İçinde r olan 3 harfli 108 kelime var. İçerisinde R harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında r harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu r harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ARZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sunma
-
Piyasaya mal sürülmesi
- "Demin de arz ettiğim gibi karakolda izah ederim." (Tarık Buğra)
-
Yüksek bir makama anlatma, bildirme
-
[isim]
Sunma
- ÜRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde
-
Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan temel gereçlerden beyaz, billursu toz
-
[isim]
Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde
- BOR
-
-
[sıfat]
İşlenmemiş, taşlık, sert, ekilmemiş (toprak), borak
-
[sıfat]
İşlenmemiş, taşlık, sert, ekilmemiş (toprak), borak
- KUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri
- "Resmî kura göre doların değeri yeniden ayarlandı."
-
Düzey
-
[isim]
Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri
- ARŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam inanışına göre göğün en yüksek katı
-
[isim]
İslam inanışına göre göğün en yüksek katı
- ROK
- ...
- KOR
-
-
[isim]
İyice yanarak ateş durumuna gelmiş kömür veya odun parçası
- "Gözleri kor gibi yanan ve bir ölüden daha sarı olan diğer bir yaralı yatıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Büyük acı, üzüntü, sıkıntı, dert
- "Kimseye göstermedikleri bir kor yanar içlerinde." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Kırmızı renkli
- "Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
İyice yanarak ateş durumuna gelmiş kömür veya odun parçası
- TÖR
-
-
[isim]
Başköşe
-
[isim]
Başköşe
- ARİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çıplak
-
Özgür, hür
- "Bu görüş her türlü edebî şişirmelerden ari bir görüştür." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Çıplak
- IRA
-
-
[isim]
Karakter
-
[isim]
Karakter
- ARP
-
-
[isim]
Dik tutularak parmakla çalınan, üç köşeli ve telli, büyük çalgı
-
[isim]
Dik tutularak parmakla çalınan, üç köşeli ve telli, büyük çalgı
- CER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çekme, sürükleyerek götürme
- "... padişahlardan birinin torunu çıkageldi, yarı ümmi bir adamla cerre çıkmıştı ." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Çekme, sürükleyerek götürme
- YAR
-
-
[isim]
Deniz, göl, ırmak vb. su kıyılarında veya karada dik yer, uçurum
-
[isim]
Deniz, göl, ırmak vb. su kıyılarında veya karada dik yer, uçurum
- IRZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin, başkaları tarafından dokunulmaması ve saygı gösterilmesi gereken iffeti
- "Bekçiye mahalle, ırzını, namusunu, malını canını tereddütsüz teslim edebilirdi." (Samiha Ayverdi)
-
[isim]
Bir kimsenin, başkaları tarafından dokunulmaması ve saygı gösterilmesi gereken iffeti
- HER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Teklik adlara tamlayan görevinde getirilerek birer birer olarak, "...-in hepsi" anlamını veren söz
- "Bir hafta, her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi." (Halide Edip Adıvar)
- "Amenna, her işin başı sağlık ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin." (Memduh Şevket Esendal)
- "Her ne hâl ise bir çare bulunur."
- "Her nedense diğerleri kadar olsun kuvvetli bir tesir bırakmadı ." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Teklik adlara tamlayan görevinde getirilerek birer birer olarak, "...-in hepsi" anlamını veren söz
- HÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Özgür
- "Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şairim." (Tevfik Fikret)
-
[zarf]
Özgür bir biçimde
- "Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[sıfat]
Özgür
- ÖRK
-
-
[isim]
Hayvanları çayıra bağlamaya yarayan kalın ip, örük
-
[isim]
Hayvanları çayıra bağlamaya yarayan kalın ip, örük
- RAP
-
-
[isim]
Ayakların yürürken çıkardığı ses
- "Delikanlı, yokuşa saptı, arabayı rap diye cakalı bir tavırla durdurdu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ayakların yürürken çıkardığı ses
- SUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kale duvarı
-
[isim]
Kale duvarı
- FAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Taşıtların ön bölümünde bulunan, kısa ve uzun mesafeyi aydınlatmaya yarayan ışık düzeneği
- "Taksi yaklaşırken farların ışıkları gittikçe güçlenerek yukarılara doğru tırmandı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Taşıtların ön bölümünde bulunan, kısa ve uzun mesafeyi aydınlatmaya yarayan ışık düzeneği