İçinde pat olan 8 harfli 24 kelime var. İçerisinde PAT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında pat olan kelimeler listesine ya da Sonu pat ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A P T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

PAT

2 Harfli Kelimeler

AT, PA, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PATLAKÇA

  1. [sıfat] Patlak gibi, patlağa benzer
    • "Yeni gelen başhekim ... orta boylu, cılız, patlakça gök gözlü bir adam." (Memduh Şevket Esendal)

PATRONAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Cezaevinden serbest bırakılan suçlunun toplum yaşantısına yeniden uyabilmesini sağlamak amacıyla yapılan yardım çalışması
  2. Yönetim, gözetim

İDİOPATİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kapan duygu

PATRONCU

  1. [isim] Örneğe göre ölçüp biçerek ilk patronu çıkaran nitelikli işçi

FELDSPAT

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Potasyumlu, sodyumlu ve kalsiyumlu olmak üzere üçe ayrılan en önemli silikatlı mineral grubu

PATLICAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Patlıcangillerden, kalın saplı, uzunca yapraklı otsu bitki (Solanum melongena)
  2. Bu bitkinin sebze olarak kullanılan, mor renkli, uzunca veya toparlak ürünü

ANTİPATİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sevimsizlik, soğukluk, iticilik
  2. Karşıt duygu
    • "Bunlar da çoğu insanda nedense aşağılık kompleksi ve antipati yaratır." (Haldun Taner)

PATLAMAK

  1. [nsz] Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek
    • "Dinamit patladı."
    • "Patlama, geliyorum!"
  2. Yırtılıp açılmak
    • "Gözlerim gene ayakkabılarıma kaydı, yanları patlamıştı." (Orhan Kemal)
  3. Yarılmak
    • "Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermek
    • "Tomurcuklar patladı."
  5. Top, taşıt lastiği vb. şeyler değişik nedenlerle havası inmek
  6. Ansızın tehlikeli bir şey meydana gelmek
    • "Fırtına patladı."
  7. Çok sıkılmak, sıkıntı ve sabırsızlığını belli etmek
    • "Sanıyorum ki istimi fazla gelmiş kazanlar gibi hırslarından patlayacaklar." (Osman Cemal Kaygılı)
  8. Aşırı tepki göstermek
  9. Ansızın bir gürültü duyulmak
  10. Herhangi bir durum veya bir değerin yitirilmesine yol açmak, mal olmak

PATLATIŞ
...
TELEPATİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Birinin düşündüklerini veya uzakta geçen bir olayı hiçbir bağlantı olmadan algılama, uza duyum

PATTADAK

  1. [zarf] Ansızın
    • "Bugün böyle, yarın şöyle derken, hiç olmadığı bir adam oldu; geveze, övünme meraklısı, ağzına geleni pattadak söyleyen!" (Atilla İlhan)

SEMPATİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Cana yakın, sıcakkanlı, sevimli
    • "Sempatik bir çocuk."
  2. Çok hoş, hoşa giden
    • "Geçende girdiğim dükkân da böyle sempatik bir yerdi." (Burhan Felek)

PATOLOJİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Hastalıklar bilimi

PATLATMA

  1. [isim] Patlatmak işi

PATİKSİZ
...
NEVROPAT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sinir hastası

İSPATSIZ
...
PATRONCA

  1. [zarf] Patron gibi, patrona yakışır bir biçimde

PATLAYIŞ

  1. [isim] Patlama işi veya biçimi
    • "İki patlayış birbirini takip etti, hemen dışarı çıktım." (Falih Rıfkı Atay)

KAPATMAK

  1. [-i] Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek
    • "Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar." (Haldun Taner)
  2. [-e] Kapamak
    • "Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Bir kadınla nikâhsız yaşamak
  4. [nsz] Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek
    • "Gazete kapatmak."
  5. Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek
    • "Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış." (Halide Edip Adıvar)
  6. Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek
    • "Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu." (Çetin Altan)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü