İçinde ra olan 6 harfli 353 kelime var. İçerisinde RA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ra olan kelimeler listesine ya da Sonu ra ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HARABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, kalıntı
- "Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı, yıkı
- "Bu harabenin bir değirmen olduğunu hatırladım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, kalıntı
- HÜSRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Beklenilen şeyin elde edilememesi yüzünden duyulan acı, batkı
- "Mahinur müteahhitle evlenip gitti, beni hüsranlarımla yalnız bıraktı." (Haldun Taner)
-
Zarar, ziyan
-
[isim]
Beklenilen şeyin elde edilememesi yüzünden duyulan acı, batkı
- KRALCI
-
-
[isim]
Krallık yanlısı kimse
-
[isim]
Krallık yanlısı kimse
- ORAKÇI
-
-
[isim]
Ücret karşılığı ekin biçen kimse
- "Orakçılar bu türküyü mırıldanarak saplara tırpan sallıyorlardı." (Reşat Enis)
-
[isim]
Ücret karşılığı ekin biçen kimse
- ARAFAT
- ...
- OTORAY
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ray üzerinde işleyen motorlu taşıma aracı
-
[isim]
Ray üzerinde işleyen motorlu taşıma aracı
- YARALI
-
-
[sıfat]
Yarası olan, yaralanmış (kimse), mecruh
- "Yaralılarımızı develer üstünde götürüyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
Dertli, üzüntülü
- "Bir yaralı adamdı. Her şeye layık ama layık olduğu hiçbir şeye kavuşamamış bir yaralı adamdı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Yarası olan, yaralanmış (kimse), mecruh
- ARAPÇA
- ...
- RAZAKI
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalınca kabuklu, iri ve uzunca taneli, şekeri çok bir tür üzüm
-
[isim]
Kalınca kabuklu, iri ve uzunca taneli, şekeri çok bir tür üzüm
- ŞÜKRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık
- "Biz, şükran ve muhabbetle ellerini öpüyoruz." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık
- UKRAYN
- ...
- FATURA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Satılan bir malın cinsini, miktarını ve fiyatını bildirmek için satıcının alıcıya verdiği hesap pusulası
- "O hengâmede, lokantanın faturası da ödenmemiş tabii..." (Çetin Altan)
- "Halktan yana olduğun için de çok güç bir fatura ödetirler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Satılan bir malın cinsini, miktarını ve fiyatını bildirmek için satıcının alıcıya verdiği hesap pusulası
- HARANI
-
-
[isim]
Büyük tencere
-
[isim]
Büyük tencere
- RANTÇI
-
-
[isim]
Rant işiyle uğraşan kimse, rantiyeci
-
[isim]
Rant işiyle uğraşan kimse, rantiyeci
- KAMARA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerde oda
- "Annem kamaraya girdi, ben güverteye çıktım." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
İngiltere yasama meclisi
-
[isim]
Gemilerde oda
- FRAKLI
-
-
[sıfat]
Frakı olan
- "İki kişilik bir sedirin üstünde siyah fraklı adamın karşısında oturuyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Frakı olan
- ARATIŞ
-
-
[isim]
Aratma işi veya biçimi
-
[isim]
Aratma işi veya biçimi
- GRAMER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dil bilgisi
-
Dil bilgisi kitabı
- "Yıllar yılı gramere bakmadan üç kelime yazmadığını kendi itiraf eder." (Haldun Taner)
-
[isim]
Dil bilgisi
- MASARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küçük, dar yer veya hücre
- "Adına masara denen ayakyolu gibi taş bir hücreye yatırmışlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Küçük, dar yer veya hücre
- TRAKYA
- ...