İçinde ral olan 6 harfli 19 kelime var. İçerisinde RAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ral olan kelimeler listesine ya da Sonu ral ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AL, AR, LA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SARALI
-
-
Sara hastalığı olan (kimse)
- "Çocuklar beni görünce saldırırlardı: Sıska, deli, saralı sıska ... diye." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Sara hastalığı olan (kimse)
- SPİRAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sarmal biçiminde olan
-
[isim]
Döl yatağı içine konan, gebeliği önleyici sarmal biçiminde araç
-
[sıfat]
Sarmal biçiminde olan
- AMİRAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Rütbesi general ile aynı olan deniz subayı
-
[isim]
Rütbesi general ile aynı olan deniz subayı
- TARALI
-
-
[sıfat]
Taranmış
-
[sıfat]
Taranmış
- KİRALI
-
-
[sıfat]
Kiralanmış olan
-
[sıfat]
Kiralanmış olan
- ŞURALI
-
-
[sıfat]
Şu yerin halkından olan, şu yöreden olan
-
[sıfat]
Şu yerin halkından olan, şu yöreden olan
- ARALIK
-
-
[isim]
İki şey arasındaki açıklık, mesafe
- "İki masa arasında bir metre aralık var."
-
Sıra, vakit
- "O aralık açıkgözün biri de ayağımdan çıkan potini almış savuşmuş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Uygun, elverişli durum, fırsat
-
Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
-
Yılın otuz bir gün süren, son ayı, ilk kânun, kânunuevvel
-
Ayakyolu
-
Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas
-
[sıfat]
Yarı açık, tam kapanmamış
-
Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre
-
Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık
-
Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk
- "Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır."
-
Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık
-
[isim]
İki şey arasındaki açıklık, mesafe
- BURALI
-
-
[isim]
Bu memleketli, bu yerin halkından olan kimse
- "Siz buralıya benzemiyorsunuz." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bu memleketli, bu yerin halkından olan kimse
- KARALI
-
-
[sıfat]
Karası (II) olan
-
Üzeri kalemle karalanmış
-
[sıfat]
Karası (II) olan
- MİTRAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kalpte sol kulakçık ile sol karıncık arasında bulunan kapakla ilgili
-
[sıfat]
Kalpte sol kulakçık ile sol karıncık arasında bulunan kapakla ilgili
- KURALI
-
-
[sıfat]
Kurasını çekmiş, askere gitmeyi bekleyen (asker)
- "Seferberlik başladığı zaman ... dertli analar ... nafakasını yok pahasına tefecilere satıyor ... kuralı çocuklarına yol parası yetiştiriyorlardı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[sıfat]
Kurasını çekmiş, askere gitmeyi bekleyen (asker)
- PARALI
-
-
[sıfat]
Parası çok olan, zengin (kimse)
-
Para karşılığında sağlanan, bedava olmayan
- "Paralı okul. Paralı iş."
-
Üzerinde yuvarlak ve irice benekleri olan
- "Paralı basma."
-
[sıfat]
Parası çok olan, zengin (kimse)
- ÇIRALI
-
-
[sıfat]
Çırası olan
- "Çıralı tahta."
-
[sıfat]
Çırası olan
- SIRALI
-
-
[sıfat]
Sıralanmış, düzenlenmiş, dizili
- "İki yanda uzun boylu narin andızlar sıralıydı." (Cahit Uçuk)
-
Yere, zamana, konuya, yönteme uygun olan
- "Sıralı konuşma."
-
[sıfat]
Sıralanmış, düzenlenmiş, dizili
- YARALI
-
-
[sıfat]
Yarası olan, yaralanmış (kimse), mecruh
- "Yaralılarımızı develer üstünde götürüyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
Dertli, üzüntülü
- "Bir yaralı adamdı. Her şeye layık ama layık olduğu hiçbir şeye kavuşamamış bir yaralı adamdı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Yarası olan, yaralanmış (kimse), mecruh
- BORALI
-
-
[sıfat]
Yağmurlu, sert rüzgârlı ve soğuk havalı
- "Soğuk bir sonbahar ve sonbaharı boralı bir kış başladı." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Yağmurlu, sert rüzgârlı ve soğuk havalı
- KUMRAL
-
-
[isim]
Koyu sarı veya açık kestane rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan (kimse veya şey)
- "Şimdiye kadar hiç böyle kırmızıya çalan kumral kadın görmemişti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Koyu sarı veya açık kestane rengi
- ŞIRALI
-
-
[sıfat]
Tadı ve suyu bol
- "Şıralı üzüm."
-
[sıfat]
Tadı ve suyu bol
- KRALCI
-
-
[isim]
Krallık yanlısı kimse
-
[isim]
Krallık yanlısı kimse