İçinde rı olan 6 harfli 61 kelime var. İçerisinde RI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rı olan kelimeler listesine ya da Sonu rı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
IR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ARITMA
-
-
[isim]
Arıtmak işi
-
[isim]
Arıtmak işi
- KIZARI
- ...
- ARICAK
- ...
- RIHDAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yazı kurutmak için kullanılan özel kumun konduğu üzeri delikli kap
-
[isim]
Yazı kurutmak için kullanılan özel kumun konduğu üzeri delikli kap
- AKDARI
-
-
[isim]
Darı
-
[isim]
Darı
- BAĞRIŞ
-
-
[isim]
Bağırma işi veya biçimi
-
[isim]
Bağırma işi veya biçimi
- BRIÇKA
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Üstü kapalı, kışın kızak olarak kullanılan tek atlı, yaylı hafif araba
-
[isim]
Üstü kapalı, kışın kızak olarak kullanılan tek atlı, yaylı hafif araba
- ARITIM
-
-
[isim]
Petrol, yağ vb. maddeleri arıtma işi, rafinaj
-
[isim]
Petrol, yağ vb. maddeleri arıtma işi, rafinaj
- ÇIKRIK
-
-
[isim]
Kuyudan kovayı çekmeye yarayan ve el ile çevrilen araç
-
İplik bükme, iplik sarma vb. işlerde kullanılan, el veya ayakla çevrilen dolap
-
Ağır bir şeyi çekecek ipin sarılmasına yarayan ve bir eksen üzerinde uzunca bir kolla çevrilerek dönen silindir
-
[isim]
Kuyudan kovayı çekmeye yarayan ve el ile çevrilen araç
- AĞARIŞ
- ...
- SARICA
-
-
[sıfat]
Sarıyı andıran, sarıya yakın
-
[isim]
Yaban arısı
-
[isim]
Eyalet valileri buyruğundaki başıbozuk asker
-
[sıfat]
Sarıyı andıran, sarıya yakın
- TASARI
-
-
[isim]
Olması veya yapılması istenen bir şeyin zihinde aldığı biçim, proje
- "Kafamdaki hayaller ve tasarılar epeyce açık saçık şeylerdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Hukuki bir işlemin, o işlemi yapmakla yetkili kurul veya organ önüne getirildiği andaki durumu, üstünde görüşme ve oylama yapılabilir durumdaki metin, layiha
- "Bütçe Kanunu tasarısı üzerine yazdığım bir yazı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Olması veya yapılması istenen bir şeyin zihinde aldığı biçim, proje
- YUKARI
-
-
[isim]
Bir şeyin üst bölümü, fevk, aşağı karşıtı
-
Yetkili kimse
- "Emir yukarıdan, çaresiz kaldık."
-
[sıfat]
Benzerleri arasında üstte bulunan
- "Yukarı kat."
-
[sıfat]
Aşama, sınıf, makam bakımından ileride olan
- "O bizden yukarı sınıftandı."
-
[zarf]
Üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya
- "Yukarı, kocasının odasına çıktı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bir şeyin üst bölümü, fevk, aşağı karşıtı
- YAĞRIN
-
-
[isim]
Kürek kemiği
-
[isim]
Kürek kemiği
- SAYRIL
-
-
[sıfat]
Hastalıkla ilgili, marazi
-
[sıfat]
Hastalıkla ilgili, marazi
- AYKIRI
-
-
[sıfat]
Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir
- "Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hâllerde Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir." (Anayasa)
- "Yüzük ona biraz aykırı düşen bir parlaklıkla parmağında parlıyordu." (Tarık Buğra)
- "Temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özel sınırlamalar demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz." (Anayasa)
-
Çapraz, ters
-
Toplumda görüş ve yaşayış biçimiyle uçlarda bulunan (kimse), marjinal
-
Gidilen yol üzerinde olmayıp gidiş yönüne ters düşen
- "Burası Ankara'ya iki günöte, ana yollardan aykırı küçük bir kasabaydı." (Refik Halit Karay)
-
Bütün noktaları aynı düzlemde bulunmayan
-
[sıfat]
Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir
- ÇAĞRIM
-
-
[isim]
Yüksek bir sesin yetişebileceği kadar uzaklık
- "İki çağrım ötede bir pınar var."
-
[isim]
Yüksek bir sesin yetişebileceği kadar uzaklık
- KIVRIM
-
-
[isim]
Bir şeyin kıvrılan yeri, büklüm
-
Bir tür tatlı
- "Cevizli kıvrım."
-
Ayrım, dönemeç
- "Yolun kıvrımında ayrılanlarla dönüp bakıştık." (Aka Gündüz)
-
Kıvrılma sonunda oluşan toprak dalgası
-
[isim]
Bir şeyin kıvrılan yeri, büklüm
- AĞARIK
-
-
[sıfat]
Aklaşmış, rengi solmuş
- "Kırk yaşını aşmış, şakakları ağarık, uysal, eğik." (Tarık Dursun K)
-
[sıfat]
Aklaşmış, rengi solmuş
- AĞRILI
-
-
[sıfat]
Ağrıyan, ağrısı olan
- "Ağrılı diş."
-
[sıfat]
Ağrıyan, ağrısı olan