İçinde prü olan 19 kelime var. İçerisinde PRÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında prü olan kelimeler listesine ya da Sonu prü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KÖPRÜLENMEK, SÜPRÜNTÜLÜK
KÖPRÜCÜLÜK, KÖPRÜLEMEK, KÖPRÜLENİŞ, KÖPRÜLENME, SÜPRÜNTÜCÜ, VEZİRKÖPRÜ
KARAKÖPRÜ, KÖPRÜBAŞI, KÖPRÜLEME, UZUNKÖPRÜ
KÖPRÜCÜK, KÖPRÜKÖY, SÜPRÜNTÜ, TAŞKÖPRÜ
KÖPRÜCÜ, KÖPRÜLÜ
KÖPRÜ
P R Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
PÜR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SÜPRÜNTÜLÜK
-
-
[isim]
Çöplük
- "Tamirden evvel Yeşil Cami bir harabe, bir süprüntülük idi." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Çöplük
- KÖPRÜLENMEK
-
-
[nsz]
Köprülü duruma gelmek, köprüsü olmak
-
[nsz]
Köprülü duruma gelmek, köprüsü olmak
- VEZİRKÖPRÜ
- ...
- KÖPRÜCÜLÜK
-
-
[isim]
Köprü yapma işi
-
[isim]
Köprü yapma işi
- KÖPRÜLENİŞ
-
-
[isim]
Köprülenme işi veya biçimi
-
[isim]
Köprülenme işi veya biçimi
- KÖPRÜLEMEK
- ...
- KÖPRÜLENME
-
-
[isim]
Köprülenmek işi
-
[isim]
Köprülenmek işi
- SÜPRÜNTÜCÜ
-
-
[isim]
Herhangi bir yerin süprüntüsünü temizleyen kimse
-
Her şeyin en kötüsünü alan veya satan kimse
-
[isim]
Herhangi bir yerin süprüntüsünü temizleyen kimse
- UZUNKÖPRÜ
- ...
- KÖPRÜLEME
- ...
- KARAKÖPRÜ
- ...
- KÖPRÜBAŞI
-
-
[isim]
İlerlemek için çıkılan elverişli kıyı veya tutulan önemli nokta
-
Önemli mevki
-
[isim]
İlerlemek için çıkılan elverişli kıyı veya tutulan önemli nokta
- KÖPRÜKÖY
- ...
- SÜPRÜNTÜ
-
-
[isim]
Temizlik yapıldığında toplanan toz ve çöp, çer çöp
- "Elinde tuttuğu, içi süprüntü dolu faraşı merdivenlerin dibine boşalttı." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Bayağı, aşağılık şey veya kimse
-
[isim]
Temizlik yapıldığında toplanan toz ve çöp, çer çöp
- TAŞKÖPRÜ
- ...
- KÖPRÜCÜK
-
-
[isim]
Küçük köprü
-
[isim]
Küçük köprü
- KÖPRÜLÜ
-
-
[sıfat]
Köprüsü olan
-
İki bölümü bir köprü ile birbirine bağlanmış (yapı)
- "Köprülü konak."
-
[sıfat]
Köprüsü olan
- KÖPRÜCÜ
-
-
[isim]
Köprü yapan kimse
-
Tombazlarla köprü kuran istihkâm kıtası
-
Osmanlı ülkelerinde, özellikle ordunun geçeceği yollar üzerindeki köprüleri onarmak ve korumakla görevli takım
-
[isim]
Köprü yapan kimse
- KÖPRÜ
-
-
[isim]
Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı
- "Bu camiler, bu çeşmeler, bu köprüler rastgele yapılmadı." (Orhan Seyfi Orhon)
- "Ama siz öteki kıyıya köprü kurmadan geçtiniz." (Salâh Birsel)
-
İki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey
- "Annesinin yalnız onunla değil, hiç kimseyle bir köprüsü yoktu." (Murathan Mungan)
-
Geminin önünü iyice görecek bir yükseklikte, sancaktan iskeleye kadar kurulan kumanda yeri
-
Güreşte omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum
-
Vücudun, sırt yere dönük olarak el, baş veya diz yere dayanarak yay biçimi aldığı durum
-
Olmayan dişlerin yerini tutmak veya takma dişleri ağızdaki dişlere sağlam tutturmak amacıyla yapılan diş protezi
-
[isim]
Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı