İçinde ra olan 4 harfli 75 kelime var. İçerisinde RA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ra olan kelimeler listesine ya da Sonu ra ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AR, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İRAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] "Hiçbir değeri ve önemi yok" anlamındaki irapta mahalli yok deyimde geçen bir söz

ARAF
...
FORA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Yelken açtırma, mayna karşıtı
    • "Diğeri ise yelkeni fora etti." (Ahmet Mithat)
  2. [ünlem] Yelkenleri açtırmak için verilen komut
    • "Fora yelken!"
    • "Arkadaşlar da derinliğine bir samimiyetle ceketlerini fora etmişler." (Çetin Altan)

ARAÇ

  1. [isim] Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta, gücünden yararlanılan nesne
  2. Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta
    • "Dil, anlaşmayı sağlayan bir araçtır."
  3. Taşıt
    • "Taşıt araçlarına hiç binmez, yaz kış asker postalları ile kilometrelerce yolu yaya yürürdü." (Haldun Taner)

BARA

  1. [isim] Aynı gerilimdeki besleme hattı veya çıkışların toplandığı ve dağıtıldığı boru veya iletken çubuk veya lama

NARA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Haykırma, bağırma
    • "Akıncıların naralarıyla savaş alanı çınladı."
    • "Boyuna bağırıyor, şarkı söylüyor, nara atıyorlar." (Ömer Seyfettin)
  2. Sarhoş veya külhanbeyi bağırması

PRAG
...
LİRA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Yüz kuruş değerinde Türk para birimi
    • "Bu pazarlığın yapıldığı zamanda liranın kıymeti vardı." (Refik Halit Karay)
  2. Bazı ülkelerin para birimi
    • "Mısır lirası. Suriye lirası."
  3. Yedi gram ağırlığında altın sikke, sarı lira

BİRA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Arpa ile şerbetçi otunun mayalandırılmasıyla yapılan bir içki, arpa suyu
    • "Onu iki bardak bira içmeye razı etmişti." (Reşat Nuri Güntekin)

ŞIRA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Henüz mayalanmamış üzüm suyu
  2. Bazı meyve ve sebzelerin özü
    • "Elma şırası."
  3. Süzülmüş afyon

DRAM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sahnede oynanmak için yazılmış oyun
  2. Acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu veya televizyon filmi
  3. Tiyatro edebiyatı
  4. Acıklı olay
    • "İhtiyarın ve umumiyetle insanın dramı nedir, bilir misiniz?" (Burhan Felek)

SARA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı, epilepsi, tutarak, tutarık, tutarga, yilbik

KRAL

  1. [isim] En yüksek devlet otoritesini, bütün devlet başkanlığı yetkilerini kalıtım veya soylularca seçilme yoluyla elinde bulunduran kimse
    • "İngiliz kralı."
  2. Herhangi bir alanda başkalarından üstün, başarılı olan kimse
    • "Satranç kralı."
  3. Çok başarılı ve zengin iş adamı
    • "Şimdiki adı konserve kralı olan birisi ile tanıştım." (Aka Gündüz)
  4. [sıfat] Üstün, çok iyi
    • "Firuzağa'da şirin, kutu gibi, manzarası çok kral bir çatı katına taşındı." (Atilla İlhan)

SIRA

  1. [isim] Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi
    • "Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Söz arasında, bir sırası düşünce Salim Bey feminist'i ondan da sordu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu biçimdeki topluluğun durumu
    • "Sırayı bozmayın."
    • "Hani bazen sırası geliyor da maziye merbutiyet, filan diyoruz." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu
    • "Boy sırası. Yaş sırası."
  4. Bir şeye ayrılan, uygun görülen veya rastlayan zaman
    • "Bu sırada, elinde paketiyle gelen Mustafa Efendi yaklaştı." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Tahtadan oturak
    • "Oturacak yerler tahta sıralardan olur." (Salâh Birsel)
  6. Dershane, meclis vb. yerlerde kullanılan ve oturup yazı yazacak biçimde yapılmış olan mobilya
  7. Düzen
    • "Sıraya girmek. Sıraya dizilmek."
  8. Ardı, arkası, önü ve yanı kelimelerinden sonra gelerek tamlamalar kuran ve "ardından, arkasından, önünden, yanından, beraberinde" anlamlarında kullanılan bir söz
    • "Ardı sıra gelmek. Arkası sıra koşmak. Önü sıra gitmek. Yanı sıra yürümek."

YARA

  1. [isim] Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik
    • "Mendilimi bir çatkı şekline sokarak başıma, yaramın üzerine sardım." (Refik Halit Karay)
    • "Beyzade sağ salim kurtulacak ama İbiş ağır bir yara alacaktı." (Tarık Buğra)
  2. Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık
    • "Geminin omurgasındaki yara."
    • "Bizde de bir aklıevvel çıksa şu son durumda yaraya şifa verecek neler söylerdi?" (Haldun Taner)
  3. Dert, üzüntü, acı
    • "Bu yarayı deşmeyin."

HORA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Birçok kişi tarafından el ele tutuşarak oyun müziği eşliğinde oynanan bir halk oyunu
    • "Derhâl ayağa kalkıp, bir caz havası tutturup hora tepmeye başladı." (Halide Edip Adıvar)

MİRA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Arazi üzerinde seçilmiş bir işaret noktasının düşeyini gösteren, yön belirtmek için uzaktan gözlenen, geometrik biçimli tahta lata

HARA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] At üretilen çiftlik, aygır deposu
    • "Karacabey harası."

ÜRAT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sidik asidi tuzu

VİRA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [zarf] Ara vermeksizin
    • "Vira söylüyor."
    • "Demiri vira edip açılmaya karar verdim." (Zeyyat Selimoğlu)
  2. [ünlem] Maçuna ve başka makinelerin çevrilmesi için verilen komut

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü