maculatum)
- "Döndüğümde karımın mezarını dolduran otları, baldıranları kendi elimle ayıkladım." (Aka Gündüz)
-
Bu bitkiden çıkarılan zehir, şeytantersi
-
[isim]
Maydanozgillerden, nemli yerlerde yetişen zehirli bitkilerin ortak adı, ağı otu, baldırgan (Conium maculatum)
- VİRANLIK
-
-
[isim]
Viran yer
- "Aydınlattığı yerin viranlığına, kuraklığına, kara, kırık ve yamuk mihraplarına..." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Viran yer
- ORANTILI
-
-
[sıfat]
Bir orantıyla ilgili olan, aralarında orantı bulunan, mütenasip
- "Gazetecilik de spor da o kitlelerin genel seviyesiyle doğrudan orantılıdır." (Haldun Taner)
-
Bir niceliğin iki, üç, ... kez çoğalması veya azalması başka bir niceliğin o nispette çoğalmasını veya azalmasını gerekli kılarsa "bu iki nicelik birbiriyle orantılıdır" denir
-
[sıfat]
Bir orantıyla ilgili olan, aralarında orantı bulunan, mütenasip
- KIVRANIŞ
-
-
[isim]
Kıvranma işi veya biçimi
-
[isim]
Kıvranma işi veya biçimi
- YARANMAK
-
-
[-e]
Bir davranışla birini memnun etmek
- "Vatanın hukukunu müdafaa etmek lazımken düşmana yaranmak bahanesi altında..." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
İçten olmayan davranışlarla birini memnun etmeye, gözüne girmeye çalışmak
-
[-e]
Bir davranışla birini memnun etmek
- AKRANLIK
-
-
[isim]
Akran olma durumu
-
[isim]
Akran olma durumu
- GRANÜLİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Opalin türü
-
[isim]
Opalin türü
- DAVRANIŞ
-
-
[isim]
Davranma işi veya biçimi, tutum, davranım, muamele, hareket
- "Düşünceleri, davranışları bana ters gelen biriyle bir arada oturamam elbet!" (Necati Cumalı)
-
Dıştan gözlemlenebilecek tepkilerin toplamı
-
Organizmanın uyaranlar karşısındaki tepkilerinin bütünü
-
[isim]
Davranma işi veya biçimi, tutum, davranım, muamele, hareket
- MALKIRAN
-
-
[isim]
Hayvan vebası
-
[isim]
Hayvan vebası
- KARANLIK
-
-
[sıfat]
Işığı olmayan, bütünü veya bir parçası ışıktan yoksun olan
- "Akşamdı, ortalığa hafif bir karanlık çökmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Tekrar ana yola geldiğim zaman karanlık basmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti." (Ömer Seyfettin)
- "Gözleriyle sokakların karanlıklarını yırtmaya uğraşarak sinirli bir telaş içinde çırpınıyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Işık olmama durumu
- "Biz, karanlığın içinde ilerliyoruz." (Haldun Taner)
- "Türkiye'nin güneşi battı, karanlığa gömüldük." (Burhan Felek)
-
Yasalara, töreye uygun olmayan
- "Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Gereğince anlaşılıp bilinemeyen, ne olacağı, sonu belli olmayan (durum)
- "Bu kadar karışık ve karanlık bir mevzuda neye istinaden, hangi ... teşhis konulabilir?" (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Karışık
-
[isim]
Üzüntü, sıkıntı, perişanlık
- "Demiştim ya; bütün memleketi bir yas karanlığı kaplamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Işığı olmayan, bütünü veya bir parçası ışıktan yoksun olan
- KALDIRAN
-
-
[isim]
Bazı organları yukarıya doğru kımıldatan kas
-
[isim]
Bazı organları yukarıya doğru kımıldatan kas
- REVERANS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Selam veya teşekkür için eğilerek veya dizleri kırarak yapılan hareket
- "Kalktı, bir reverans ve bir çöküş; başını uzattı, ellerini yere koydu." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Selam veya teşekkür için eğilerek veya dizleri kırarak yapılan hareket
- PARANOİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Paranoya ile ilgili
-
Paranoyaya tutulmuş
-
[sıfat]
Paranoya ile ilgili
- HOŞKURAN
-
-
[isim]
Çiçekleri dalları ıspanak gibi pişirilen bir yıllık otsu bir bitki, tilkikuyruğu (Amaranthus lividus)
-
[isim]
Çiçekleri dalları ıspanak gibi pişirilen bir yıllık otsu bir bitki, tilkikuyruğu (Amaranthus lividus)
- KATRANLI
-
-
[sıfat]
Üzerine katran sürülmüş olan
-
İçine katran karışmış veya karıştırılmış olan
-
Birleşiminde katran olan
-
[sıfat]
Üzerine katran sürülmüş olan
- KAVRANMA
-
-
[isim]
Kavranmak işi
-
[isim]
Kavranmak işi