İçinde ra olan 6 harfli 353 kelime var. İçerisinde RA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ra olan kelimeler listesine ya da Sonu ra ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MİHRAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cami, mescit vb. yerlerde Kâbe yönünü gösteren, duvarda bulunan ve imama ayrılmış olan oyuk veya girintili yer
- "Cennetten, cehennemden bahseden ihtiyar imamı, mihrabın yanındaki kürsüye çıkardı." (Ömer Seyfettin)
-
Umut bağlanan yer
- "Bir mihrap istiyorum, önünde diz çökmeye ." (Behçet Kemal Çağlar)
-
[isim]
Cami, mescit vb. yerlerde Kâbe yönünü gösteren, duvarda bulunan ve imama ayrılmış olan oyuk veya girintili yer
- RASİST
- ...
- ARALIK
-
-
[isim]
İki şey arasındaki açıklık, mesafe
- "İki masa arasında bir metre aralık var."
-
Sıra, vakit
- "O aralık açıkgözün biri de ayağımdan çıkan potini almış savuşmuş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Uygun, elverişli durum, fırsat
-
Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
-
Yılın otuz bir gün süren, son ayı, ilk kânun, kânunuevvel
-
Ayakyolu
-
Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas
-
[sıfat]
Yarı açık, tam kapanmamış
-
Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre
-
Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık
-
Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk
- "Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır."
-
Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık
-
[isim]
İki şey arasındaki açıklık, mesafe
- ORANTI
-
-
[isim]
Bir şeyi oluşturan parçaların kendi aralarında ve parçalarla bütün arasında bulunan uygunluk, oran, tenasüp
-
Birincinin ikinciye oranı, üçüncünün dördüncüye oranına eşit olan dört terim arasındaki bağıntı, orta
-
[isim]
Bir şeyi oluşturan parçaların kendi aralarında ve parçalarla bütün arasında bulunan uygunluk, oran, tenasüp
- ŞERARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kıvılcım
- "Bir şerare aydınlığında, aklından bin şey geçti." (Peyami Safa)
-
[isim]
Kıvılcım
- YARAMA
-
-
[isim]
Yaramak işi
-
[isim]
Yaramak işi
- HAYRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok beğenen, hayranlık duyan (kimse)
- "El işi olmasına rağmen el değmeden yapılmış hissini veren bu nadide sanat eserine hayrandı." (Cahit Uçuk)
- "Mükemmel seciyeler, kafiyeler yapar, hafızamıza, nüktelerimize onları hayran ederdik." (Ömer Seyfettin)
- "Birkaç defa görüşmüş, mimarideki fikirlerine, zevklerine, görüşlerine hayran olmuştum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Çok beğenen, hayranlık duyan (kimse)
- ANGORA
-
-
Ankara keçisinin kılından veya tavşanının tüyünden elde edilen iplikle dokunan (giysi)
-
Ankara keçisinin kılından veya tavşanının tüyünden elde edilen iplikle dokunan (giysi)
- BORAKS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yoğunlaşmış borik asitten türeyen sodyum tuzu
-
[isim]
Yoğunlaşmış borik asitten türeyen sodyum tuzu
- KAMARA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerde oda
- "Annem kamaraya girdi, ben güverteye çıktım." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
İngiltere yasama meclisi
-
[isim]
Gemilerde oda
- TARAÇA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Teras
- "Apartmanın çamaşır asılan bir de en üst taraça katı var." (Haldun Taner)
-
Toprak veya başka malzemeyle elde edilen, bir duvarla desteklenen yüksek düzlük
- "Sofradan kalktık, köşkün önündeki taraçaya çıktık." (Aka Gündüz)
-
Seki (I)
-
[isim]
Teras
- GARAMİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Düşünceden çok, canlı duygulara ve aşka dayanan (sanat eseri)
-
[sıfat]
Düşünceden çok, canlı duygulara ve aşka dayanan (sanat eseri)
- ARANJE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
"Düzenlemek" anlamındaki aranje etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
-
[sıfat]
"Düzenlemek" anlamındaki aranje etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
- EVCARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
- KRALCI
-
-
[isim]
Krallık yanlısı kimse
-
[isim]
Krallık yanlısı kimse
- PARACA
-
-
[zarf]
Para ile ilgili olarak, para bakımından
- "Paraca cömert davranması yeterdi kadınların hoşlanması için." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Para ile ilgili olarak, para bakımından
- AGRAFİ
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Yazma yitimi
-
[isim]
Yazma yitimi
- UĞRAMA
-
-
[isim]
Uğramak işi
-
[isim]
Uğramak işi
- SEYRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gezme, gezinme
-
[isim]
Gezme, gezinme
- ARAŞMA
- ...