İçinde rak olan 6 harfli 40 kelime var. İçerisinde RAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rak olan kelimeler listesine ya da Sonu rak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ARK, KAR

2 Harfli Kelimeler

AK, AR, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BAYRAK

  1. [isim] Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak
    • "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." (Mithat Cemal Kuntay)
    • "Matbaaya bir bayrak asmayı uygun gördük." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Öncü
    • "Yeni bir sanat kuşağının bayrağıydı o." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Simge, sembol
    • "Kız, Sinekli Bakkal'ın erkek dünyasına meydan okuyan bir bayrak gibiydi." (Halide Edip Adıvar)
  4. Baklagilllerde diğerlerinden daha üstte bulunan, daha büyük olan ve çoğunlukla başka bir renkte ve yuvarlakça olan taç yaprağı
  5. Atletizmdeki bayrak yarışında dört sporcunun elden ele geçirdiği kısa, yuvarlak değnek
  6. Gerektiğinde indirilip kaldırılan, açılıp kapatılan kol
    • "Yoldan, bayrağı açık bir taksi çevirdiler." (Mahmut Yesari)

TRAKYA
...
ACIRAK

  1. [sıfat] Az acı, acımtırak

KIVRAK

  1. [sıfat] Canlı, hareketli, atik
    • "Lastik ayakkabılarının üstünde kıvrak ve çevikti." (Haldun Taner)
  2. Akıcı, işlek
    • "Kıvrak bir zekâsı var. Kıvrak bir anlatım."
  3. [isim] Yerli dokuması kara bezden yapılmış köylü kadın yeldirmesi
  4. [isim] İnce tülbent veya ipekli baş örtüsü
  5. Aceleci
  6. Güzel, şık, yakışıklı

IRAKLI
...
ZORAKİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] İstemeyerek yapılan
    • "Sinirli ve zoraki bir gülüşle güldü." (Haldun Taner)
  2. İstemeye istemeye, istemeyerek, zorla
    • "Pek çok okuyucum bunu zoraki okumuştur." (Burhan Felek)

OTURAK

  1. [isim] Oturulacak yer veya şey
  2. Alçak iskemle
  3. Bir şeyin yere gelen tarafı, taban
  4. Ördek
  5. İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti
  6. Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm
  7. [sıfat] Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm
  8. Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta

PITRAK

  1. [isim] Dikenli tohumları hayvanların kıllarına ve insanların giysilerine takılan bir yıllık otsu bir bitki (Xantium spinosum)
  2. [sıfat] Çok taneli, sık
    • "Seher, ela gözlerinden pıtrak gibi yaşlar dökerek ayrılık sahnesini düşündü." (Refik Halit Karay)

YIPRAK

  1. [sıfat] Yıpranmış, aşınmış, eski
    • "İç cebindeki meşin cüzdandan çıkardığım, ortasından ikiye bölünmüş yıprak bir sarı kâğıdı uzatıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)

KAYRAK

  1. [isim] Ekime elverişli olmayan, taşlı, kumlu toprak
  2. Yassı, düz taş
  3. Bileği taşı
  4. Kayağan taş

VARAKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Varak
    • "Vazife esnasında hakaret diye zabıt varakası tutabilirdi." (Aka Gündüz)

MİHRAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Odak

RAKKAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sarkaç
    • "... rakkasın çıkardığı o muntazam tak tuklar, gündüzkinden birkaç derece daha büyümüş gibi işitiliyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Raksı meslek edinmiş erkek

ÇAPRAK

  1. [isim] Eyer örtüsü, şaprak

ORAKÇI

  1. [isim] Ücret karşılığı ekin biçen kimse
    • "Orakçılar bu türküyü mırıldanarak saplara tırpan sallıyorlardı." (Reşat Enis)

TOPRAK

  1. [isim] Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü
    • "Kara toprak. Kireçli toprak. Killi toprak."
    • "Bu sabah hesap ettim, küçüğüm toprağa düşeli tam yetmiş üç gece olmuş." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "On dakikaya kalmadan adamcağız sizlere ömür! -Toprağı bol olsun diyeceksiniz." (Refik Erduran)
  2. [sıfat] Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış
    • "İki toprak duvarın birleştiği bir girintide diz üstü büzülmüş görünüyor." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Boş saatlerde, şimdi ikisi de toprak olan iki dostumla sanat tartışmaları yapıyorduk." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Arazi, tarla
    • "Köylüye toprak dağıtmak."
  4. Kara
    • "Toprağa ayak basmak."
  5. Ülke
    • "Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok." (Ruşen Eşref Ünaydın)

UFARAK

  1. [sıfat] Biraz ufak
    • "Kara ve pos bıyıklar bu kuru ve ufarak yüzü karanlıklar içinde bırakıyordu." (Peyami Safa)

ANORAK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Başlıklı, su geçirmeyen spor ceket

TRAKİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yanardağ kayalıkları arasında bulunan bir feldspat türü

BRAKET

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Dikişten çıkan kitapların sırtına makine ile bez geçirme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü