İçinde parma olan 20 kelime var. İçerisinde PARMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında parma olan kelimeler listesine ya da Sonu parma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

12 Harfli Kelimeler

GELİNPARMAĞI, HANIMPARMAĞI, PARMAKLIKSIZ, VEZİRPARMAĞI

11 Harfli Kelimeler

PARMAKLAMAK, PARMAKLIKLI

10 Harfli Kelimeler

ALTIPARMAK, PARMAKLAMA

9 Harfli Kelimeler

BAŞPARMAK, BEŞPARMAK, ISPARMAÇA, PARMAKLIK, PARMAKSIZ

8 Harfli Kelimeler

KOPARMAK, PARMAKLI, PARMAKSI

7 Harfli Kelimeler

APARMAK, KOPARMA

6 Harfli Kelimeler

APARMA, PARMAK


Kelime bulma makinesi

A A M P R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

5 Harfli Kelimeler

RAMPA

4 Harfli Kelimeler

ARAP, ARMA, ARPA, MAPA, PARA, RAMP

3 Harfli Kelimeler

AMA, ARA, ARP, RAM, RAP

2 Harfli Kelimeler

AM, AR, MA, PA, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GELİNPARMAĞI

  1. [isim] Uzun taneli bir üzüm türü

VEZİRPARMAĞI

  1. [isim] Bir tür hamur tatlısı

PARMAKLIKSIZ

  1. [sıfat] Parmaklığı olmayan

HANIMPARMAĞI

  1. [isim] Parmak biçiminde bir çeşit hamur tatlısı
  2. Uzun taneli bir üzüm çeşidi

PARMAKLAMAK

  1. [-i] Parmakla yemek
    • "Balı parmakladı."
  2. Parmakla dokunmak
  3. Dürtmek

PARMAKLIKLI

  1. [sıfat] Parmaklığı olan
    • "Ayaklarımın ucunda yükselerek onun demir parmaklıklı penceresine bir göz atıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

PARMAKLAMA

  1. [isim] Parmaklamak işi

ALTIPARMAK

  1. [isim] İri bir tür palamut balığı

BAŞPARMAK

  1. [isim] El ve ayakta bulunan en kalın parmak, badem parmak
    • "Şuraya başparmağını bas dediler, ben de bastım." (Sait Faik Abasıyanık)

BEŞPARMAK

  1. [isim] Derisi dikenlilerden, beş ışınlı yıldız biçiminde bir deniz hayvanı, beşpençe (Uraster)
  2. Beş renkte dokunmuş çubuklu kumaş

PARMAKLIK

  1. [isim] Dik ve biraz aralıklı olarak yan yana dizilmiş tahta, demir vb. çubuklarla yapılmış bölme veya korkuluk
    • "Köşkün tahta parmaklıkları önünde rahatsız etmekten çekinerek hatır soruyorlar." (Aka Gündüz)
  2. Kesik veya yara bulunan parmağı korumak için üzerine geçirilen, çoğunlukla plastik kılıf

PARMAKSIZ

  1. [sıfat] Parmağı olmayan

ISPARMAÇA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Deniz içinde birkaç zincirin birbirine dolaşması

PARMAKSI

  1. [sıfat] Elin parmaklarını andırır biçimde olan

PARMAKLI

  1. [sıfat] Parmağı olan

KOPARMAK

  1. [-i] Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak
    • "O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın!" (Osman Cemal Kaygılı)
  2. [nsz] Daldan, ağaçtan alıp toplamak
    • "Yorulunca omzuma çıkar, çiçek koparmak isterse beni çağırır." (Halide Edip Adıvar)
    • "Sana karşı içimde iki katlı bir ana yüreği var. İşte onu koparıp atamıyorum." (Ömer Seyfettin)
  3. [nsz] Birden ve güçlü bir biçimde başlamak veya başlatmak
    • "Zehra birdenbire iki avucunu da yüzüne kapadı, kısa ve keskin bir çığlık kopardı." (Peyami Safa)
  4. Zor kullanarak almak
  5. [-den] Güçlükle elde etmek
    • "Bir kızla buluşmuşken bir başkasından söz ya da telefon numarası kopardığı oluyordu." (Necati Cumalı)
  6. Birlikte koşan yarışçıyı üstün bir çaba ile hızlanıp geçmek

KOPARMA

  1. [isim] Koparmak işi
  2. Halterde ağırlığı bir tür kaldırma biçimi

APARMAK

  1. [-i] Almak, alıp götürmek
    • "Geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni." (Evliya Çelebi)
  2. Gizlice almak, alıp kaçmak, çalmak
    • "Sözü geçen para ehemmiyetsiz bir şeydi ve müdür muavini, onu çok ustalıkla aparmıştı." (Haldun Taner)

APARMA

  1. [isim] Aparmak işi

PARMAK

  1. [isim] İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri
    • "Uzun, sinirli parmakları locanın kenarında uzanmış, boksörün kulağını koparıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Hele geçen gün o Meşincioğlu Kerim Bey'e yaptığın işe parmak ısırdım." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bu küçük beldede kocaman işler göreceğini, herkese parmak ısırtacak eserler çıkaracağını zannediyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Ne istersin çocuk, çocuktan? dedi. Daha parmak kadar, kemikleri kırılacak, öyle ince." (Orhan Kemal)
  2. [sıfat] Eni bu organ kadar olan
    • "Değneği iki parmak kısaltmalı."
    • "Bu arada benim öteden beri gözüme çarpan bir noktaya şimdi parmak basacağım." (Burhan Felek)
  3. [sıfat] Koyu sıvılara daldırıp çıkarıldığında bu organa bulaşan miktar kadar olan
    • "Bir parmak bal."
  4. Bir tekerleğin merkezinden çemberine kadar uzanan çubukların her biri
  5. İnç
  6. Bir işe karışmış olma ilgisi
    • "Bu işte onun parmağı var."
  7. Arşının yirmi dörtte biri

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü