İçinde rşı olan 40 kelime var. İçerisinde RŞI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rşı olan kelimeler listesine ya da Sonu rşı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KARŞILAŞTIRILMA, KARŞILAŞTIRMACI, KARŞILAŞTIRMALI
KARŞILAŞTIRMAK
KARŞILAŞTIRMA
KARŞITLAŞMAK
KARŞILANMAK, KARŞILAŞMAK, KARŞILAYICI, KARŞILIKSIZ, KARŞITÇILIK, KARŞITLAMAK, KARŞITLAŞMA
ARŞINLAMAK, KARŞICILIK, KARŞILAMAK, KARŞILANIŞ, KARŞILANMA, KARŞILAŞMA, KARŞILAYIŞ, KARŞILIKLI, KARŞITLAMA
ARŞINLAMA, ÇARŞIBAŞI, KARŞILAMA, KARŞITLIK, KARŞIYAKA
ARŞINLIK, ÇARŞISIZ, KARŞILIK, KARŞITÇI, KARŞITLI
ARŞIALA, ÇARŞILI, KARŞICI
KARŞIN, KARŞIT
ARŞIN, ÇARŞI, KARŞI
I R Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
IR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KARŞILAŞTIRILMA
-
-
[isim]
Karşılaştırılmak işi
-
[isim]
Karşılaştırılmak işi
- KARŞILAŞTIRMALI
-
-
[sıfat]
Karşılaştırma yolu ile yapılmış olan, mukayeseli
-
[sıfat]
Karşılaştırma yolu ile yapılmış olan, mukayeseli
- KARŞILAŞTIRMACI
-
-
[isim]
Karşılaştırmalı edebiyat veya dil bilimi uzmanı
-
[isim]
Karşılaştırmalı edebiyat veya dil bilimi uzmanı
- KARŞILAŞTIRMAK
-
-
[-i]
Karşılaştırma işini yaptırmak
-
Kişi ve nesnelerin benzer veya ayrı yanlarını incelemek için kıyaslamak, mukayese etmek
-
Dikişte giysinin bir yanına yapılan işlemi, eşitlik sağlamak amacıyla öbür yanında uygulamak
-
[-i]
Karşılaştırma işini yaptırmak
- KARŞILAŞTIRMA
-
-
[isim]
Kişi ve nesnelerin benzer veya aynı yanlarını incelemek için kıyaslama, mukayese
-
[isim]
Kişi ve nesnelerin benzer veya aynı yanlarını incelemek için kıyaslama, mukayese
- KARŞITLAŞMAK
-
-
[nsz]
Birbirine karşıt olmak
-
[nsz]
Birbirine karşıt olmak
- KARŞILANMAK
-
-
[nsz]
Karşılama işi yapılmak
-
[nsz]
Karşılama işi yapılmak
- KARŞITLAMAK
-
-
[-i]
Bir iddiaya zıt olarak başka bir iddia ileri sürmek
-
[-i]
Bir iddiaya zıt olarak başka bir iddia ileri sürmek
- KARŞILIKSIZ
-
-
[sıfat]
Karşılığı olmayan
-
Karşılık gerektirmeyen
- "Karşılıksız yardım."
-
[zarf]
Karşılık verilmeyerek
-
[sıfat]
Karşılığı olmayan
- KARŞILAYICI
-
-
[isim]
Gelen birini karşılamaya çıkan kimse
-
[sıfat]
Önleyen
- "Tehlikeyi karşılayıcı bir silah."
-
[sıfat]
Yerine getiren, yapan
- "İsteklerinizi karşılayıcı bir imkân bulabiliriz."
-
[isim]
Gelen birini karşılamaya çıkan kimse
- KARŞITLAŞMA
-
-
[isim]
Karşıtlaşmak işi
-
[isim]
Karşıtlaşmak işi
- KARŞILAŞMAK
-
-
Karşı karşıya gelmek, rastlaşmak
- "Terdit, yazıda beklenmedik bir sonuçla karşılaşmak demektir." (Çetin Altan)
-
[nsz]
İki sporcu veya iki takım yarışmak
-
Karşı karşıya gelmek, rastlaşmak
- KARŞITÇILIK
-
-
[isim]
Bir işe, davranışa veya düşünceye karşı olma durumu, aleyhtarlık
-
[isim]
Bir işe, davranışa veya düşünceye karşı olma durumu, aleyhtarlık
- KARŞILAŞMA
-
-
[isim]
Karşılaşmak işi
-
İki sporcu veya iki takım arasında, karşılıklı olarak kazanmak amacıyla yapılan yarışma, maç
-
[isim]
Karşılaşmak işi
- ARŞINLAMAK
-
-
[-i]
Arşınla ölçmek
-
Amaçsız, geniş adımlarla dolaşmak
- "Şöyle bir arşınladı iskeleyi, sonra cebinden bir düdük çıkarıp öttürdü." (Çetin Altan)
-
[-i]
Arşınla ölçmek
- KARŞICILIK
-
-
[isim]
Karşıcı olma durumu
-
[isim]
Karşıcı olma durumu
- KARŞILIKLI
-
-
[sıfat]
İki kişi veya iki topluluğun arasında geçen ve karşılaşılan harekete eş değer bir hareketle beliren, mütekabil
- "Karşılıklı yardım. Karşılıklı saygı."
-
Birbirine karşı bulunan
- "Salıncağın üzerinde karşılıklı ayakta duran kızlar, fıldır fıldır dönüyorlardı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[zarf]
Birbirlerine karşılık olarak
- "Çevredeki halk ise iki olmuş, bir kısmı satana, öbürü alana yardım ediyor; karşılıklı bağrışıyorlar." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Birbiriyle ilgili olarak
-
[sıfat]
İki kişi veya iki topluluğun arasında geçen ve karşılaşılan harekete eş değer bir hareketle beliren, mütekabil
- KARŞITLAMA
-
-
[isim]
Karşıtlamak işi
-
[isim]
Karşıtlamak işi
- KARŞILAMAK
-
-
[-i]
Dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek
- "Belgrat, Türkiye Cumhuriyeti başvekilini karşılamaya hazırlamıştır." (Falih Rıfkı Atay)
-
Karşılık olmak, denk gelmek, tekabül etmek
- "Herhâlde bu küçük bahçeyi kendi sebze ihtiyaçlarını karşılamak için yetiştirmişlerdi." (Necati Cumalı)
-
Söylenen, yapılan, bildirilen bir şeyi olumlu veya olumsuz bulmak
- "Bu suçlamayı hiç üzerimize almadan karşılar ve hoş görürüz." (Burhan Felek)
-
Önlemek, durdurmak
- "Bu ilaç sıtmayı karşılar."
-
Boksta karşı oyuncunun yumruklarını savmak
-
[-i]
Dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek
- KARŞILANIŞ
-
-
[isim]
Karşılanma işi veya biçimi
-
[isim]
Karşılanma işi veya biçimi