İçinde ran olan 6 harfli 49 kelime var. İçerisinde RAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ran olan kelimeler listesine ya da Sonu ran ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NAR
2 Harfli Kelimeler
AN, AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GUFRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağışlama
-
[isim]
Bağışlama
- HÜSRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Beklenilen şeyin elde edilememesi yüzünden duyulan acı, batkı
- "Mahinur müteahhitle evlenip gitti, beni hüsranlarımla yalnız bıraktı." (Haldun Taner)
-
Zarar, ziyan
-
[isim]
Beklenilen şeyin elde edilememesi yüzünden duyulan acı, batkı
- AYIRAN
-
-
[sıfat]
Işığı yalın ögelerine ayırma özelliği olan
-
[sıfat]
Işığı yalın ögelerine ayırma özelliği olan
- BRANDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerde tayfa ve erlerin yattığı dikdörtgen biçiminde, astarlanmış bezden yapılan, halatlarla bir yere tutturulan asılı yatak
-
[isim]
Gemilerde tayfa ve erlerin yattığı dikdörtgen biçiminde, astarlanmış bezden yapılan, halatlarla bir yere tutturulan asılı yatak
- FRANSA
- ...
- HAYRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok beğenen, hayranlık duyan (kimse)
- "El işi olmasına rağmen el değmeden yapılmış hissini veren bu nadide sanat eserine hayrandı." (Cahit Uçuk)
- "Mükemmel seciyeler, kafiyeler yapar, hafızamıza, nüktelerimize onları hayran ederdik." (Ömer Seyfettin)
- "Birkaç defa görüşmüş, mimarideki fikirlerine, zevklerine, görüşlerine hayran olmuştum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Çok beğenen, hayranlık duyan (kimse)
- HARANI
-
-
[isim]
Büyük tencere
-
[isim]
Büyük tencere
- ORANLA
-
-
[zarf]
Herhangi bir şeye göre, herhangi bir şeyle kıyaslayarak, nispeten
- "Kahve caddeye oranla azıcık geride, bir bahçe içinde." (Salâh Birsel)
-
[zarf]
Herhangi bir şeye göre, herhangi bir şeyle kıyaslayarak, nispeten
- TURANİ
- ...
- PİRANA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle Güney Amerika'da rastlanan, grup hâlinde avlanan ve avını kısa sürede iskeleti kalıncaya kadar yiyen yırtıcı balık
-
[isim]
Genellikle Güney Amerika'da rastlanan, grup hâlinde avlanan ve avını kısa sürede iskeleti kalıncaya kadar yiyen yırtıcı balık
- PRANGA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ağır cezalıların ayaklarına takılan kalın zincir
- "Kafile, kelepçe, zincir ve pranga sesleri ile meydanı geçti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Ağır cezalıların ayaklarına takılan kalın zincir
- BUHRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bunalım, bunluk, kriz
- "Üç gecedir gelmiyor, o kadar buhran içindeyim ki." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bunalım, bunluk, kriz
- HİCRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yerden veya bir kimseden ayrılma, ayrılık
- "Bu hicran, dudaklarına ezelî bir nakarat yapıştırmıştı." (Ömer Seyfettin)
-
Ayrılığın neden olduğu onulmaz acı
- "Başıma da konuyor konuyor aman martı kuşları / Gözlerimden boşalır hicran yaşları." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Bir yerden veya bir kimseden ayrılma, ayrılık
- UYARAN
-
-
[sıfat]
Uyarma işini yapan (kimse veya şey), münebbih
-
Organizmada uyarım yaratan, uyarıcı
- "Kahve, uyaran maddelerden biridir."
-
[isim]
Bir uyarım, bir tepki yaratan herhangi bir güç, uyarıcı
-
[sıfat]
Uyarma işini yapan (kimse veya şey), münebbih
- TRANÇA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
İzmaritgillerden, özellikle sıcak denizlerde yaşayan, pullu, esmer renkli, beyaz etli, kemikli bir balık (Pagrus ehrenbergii)
-
[isim]
İzmaritgillerden, özellikle sıcak denizlerde yaşayan, pullu, esmer renkli, beyaz etli, kemikli bir balık (Pagrus ehrenbergii)
- SAVRAN
- ...
- BUKRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saraçların kullandığı yün kırpıntısı
-
[isim]
Saraçların kullandığı yün kırpıntısı
- MURANA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Yılan balığına benzeyen, çok yırtıcı, sıcak denizlerde yaşayan, göğüs yüzgeci olmayan, eti beğenilen bir deniz balığı (Muraena)
-
[isim]
Yılan balığına benzeyen, çok yırtıcı, sıcak denizlerde yaşayan, göğüs yüzgeci olmayan, eti beğenilen bir deniz balığı (Muraena)
- NURANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Işıklı, nurlu
-
Saygı uyandıran
- "Nurani, babacan, hoşlanılır bir ihtiyar olamazsın." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Işıklı, nurlu
- ARANMA
-
-
[isim]
Aranmak işi
-
[isim]
Aranmak işi