İçinde rı olan 8 harfli 161 kelime var. İçerisinde RI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rı olan kelimeler listesine ya da Sonu rı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
IR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ARIKLAMA
-
-
[isim]
Arıklamak işi
-
[isim]
Arıklamak işi
- KAYTARIŞ
-
-
[isim]
Kaytarma işi veya biçimi
-
[isim]
Kaytarma işi veya biçimi
- KIVRILMA
-
-
[isim]
Kıvrılmak işi, bükülme
- "Babasına dille değil, sancıdan ölüyor gibi birkaç kıvrılma, burkulma ile karşılık verdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Yer kabuğunun içten gelen etkenlerle dalgalı bir biçim alması
-
[isim]
Kıvrılmak işi, bükülme
- KANDIRIŞ
-
-
[isim]
Kandırma işi veya biçimi
-
[isim]
Kandırma işi veya biçimi
- SOYKIRIM
-
-
[isim]
Bir insan topluluğunu ulusal, dinsel vb. sebeplerle yok etme, jenosit
-
[isim]
Bir insan topluluğunu ulusal, dinsel vb. sebeplerle yok etme, jenosit
- FIRILDAK
-
-
[isim]
Rüzgârla dönen, çember biçiminde çocuk oyuncağı
- "Anasının gözü kardeşi, işi gücü fırıldak çevirmek." (Atilla İlhan)
-
Havalandırmak amacıyla oda veya mutfak pencerelerine takılan kanatlı araç
-
Ocak veya soba borusunun iyi çekmesini sağlamak için tepesine takılan ve rüzgârın gittiği yöne dönebilecek biçimde yapılan şapka
-
Dolap, düzen, hile
-
[isim]
Rüzgârla dönen, çember biçiminde çocuk oyuncağı
- AYRIŞMAK
-
-
[nsz]
Birbirinden ayrılmak, birliği bozmak
-
Moleküller, türlü etkenler sebebiyle geçici olarak daha yalın atom veya moleküllere bölünmek
-
[nsz]
Birbirinden ayrılmak, birliği bozmak
- BIKTIRIŞ
- ...
- FIŞKIRIK
-
-
[isim]
Fıskiye
-
[isim]
Fıskiye
- GÜNAŞIRI
-
-
[zarf]
Bir gün ara ile, iki günde bir
- "Gelir desen dar gelir / Günaşırı alacaklılar gelir." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[zarf]
Bir gün ara ile, iki günde bir
- KIVRINTI
-
-
[isim]
Kıvrım
-
Kıvrılan yer, dönemeç
- "Yolun kıvrıntısında."
-
[isim]
Kıvrım
- KARIŞMAK
-
-
[-e]
İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek
- "Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Düzensiz, dağınık olmak
- "Yanıma her tarafı titreyerek sapsarı, sakal bıyığa karışmış bir hâlde geldi." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Bulanmak, duruluğunu yitirmek
- "Hava birden karıştı. Zihnim karıştı."
-
[nsz]
Açıklığını yitirmek, anlaşılması güçleşmek
- "Kaymakam işin karıştığını anlayarak..." (Memduh Şevket Esendal)
-
Müdahale etmek, araya girmek
- "Sokakta herkes kadın kıyafetine karışmak hakkını kendinde görürdü." (Falih Rıfkı Atay)
-
Engellemek, araya girmek
-
Bir araya gelmek, katılmak
- "Bingazi'deki muharebeye karışmak için beraber yola çıktığım arkadaş Kahire'de hastalanmıştı." (Ömer Seyfettin)
-
İlgilenmek, müdahale etmek, el atmak
- "Ben, dedim, başkalarının soy adlarına nasıl karışabilirim?" (Memduh Şevket Esendal)
-
Yetkisinde bulunmak, bakmak, iş edinmek, işi olmak
- "Bu işe belediye karışır."
-
[-e]
İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek
- ÇIKRIKÇI
-
-
[isim]
Çıkrık yapıp satan kimse
-
Elyaf fitillerini incelterek iplik veya elyaf yünü durumuna getiren ve boş makaralara saran bir makine
-
[isim]
Çıkrık yapıp satan kimse
- KAYDIRIŞ
-
-
[isim]
Kaydırma işi veya biçimi
-
[isim]
Kaydırma işi veya biçimi
- YARDIRIŞ
- ...
- KOCAKARI
-
-
[isim]
Yaşlı kadın
- "Kocakarının trenin arkasından ağzıyla uluyarak koşan hayali bir rüya gibi oldu." (Halide Edip Adıvar)
-
Anne
-
[isim]
Yaşlı kadın
- HIÇKIRIŞ
-
-
[isim]
Hıçkırma işi veya biçimi
-
[isim]
Hıçkırma işi veya biçimi
- UÇARILIK
-
-
[isim]
Uçarı olma durumu veya uçarı davranış, sefahat
- "Böyle bir uçarılıkta bulundukça hemen ardından acı bir pişmanlık duyar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Uçarı olma durumu veya uçarı davranış, sefahat
- ÇIKRIKLI
-
-
[sıfat]
Çıkrığı olan
- "Bahçede bir de çıkrıklı kuyu olacak." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Çıkrığı olan
- KIYTIRIK
-
-
Değersiz, bayağı, basit
-
Değersiz, bayağı, basit