İçinde ran olan 7 harfli 50 kelime var. İçerisinde RAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ran olan kelimeler listesine ya da Sonu ran ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NAR
2 Harfli Kelimeler
AN, AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TRANSİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yerden dinlenmeden, beklemeden, durmadan geçme
- "İhtarlı, doğrudan doğruya yahut transit olarak bir tomar telgraf yığılmış olduğunu ben görmüştüm." (Falih Rıfkı Atay)
-
Millî topraklardan geçiş sırasında, durmadan geçen mallar için gümrüksüz geçme
-
[isim]
Bir yerden dinlenmeden, beklemeden, durmadan geçme
- MEMBRAN
- ...
- DOYURAN
-
-
[sıfat]
Bir sıvının içinde eriyerek onu doyma durumuna getiren (madde)
-
[isim]
Bir çelik çubuğu doyma durumuna getiren indükleyici manyetik alan
-
[sıfat]
Bir sıvının içinde eriyerek onu doyma durumuna getiren (madde)
- ARANJÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Düzenleyici
-
[isim]
Düzenleyici
- TARANMA
-
-
[isim]
Taranmak işi
-
[isim]
Taranmak işi
- GRANDÜK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Büyük bir düklüğün egemenine verilen ad
-
Çarlık Rusyası'nda prenslere verilen unvan
-
[isim]
Büyük bir düklüğün egemenine verilen ad
- AMİRANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Amirce
- "Ağır yürürdü ve gülümsemeksizin amirane konuşurdu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Amirce
- TURANCI
- ...
- TURANLI
- ...
- ŞAİRANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Şaire yakışır biçimde, şair gibi
- "Çok şairaneydi doğrusu o yazınız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Şair niteliği taşıyan
-
[sıfat]
Şaire yakışır biçimde, şair gibi
- HAZİRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yılın otuz gün süren, altıncı ayı
-
[isim]
Yılın otuz gün süren, altıncı ayı
- ETYARAN
-
-
[isim]
Genellikle parmaklarda olan, derinlere kadar işleyen dolama, kurlağan
-
[isim]
Genellikle parmaklarda olan, derinlere kadar işleyen dolama, kurlağan
- İMRANLI
- ...
- CİRANTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir senedi ciro eden kimse
-
[isim]
Bir senedi ciro eden kimse
- MARANTA
-
-
[isim]
Bir çenekliler sınıfından, Antillerde ve bütün tropikal bölgelerde yetiştirilen, kökündeki yumrulardan ararot çıkarılan bir kamış çeşidi, ararot kamışı (Maranta arundinaca)
-
[isim]
Bir çenekliler sınıfından, Antillerde ve bütün tropikal bölgelerde yetiştirilen, kökündeki yumrulardan ararot çıkarılan bir kamış çeşidi, ararot kamışı (Maranta arundinaca)
- FEVERAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Fışkırma, kaynama
- "Beni dinlemeden öyle feveran etme ... hiddetlenme!" (Ercüment Ekrem Talu)
-
Birdenbire öfkelenme, köpürme, parlama
- "Sabırlı olmak, parlamamak, duygusal feveranlardan uzak kalmak hassası da bizde çok eksik." (Haldun Taner)
-
[isim]
Fışkırma, kaynama
- NAZARAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Göre, oranla, kıyasla
- "Buna nazaran şimdi vereceğim malumat ve izahatı anlamak daha kolay olacaktır." (Atatürk)
-
[zarf]
Göre, oranla, kıyasla
- RANDEVU
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belli bir saatte, belli bir yerde iki veya daha çok kişi arasında kararlaştırılan buluşma
- "Bunlar bana öyle gelir ki vaktiyle verdikleri bir randevuya o gün canları istememiş de gitmemişler." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Adamcağız, samimi bir refah ve zevkle yeni bir randevu aldıktan sonra gitti." (Aka Gündüz)
- "Az sonra birbirimize randevu vermişiz gibi ben de gelirim." (Refik Halit Karay)
- "Bilmem ki anne, gene o Fahri'yle randevusu olmasın?" (Peyami Safa)
-
[isim]
Belli bir saatte, belli bir yerde iki veya daha çok kişi arasında kararlaştırılan buluşma
- ÜMRANLI
-
-
[sıfat]
Bayındır, gelişmiş
- "Bu enerji, boş Anadolu'yu zengin ve ümranlı bir vatan yapmak için hiçbir vakit kullanılmadı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Bayındır, gelişmiş
- DEVERAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dolaşım, dönme
-
Kan dolaşımı
-
[isim]
Dolaşım, dönme