İçinde pat olan 8 harfli 24 kelime var. İçerisinde PAT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında pat olan kelimeler listesine ya da Sonu pat ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A P T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
PAT
2 Harfli Kelimeler
AT, PA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PATLAKÇA
-
-
[sıfat]
Patlak gibi, patlağa benzer
- "Yeni gelen başhekim ... orta boylu, cılız, patlakça gök gözlü bir adam." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Patlak gibi, patlağa benzer
- PATRONAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Cezaevinden serbest bırakılan suçlunun toplum yaşantısına yeniden uyabilmesini sağlamak amacıyla yapılan yardım çalışması
-
Yönetim, gözetim
-
[isim]
Cezaevinden serbest bırakılan suçlunun toplum yaşantısına yeniden uyabilmesini sağlamak amacıyla yapılan yardım çalışması
- İDİOPATİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kapan duygu
-
[isim]
Kapan duygu
- PATRONCU
-
-
[isim]
Örneğe göre ölçüp biçerek ilk patronu çıkaran nitelikli işçi
-
[isim]
Örneğe göre ölçüp biçerek ilk patronu çıkaran nitelikli işçi
- FELDSPAT
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Potasyumlu, sodyumlu ve kalsiyumlu olmak üzere üçe ayrılan en önemli silikatlı mineral grubu
-
[isim]
Potasyumlu, sodyumlu ve kalsiyumlu olmak üzere üçe ayrılan en önemli silikatlı mineral grubu
- PATLICAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Patlıcangillerden, kalın saplı, uzunca yapraklı otsu bitki (Solanum melongena)
-
Bu bitkinin sebze olarak kullanılan, mor renkli, uzunca veya toparlak ürünü
-
[isim]
Patlıcangillerden, kalın saplı, uzunca yapraklı otsu bitki (Solanum melongena)
- ANTİPATİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sevimsizlik, soğukluk, iticilik
-
Karşıt duygu
- "Bunlar da çoğu insanda nedense aşağılık kompleksi ve antipati yaratır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sevimsizlik, soğukluk, iticilik
- PATLAMAK
-
-
[nsz]
Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek
- "Dinamit patladı."
- "Patlama, geliyorum!"
-
Yırtılıp açılmak
- "Gözlerim gene ayakkabılarıma kaydı, yanları patlamıştı." (Orhan Kemal)
-
Yarılmak
- "Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermek
- "Tomurcuklar patladı."
-
Top, taşıt lastiği vb. şeyler değişik nedenlerle havası inmek
-
Ansızın tehlikeli bir şey meydana gelmek
- "Fırtına patladı."
-
Çok sıkılmak, sıkıntı ve sabırsızlığını belli etmek
- "Sanıyorum ki istimi fazla gelmiş kazanlar gibi hırslarından patlayacaklar." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Aşırı tepki göstermek
-
Ansızın bir gürültü duyulmak
-
Herhangi bir durum veya bir değerin yitirilmesine yol açmak, mal olmak
-
[nsz]
Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek
- PATLATIŞ
- ...
- TELEPATİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Birinin düşündüklerini veya uzakta geçen bir olayı hiçbir bağlantı olmadan algılama, uza duyum
-
[isim]
Birinin düşündüklerini veya uzakta geçen bir olayı hiçbir bağlantı olmadan algılama, uza duyum
- PATTADAK
-
-
[zarf]
Ansızın
- "Bugün böyle, yarın şöyle derken, hiç olmadığı bir adam oldu; geveze, övünme meraklısı, ağzına geleni pattadak söyleyen!" (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Ansızın
- SEMPATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Cana yakın, sıcakkanlı, sevimli
- "Sempatik bir çocuk."
-
Çok hoş, hoşa giden
- "Geçende girdiğim dükkân da böyle sempatik bir yerdi." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Cana yakın, sıcakkanlı, sevimli
- PATOLOJİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hastalıklar bilimi
-
[isim]
Hastalıklar bilimi
- PATLATMA
-
-
[isim]
Patlatmak işi
-
[isim]
Patlatmak işi
- PATİKSİZ
- ...
- NEVROPAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sinir hastası
-
[isim]
Sinir hastası
- İSPATSIZ
- ...
- PATRONCA
-
-
[zarf]
Patron gibi, patrona yakışır bir biçimde
-
[zarf]
Patron gibi, patrona yakışır bir biçimde
- PATLAYIŞ
-
-
[isim]
Patlama işi veya biçimi
- "İki patlayış birbirini takip etti, hemen dışarı çıktım." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Patlama işi veya biçimi
- KAPATMAK
-
-
[-i]
Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek
- "Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar." (Haldun Taner)
-
[-e]
Kapamak
- "Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir kadınla nikâhsız yaşamak
-
[nsz]
Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek
- "Gazete kapatmak."
-
Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek
- "Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış." (Halide Edip Adıvar)
-
Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek
- "Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu." (Çetin Altan)
-
[-i]
Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek