İçinde ral olan 7 harfli 31 kelime var. İçerisinde RAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ral olan kelimeler listesine ya da Sonu ral ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AL, AR, LA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KİRALIK
-
-
Kiraya verilecek olan
-
Kiraya verilecek olan
- SANTRAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doğadaki başka enerji türlerini elektrik enerjisine çeviren fabrika
- "Elektrik santrali. Nükleer santral."
-
Telefonların bağlı olduğu merkez
- "Telefon santrali."
-
Santralci
-
[isim]
Doğadaki başka enerji türlerini elektrik enerjisine çeviren fabrika
- LİRALIK
-
-
[sıfat]
Herhangi bir lira değerinde olan
- "Beş milyon liralık alışveriş. On milyon liralık kumaş."
-
[isim]
Lira
-
[sıfat]
Herhangi bir lira değerinde olan
- PARALEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, koşut, muvazi
- "Bu, Çal Dağı'nın koyu mor sırtlarına paralel uzun ve yüce bir dağ." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Yerküresi üzerinde çizildiği varsayılan, Ekvator'a paralel çemberlerden her biri
-
Aynı zaman içinde gelişen veya aynı özellikleri gösteren (olay, düşünce vb.)
-
[sıfat]
Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, koşut, muvazi
- DARALIŞ
-
-
[isim]
Daralma işi veya biçimi
-
[isim]
Daralma işi veya biçimi
- LİBERAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Hürriyet ve serbestlikle ilgili
-
Serbest ekonomiden yana olan (kimse, parti vb.)
-
Hoşgörülü
-
[sıfat]
Hürriyet ve serbestlikle ilgili
- MİRALAY
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Albay
-
[isim]
Albay
- DARALMA
-
-
[isim]
Daralmak işi
- "Yeni bir aşkın eşiğindeymiş gibi bir daralma vardı yüreğinde..." (Necati Cumalı)
-
Geniş ünlülerin, yanlarındaki bazı ünsüzlerin etkisiyle darlaşması: geymek > giymek, yene > yine gibi
-
[isim]
Daralmak işi
- KARALTI
-
-
[isim]
Uzaklık ve karanlık sebebiyle kim veya ne olduğu seçilemeyen, belli belirsiz, koyu renkli biçim
- "Az sonra, dört atlının karaltısını seçtiler." (Nezihe Araz)
-
Hafif karanlık
-
Leke
-
[isim]
Uzaklık ve karanlık sebebiyle kim veya ne olduğu seçilemeyen, belli belirsiz, koyu renkli biçim
- KURALCI
-
-
[isim]
Kurallara bağlı olan kimse, kaideci
-
[isim]
Kurallara bağlı olan kimse, kaideci
- KARALIK
-
-
[isim]
Kara olma durumu
-
Karaya çalan leke
-
[isim]
Kara olma durumu
- KURALLI
-
-
[sıfat]
Kuralı olan, kurala uygun olan, kaideli, kıyasi
-
[sıfat]
Kuralı olan, kurala uygun olan, kaideli, kıyasi
- KRALİÇE
-
-
[isim]
Kral karısı veya krallığı yöneten kadın, ece
- "İngiltere kraliçesi."
-
Kendi cinsleri arasında herhangi bir bakımdan üstünlüğü olan kadın
- "Güzellik kraliçesi. Dans kraliçesi."
-
İngiliz sterlini
-
[isim]
Kral karısı veya krallığı yöneten kadın, ece
- PUDRALI
-
-
[sıfat]
Pudra sürülmüş olan (yüz, cilt)
- "... yüzü biraz çokça pudralı, saçları biraz kabartılmış, tepesinde topuz yapılmış, esmer, kara kuru bir hanım." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Pudra sürülmüş olan (yüz, cilt)
- RALLİCİ
-
-
[isim]
Ralliye katılan yarışmacı
-
[isim]
Ralliye katılan yarışmacı
- MİNERAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Normal sıcaklıkta doğada katı durumda birtakım maddelerle karışık veya birleşik olarak bulunan veya kimyasal yollarla elde edilen inorganik madde
-
[sıfat]
İçinde inorganik maddeler bulunan
- "Mineral maddeler."
-
[isim]
Normal sıcaklıkta doğada katı durumda birtakım maddelerle karışık veya birleşik olarak bulunan veya kimyasal yollarla elde edilen inorganik madde
- SIRALAÇ
-
-
[isim]
Klasör
-
[isim]
Klasör
- YERALTI
-
-
[sıfat]
Gizli ve zararlı
- "Yeraltı faaliyet."
-
[sıfat]
Gizli ve zararlı
- FEDERAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Federasyon durumunda birleşmiş olan
-
[sıfat]
Federasyon durumunda birleşmiş olan
- ÇIRALIK
-
-
[sıfat]
Çıra olarak kullanılmaya elverişli (ağaç, tahta)
-
[isim]
Çıra konulan yer
- "Çıralık yanınca Koca Osman onu öylece gördü, yüzüne ters ters, alaylı baktı." (Yahya Kemal)
-
[sıfat]
Çıra olarak kullanılmaya elverişli (ağaç, tahta)