İçinde ran olan 7 harfli 50 kelime var. İçerisinde RAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ran olan kelimeler listesine ya da Sonu ran ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NAR
2 Harfli Kelimeler
AN, AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ETYARAN
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Genellikle parmaklarda olan, derinlere kadar işleyen dolama, kurlağan
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Genellikle parmaklarda olan, derinlere kadar işleyen dolama, kurlağan
                    
                    
 - NASRANİ
 - ...
 - İKTİRAN
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Yaklaşma
                    
                    
- "Konferansın müspet bir neticeye iktiran etmemiş olduğu malumunuzdur." (Atatürk)
 
 - 
                    
                        Bir yere ulaşma, erişme
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yaklaşma
                    
                    
 - ŞATRANÇ
 - ...
 - ŞAİRANE
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [sıfat]
                    
                        Şaire yakışır biçimde, şair gibi
                    
                    
- "Çok şairaneydi doğrusu o yazınız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
 
 - 
                    
                        Şair niteliği taşıyan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Şaire yakışır biçimde, şair gibi
                    
                    
 - MARANTA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bir çenekliler sınıfından, Antillerde ve bütün tropikal bölgelerde yetiştirilen, kökündeki yumrulardan ararot çıkarılan bir kamış çeşidi, ararot kamışı (Maranta arundinaca)
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir çenekliler sınıfından, Antillerde ve bütün tropikal bölgelerde yetiştirilen, kökündeki yumrulardan ararot çıkarılan bir kamış çeşidi, ararot kamışı (Maranta arundinaca)
                    
                    
 - ÜMRANLI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Bayındır, gelişmiş
                    
                    
- "Bu enerji, boş Anadolu'yu zengin ve ümranlı bir vatan yapmak için hiçbir vakit kullanılmadı." (Falih Rıfkı Atay)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Bayındır, gelişmiş
                    
                    
 - HAZİRAN
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Yılın otuz gün süren, altıncı ayı
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yılın otuz gün süren, altıncı ayı
                    
                    
 - SOPRANO
 - 
    
Kelime Kökeni : İtalyanca
- 
                        [isim]
                    
                        Kadın veya çocuklarda en ince ses
                    
                    
 - 
                    
                        Sesi böyle olan sanatçı
                    
                    
 - 
                    
                        Bir çalgı topluluğunda en ince sesleri veren müzik araçları
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kadın veya çocuklarda en ince ses
                    
                    
 - TRANSİT
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Bir yerden dinlenmeden, beklemeden, durmadan geçme
                    
                    
- "İhtarlı, doğrudan doğruya yahut transit olarak bir tomar telgraf yığılmış olduğunu ben görmüştüm." (Falih Rıfkı Atay)
 
 - 
                    
                        Millî topraklardan geçiş sırasında, durmadan geçen mallar için gümrüksüz geçme
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir yerden dinlenmeden, beklemeden, durmadan geçme
                    
                    
 - ARANJÖR
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Düzenleyici
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Düzenleyici
                    
                    
 - İRANİST
 - ...
 - TARANGA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bir tür tatlı su balığı
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir tür tatlı su balığı
                    
                    
 - DOYURAN
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Bir sıvının içinde eriyerek onu doyma durumuna getiren (madde)
                    
                    
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir çelik çubuğu doyma durumuna getiren indükleyici manyetik alan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Bir sıvının içinde eriyerek onu doyma durumuna getiren (madde)
                    
                    
 - UĞRANIŞ
 - ...
 - AYRANCI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Ayran yapan veya satan kimse
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Ayran yapan veya satan kimse
                    
                    
 - TURANLI
 - ...
 - FEVERAN
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Fışkırma, kaynama
                    
                    
- "Beni dinlemeden öyle feveran etme ... hiddetlenme!" (Ercüment Ekrem Talu)
 
 - 
                    
                        Birdenbire öfkelenme, köpürme, parlama
                    
                    
- "Sabırlı olmak, parlamamak, duygusal feveranlardan uzak kalmak hassası da bizde çok eksik." (Haldun Taner)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Fışkırma, kaynama
                    
                    
 - GARANTİ
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Güvence, inanca, teminat
                    
                    
- "Hatice'nin garantisi altında işini yürütmekten başka bir şeye bakmıyordu." (Tarık Buğra)
 - "Bu konuda size bütün ciddiyetimle garanti verebilirim." (Mahmut Yesari)
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        Kesinlikle, kesin olarak, ne olursa olsun
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Güvence, inanca, teminat
                    
                    
 - KIRANTA
 - 
    
Kelime Kökeni : İtalyanca
- 
                        [sıfat]
                    
                        Saçları ağarmaya başlamış (erkek)
                    
                    
- "Yeni şube reisi, kırk beşlik, ellilik, kıranta, ağzı kalabalık bir adam." (Memduh Şevket Esendal)
 
 - 
                    
                        İlerlemiş yaşına rağmen bakımlı, özenli (erkek)
                    
                    
 - 
                    
                        Kırlaşmış (saç, sakal)
                    
                    
- "Erkek, tıraşı uzamış kıranta saçlı, kırk yaşlarında bir köylüydü." (Reşat Nuri Güntekin)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Saçları ağarmaya başlamış (erkek)