İçinde pış olan 8 harfli 6 kelime var. İçerisinde PIŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında pış olan kelimeler listesine ya da Sonu pış ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I P Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ŞIP
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAPIŞMAK
-
-
[-i]
Birlikte bir şeyin üzerine üşüşüp aceleyle almak, kapmak
-
Kavgaya tutuşmak
- "En yakın arkadaşı bir romancımızla bu konuda kapıştığı geceyi unutamam." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Kavgaya girmek
- "Her seferinde kıyasıya kapıştıklarını, nahak yere kalp kıracaklarını sanıyor." (Atilla İlhan)
-
[-le]
Hırsla güreşe başlamak
-
[-i]
Birlikte bir şeyin üzerine üşüşüp aceleyle almak, kapmak
- ÇARPIŞMA
-
-
[isim]
Çarpışmak işi, müsademe, sadme
-
Öncülerin veya küçük birliklerin yaptıkları küçük savaşma
- "Bu, iki cephe arasında ilk çarpışmadır." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Çarpışmak işi, müsademe, sadme
- KIRPIŞMA
-
-
[isim]
Kırpışmak işi
- "Bir gece evvel bizim elektriklerde bir kırpışma peyda oluyordu da idareye telefon etmiştim." (Burhan Felek)
-
[isim]
Kırpışmak işi
- YAPIŞKAN
-
-
[sıfat]
Yapışma özelliği olan
- "Tütün yaprakları sıcakta yapışkan bir su salar." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Yapıştırıcı
- "Zamk bir yapışkandır."
-
Gitmek bilmeyen
- "Aynı arabaya binecek kadar pişkin ve yapışkan bir gölge." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Yapışma özelliği olan
- YAPIŞMAK
-
-
[nsz]
Yapışıcı olan veya yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak
- "Zarfın iyice yapışıp yapışmadığına o kadar dikkat etti ki..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
İyice yaklaşmak, sokulup değmek
- "Geri geri giderek duvara yapıştı."
-
[-e]
Aralık bırakmayacak biçimde üzerine dokunmak
- "Islanan tül gömleği pembe vücuduna yapıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[-e]
Bir iş yapmak amacıyla, hevesle bir şeyi eline almak
- "Dişlerine oltayı almış, tekrar küreklere yapışmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Sıkıca yakalamak, tutmak, sarılmak
- "Niçin yalan söylüyor, bu zavallıya iftira ediyorsun, diye kulağıma yapıştı." (Ömer Seyfettin)
-
Birini rahatsız etmek, sataşmak, peşini bırakmamak, musallat olmak
-
[nsz]
Yapışıcı olan veya yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak
- ÇIRPIŞMA
-
-
[isim]
Çırpışmak işi
-
[isim]
Çırpışmak işi