İçinde ra olan 5 harfli 265 kelime var. İçerisinde RA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ra olan kelimeler listesine ya da Sonu ra ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KARAF
- ...
- RADAR
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
-
Trafik polisleri tarafından kullanılan, taşıtların hızını saptamaya yarayan aygıt
-
İçgüdü, seziş
- "... büyük yurt sevgisinin yüce boyutlarını analık radarı ile pek iyi sezebilmektedir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
- HARAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yerden, bir kimseden zorbalıkla alınan para
-
Osmanlı Devleti'nde Müslüman olmayanların devlete ödemekle yükümlü oldukları vergi
-
Osmanlı Türklerinde genellikle toprak sahiplerinden devletçe alınan vergi
-
[isim]
Bir yerden, bir kimseden zorbalıkla alınan para
- MARAŞ
- ...
- BAFRA
- ...
- EKRAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Üzerine bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen, saydam olmayan düz yüzey, görüntülük
-
Beyaz perde, görüntülük
-
Televizyon camı, görüntülük
-
[isim]
Üzerine bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen, saydam olmayan düz yüzey, görüntülük
- TAFRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme, yüksekten atma
- "Bir süre yakayı ele vermemenin tafrasıyla dolaşmak, bir beceri örneği değil mi?" (Haldun Taner)
-
[isim]
Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme, yüksekten atma
- FIRAT
- ...
- KOTRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çoğunlukla bir direkli, randası olan, ince gövdeli yelkenli
- "Açıkta demir atmış kotrayı görüyor musun?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Çoğunlukla bir direkli, randası olan, ince gövdeli yelkenli
- MARAL
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Dişi geyik
-
[isim]
Dişi geyik
- MÜRAİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İkiyüzlü
- "Pek nazik olduğu için onu görenler mürai zannederler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
İkiyüzlü
- UĞRAŞ
-
-
[isim]
Bir insanın yaptığı iş veya meslek, meşguliyet
-
Bir güçlüğü yenmek için gösterilen sürekli çaba, mücadele
-
[isim]
Bir insanın yaptığı iş veya meslek, meşguliyet
- RAGBİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
On beşer kişilik iki takım arasında oval bir topla oynanan oyun
-
[isim]
On beşer kişilik iki takım arasında oval bir topla oynanan oyun
- HURRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[ünlem]
Genellikle Batılı uluslarda hep bir ağızdan "yaşa" anlamlı destek vermek amacıyla kullanılan bir söz
-
[ünlem]
Genellikle Batılı uluslarda hep bir ağızdan "yaşa" anlamlı destek vermek amacıyla kullanılan bir söz
- MERAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstek, amaç, gaye, maksat
- "Benim meramım sana yalnız bir şey sormak." (Ömer Seyfettin)
- "Gözlerini siyasi ihtiraslar bürüyen kimselere meram anlatmak mümkün olmamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "İşte o, meram ettiği zaman etrafındakilere böyle tahakküm ederdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
İstek, amaç, gaye, maksat
- YARAN
- ...
- DOBRA
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[sıfat]
İyi, güzel
-
[sıfat]
İyi, güzel
- ŞUARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şairler
-
[isim]
Şairler
- KOBRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kobragillerden, Afrika ve Asya'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, çok zehirli, kızıl, esmer ve sarı renklerde bir yılan türü, gözlüklü yılan, Hint kobrası (Naja)
-
[isim]
Kobragillerden, Afrika ve Asya'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, çok zehirli, kızıl, esmer ve sarı renklerde bir yılan türü, gözlüklü yılan, Hint kobrası (Naja)
- GARAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hedef, amaç, maksat
- "Bana garaz bağladığını seziyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Birine karşı güdülen kötülük etme isteği, kin
- "Bağnaz, şu yahut bu düşünceye değil, düşünen kişiye, düşünmeye garazdır." (Nurullah ataç)
-
[isim]
Hedef, amaç, maksat