İçinde ran olan 6 harfli 49 kelime var. İçerisinde RAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ran olan kelimeler listesine ya da Sonu ran ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NAR
2 Harfli Kelimeler
AN, AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KÜFRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nankörlük
-
[isim]
Nankörlük
- KATRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde
- "Gece karanlığından daha kesif, katran gibi karanlık bir mübarek daire..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde
- KADRAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam veya başka işaretler bulunan düzlem
- "Gün kadranında çarşamba, yerini perşembe ile değiştirdi." (Haldun Taner)
-
Ölçek
-
[isim]
Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam veya başka işaretler bulunan düzlem
- BORANİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pirinçli, yumurtalı, yoğurtlu ıspanak vb. sebze yemeği
-
[isim]
Pirinçli, yumurtalı, yoğurtlu ıspanak vb. sebze yemeği
- NURANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Işıklı, nurlu
-
Saygı uyandıran
- "Nurani, babacan, hoşlanılır bir ihtiyar olamazsın." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Işıklı, nurlu
- ŞÜKRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık
- "Biz, şükran ve muhabbetle ellerini öpüyoruz." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık
- İRANLI
- ...
- GRANÜL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir maddenin en küçük tanesi
-
Sitoplazmada bulunan küçük tanecikler
-
[isim]
Bir maddenin en küçük tanesi
- ORANCA
-
-
[zarf]
Oran bakımından, orana göre
-
[zarf]
Oran bakımından, orana göre
- SEYRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gezme, gezinme
-
[isim]
Gezme, gezinme
- ZAFRAN
-
-
[isim]
Safran
-
[isim]
Safran
- GRANİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kuvars, feldspat, ortoklaz ve mika minerallerinden birleşmiş türlü renkte, billursu, çok sert bir tür kayaç
-
[isim]
Kuvars, feldspat, ortoklaz ve mika minerallerinden birleşmiş türlü renkte, billursu, çok sert bir tür kayaç
- SAFRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Süsengillerden, baharda çiçek açan, 20-30 cm boyunda, soğanlı bir kültür bitkisi, zafran (Crocus sativus)
-
Bu bitkinin tepeciklerinin kurutulmasıyla elde edilen, bazı yiyecek ve içeceklere tat, koku ve sarı renk vermekte kullanılan toz, zafran
-
[isim]
Süsengillerden, baharda çiçek açan, 20-30 cm boyunda, soğanlı bir kültür bitkisi, zafran (Crocus sativus)
- İBRANİ
- ...
- HARANI
-
-
[isim]
Büyük tencere
-
[isim]
Büyük tencere
- KAYRAN
-
-
[isim]
Orman içinde geniş ve çıplak alan, düzlük
-
[isim]
Orman içinde geniş ve çıplak alan, düzlük
- SAVRAN
- ...
- PİRANA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle Güney Amerika'da rastlanan, grup hâlinde avlanan ve avını kısa sürede iskeleti kalıncaya kadar yiyen yırtıcı balık
-
[isim]
Genellikle Güney Amerika'da rastlanan, grup hâlinde avlanan ve avını kısa sürede iskeleti kalıncaya kadar yiyen yırtıcı balık
- DEVRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dünya
- "Ben neyleyim büyükse devran."
-
Kader, talih
- "Herkesin başına yazılan gelir, devrandır." (Cem Sultan)
-
Zaman, çağ
- "Ben artık eskisi gibi değilim / Devran değişti." (Behçet Necatigil)
-
[isim]
Dünya
- ORANLA
-
-
[zarf]
Herhangi bir şeye göre, herhangi bir şeyle kıyaslayarak, nispeten
- "Kahve caddeye oranla azıcık geride, bir bahçe içinde." (Salâh Birsel)
-
[zarf]
Herhangi bir şeye göre, herhangi bir şeyle kıyaslayarak, nispeten