İçinde parça olan 20 kelime var. İçerisinde PARÇA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında parça olan kelimeler listesine ya da Sonu parça ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
PARÇALAYABİLMEK
PARÇALATTIRMAK, PARÇALAYABİLME
PARÇALATTIRMA
PARÇALANMAK, PARÇALATMAK, PARÇALAYICI
PARAMPARÇA, PARÇACIKLI, PARÇACILIK, PARÇALAMAK, PARÇALANIŞ, PARÇALANMA, PARÇALATMA, PARÇALAYIŞ
PARÇALAMA
PARÇACIK
PARÇACI, PARÇALI
PARÇA
A A P R Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
ÇAPAR, PARÇA
4 Harfli Kelimeler
AÇAR, ARAÇ, ARAP, ARPA, ÇAPA, PAÇA, PARA
3 Harfli Kelimeler
ARA, ARP, ÇAP, ÇAR, RAP
2 Harfli Kelimeler
AÇ, AR, PA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PARÇALAYABİLMEK
- ...
- PARÇALATTIRMAK
-
-
[-i]
Parçalama işini yaptırmak
-
[-i]
Parçalama işini yaptırmak
- PARÇALAYABİLME
- ...
- PARÇALATTIRMA
-
-
[isim]
Parçalattırmak işi
-
[isim]
Parçalattırmak işi
- PARÇALATMAK
-
-
[-i]
Parçalama işini yaptırmak
-
[-i]
Parçalama işini yaptırmak
- PARÇALANMAK
-
-
[nsz]
Parçalama işine konu olmak, parçalara ayrılmak, paralanmak
- "Rayların üstüne düşüp parçalanacaksın dedi, hem bak, herkes bizimle eğleniyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Başkasını mutlu etmek için elden gelen her şeyi yapmak, didinmek
- "Evine gittik mi ağırlayacağım diye parçalanır!"
-
[nsz]
Parçalama işine konu olmak, parçalara ayrılmak, paralanmak
- PARÇALAYICI
-
-
[sıfat]
Parçalara ayıran
-
[sıfat]
Parçalara ayıran
- PARÇALAMAK
-
-
[-i]
Parçalara ayırmak, bütünlüğünü bozmak, parça parça etmek
- "Biraz iyi bakınca gördüm ki kuş, yılanı parçalayıp yiyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Birliği bozmak amacıyla bölmek
-
[-i]
Parçalara ayırmak, bütünlüğünü bozmak, parça parça etmek
- PARÇALANMA
-
-
[isim]
Parçalanmak işi
-
[isim]
Parçalanmak işi
- PARÇACILIK
-
-
[isim]
Parçacının işi
-
[isim]
Parçacının işi
- PARÇACIKLI
- ...
- PARÇALANIŞ
-
-
[isim]
Parçalanma işi veya biçimi
-
[isim]
Parçalanma işi veya biçimi
- PARAMPARÇA
-
-
[sıfat]
Pek çok parçaya ayrılmış, parça parça olmuş
- "Yalnız paramparça gömleğinin üstünde kocaman bir kırmızı kravat var." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Pek çok parçaya ayrılmış, parça parça olmuş
- PARÇALAYIŞ
-
-
[isim]
Parçalama işi veya biçimi
-
[isim]
Parçalama işi veya biçimi
- PARÇALATMA
-
-
[isim]
Parçalatmak işi
-
[isim]
Parçalatmak işi
- PARÇALAMA
-
-
[isim]
Parçalamak işi, parçalara ayırma
-
[isim]
Parçalamak işi, parçalara ayırma
- PARÇACIK
-
-
[isim]
Küçük parça, kırıntı
- "Onlara değin bir dolu anı, sevgi parçacıkları üşüşüyor belleğime." (Nezihe Meriç)
-
Elektron, proton, nötron gibi atomu oluşturan parçaların her biri, partikül
-
[isim]
Küçük parça, kırıntı
- PARÇALI
-
-
[sıfat]
Birden çok parçadan oluşmuş
- "Parçalı etekler moda."
-
Mobilyacılıkta, parçalara ayrılarak yeniden başka biçimlerde oluşturulabilen, modüler
-
[sıfat]
Birden çok parçadan oluşmuş
- PARÇACI
-
-
[isim]
Kumaş toplarından artmış parçaları satan kimse
-
Makine yedek parçaları satan kimse
-
[isim]
Kumaş toplarından artmış parçaları satan kimse
- PARÇA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey
- "Yolun bu parçası bozuk."
-
Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime
- "Alınacakları bir gece önceden küçük bir karton parçasına yazmıştır." (Haldun Taner)
-
Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri
- "On parçadan yapılmış bir oda takımı."
-
Tane
- "Üç parça elbiselik kumaş."
-
Edebiyat eserinin bir bölümü
- "Hayatımın en acı ve tatlı saatleri bunun başında geçti, eserimin en güzel parçalarını onun kenarında yazdım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Müzik eseri
-
Benzeri, bir örneği
- "Ay parçası, elmas parçası."
-
Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz
- "Bir çoban parçasısın, olmasa bile koyun / Daima eğeceksin başkalarına boyun." (Kemalettin Kamu)
-
Güzel, alımlı kız veya kadın
-
[isim]
Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey