İçinde r olan 4 harfli 498 kelime var. İçerisinde R harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında r harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu r harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ARMA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin sembolü olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun
-
Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı
-
[isim]
Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin sembolü olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun
- OKRA
- ...
- MARJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sınır
-
Yazılmış veya basılı bir kâğıdın kenarında bırakılmış boşluk
-
Pay
-
[isim]
Sınır
- ERGİ
-
-
[isim]
İyi bir şeye erişme durumu, mazhariyet
-
[isim]
İyi bir şeye erişme durumu, mazhariyet
- ERME
-
-
[isim]
Ermek işi
-
[isim]
Ermek işi
- KURT
-
-
[isim]
Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus)
- "Kurdun oğlu akıbet kurt olur, demiş ve bu söz beş muallimin meslek ve ilim haysiyetine dokunmuştur." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir yeri, bir şeyi iyi bilen
-
[sıfat]
İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz
- "Deminden beri sus pus olmuş, fırsat bekleyen kurt müşterilerin ilk defa sesi duyuluyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus)
- TARZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr
- "Şimdi beni meraka düşürmek suretiyle yine aynı zevki başka tarzda çıkarmakla meşgul..." (Refik Halit Karay)
-
Bir kimse için özel anlatım biçimi
- "Bu tarzda konuşmak doğru olmaz." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güzel sanatlarda üslup, stil
- "Gotik tarzda bir yapı. Nedim tarzında bir gazel."
-
[isim]
Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr
- AÇAR
-
-
[isim]
Anahtar
-
İştah açmak için yemekten önce içilen alkollü içki, aperitif
-
[isim]
Anahtar
- ITRİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Itırlı, kokulu
-
[sıfat]
Itırlı, kokulu
- KIRÇ
-
-
[isim]
Kışın, sisli havalarda, ağaç dallarını, toprak çıkıntılarını vb. yerleri kaplayan buz tabakası
-
[isim]
Kışın, sisli havalarda, ağaç dallarını, toprak çıkıntılarını vb. yerleri kaplayan buz tabakası
- BRİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemi
-
[isim]
İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemi
- REYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Çizgili çubuklu çizgileri olan (kumaş)
- "Fenerliler, sarı lacivert reye fanila giymişler." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Çizgili çubuklu çizgileri olan (kumaş)
- TREN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Demir yolunda yolcu ve yük taşımakta kullanılan, bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen vagonlar dizisi, katar, şimendifer
- "O gece Eskişehir'den son kalkan trenle Ankara'ya dönüyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Demir yolunda yolcu ve yük taşımakta kullanılan, bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen vagonlar dizisi, katar, şimendifer
- KRİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir organda birdenbire ortaya çıkan fizyolojik bozukluk, akse
- "Krizler sıkıştırdığı zaman özel kliniklerde yatmaya gidiyordu." (Çetin Altan)
- "Bir kalp krizi geçirdi."
-
Bir kimsenin yaşamında görülen ruhsal bunalım
-
Bir şeyin çok kıt bulunması durumu
-
Bir şeye duyulan ani ve aşırı istek
-
Bir toplumun, bir kuruluşun veya bir kimsenin yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran
- "Krizin ne kadar sürdüğünü bilmiyorum." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir organda birdenbire ortaya çıkan fizyolojik bozukluk, akse
- NARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Haykırma, bağırma
- "Akıncıların naralarıyla savaş alanı çınladı."
- "Boyuna bağırıyor, şarkı söylüyor, nara atıyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
Sarhoş veya külhanbeyi bağırması
-
[isim]
Haykırma, bağırma
- PERU
- ...
- AMİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse
- "Akıl öğrettiğim herif şimdi bana amir oldu." (Burhan Felek)
-
Satıcı veya ihracatçının gönderdiği malların bedelini almak üzere gerekli belgeleri göstererek bankaya başvuran kimse
-
[isim]
Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse
- ORTA
-
-
[isim]
Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer
- "Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Herhangi bir taşralı kızın artık saklı kalma olasılığı ortadan kalkmış oluyordu." (Murathan Mungan)
- "Böylelerinin kirayı biriktirdikten sonra bir para vermeden ortadan sır olanları çoktur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "İşte bu söz üzerinedir ki Servet Bey, apartmana çıkmak emelini ciddi bir tasavvur hâlinde ortaya atmıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre
- "Yılın ortası. Haftanın ortası. Günün ortası. Kışın ortası."
- "Önemli olan, kötülüğü iyilikle beraber ortadan kaldırmaktır." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Ses duyan kız günün birinde ortadan kayboldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Ve yarından itibaren kılıcım -yani kalemim- elimde ortaya atılacaktım." (Ömer Seyfettin)
-
Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm
- "Seccadesini ortasından kesip ikiye böldüler." (Ömer Seyfettin)
- "Mithat Paşa ve emsalini ortadan kaldırmak için ..." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Eski, büyük teşrifat kayıkları ortadan kalkmışsa da yine iki, üç çifte kayıklara rast gelinirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
İyi ile kötü arasındaki durum
-
Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece
- "Orta ile geçti."
-
[sıfat]
Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
-
[sıfat]
Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan
- "Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
-
Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
-
Orantı
-
Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş
- "Aut çizgisinden nefis bir orta..." (Haldun Taner)
-
Yeniçeri Ocağında tabur
-
[isim]
Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer
- ACAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Atılgan
-
Güçlü ve becerikli, çevik, enerjik
- "Bunlar yarının kadın hakları savunucuları, acar avukatları olacak soydandırlar." (Haldun Taner)
-
Yeni
-
[sıfat]
Atılgan
- RİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi
-
[isim]
Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi