İçinde parm olan 21 kelime var. İçerisinde PARM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında parm olan kelimeler listesine ya da Sonu parm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
GELİNPARMAĞI, HANIMPARMAĞI, PARMAKLIKSIZ, VEZİRPARMAĞI
PARMAKLAMAK, PARMAKLIKLI
ALTIPARMAK, PARMAKLAMA
BAŞPARMAK, BEŞPARMAK, ISPARMAÇA, PARMAKLIK, PARMAKSIZ
KOPARMAK, PARMAKLI, PARMAKSI, PARMICAN
APARMAK, KOPARMA
APARMA, PARMAK
A M P R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
RAMP
3 Harfli Kelimeler
ARP, RAM, RAP
2 Harfli Kelimeler
AM, AR, MA, PA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PARMAKLIKSIZ
-
-
[sıfat]
Parmaklığı olmayan
-
[sıfat]
Parmaklığı olmayan
- VEZİRPARMAĞI
-
-
[isim]
Bir tür hamur tatlısı
-
[isim]
Bir tür hamur tatlısı
- GELİNPARMAĞI
-
-
[isim]
Uzun taneli bir üzüm türü
-
[isim]
Uzun taneli bir üzüm türü
- HANIMPARMAĞI
-
-
[isim]
Parmak biçiminde bir çeşit hamur tatlısı
-
Uzun taneli bir üzüm çeşidi
-
[isim]
Parmak biçiminde bir çeşit hamur tatlısı
- PARMAKLIKLI
-
-
[sıfat]
Parmaklığı olan
- "Ayaklarımın ucunda yükselerek onun demir parmaklıklı penceresine bir göz atıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Parmaklığı olan
- PARMAKLAMAK
-
-
[-i]
Parmakla yemek
- "Balı parmakladı."
-
Parmakla dokunmak
-
Dürtmek
-
[-i]
Parmakla yemek
- PARMAKLAMA
-
-
[isim]
Parmaklamak işi
-
[isim]
Parmaklamak işi
- ALTIPARMAK
-
-
[isim]
İri bir tür palamut balığı
-
[isim]
İri bir tür palamut balığı
- BAŞPARMAK
-
-
[isim]
El ve ayakta bulunan en kalın parmak, badem parmak
- "Şuraya başparmağını bas dediler, ben de bastım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
El ve ayakta bulunan en kalın parmak, badem parmak
- ISPARMAÇA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Deniz içinde birkaç zincirin birbirine dolaşması
-
[isim]
Deniz içinde birkaç zincirin birbirine dolaşması
- BEŞPARMAK
-
-
[isim]
Derisi dikenlilerden, beş ışınlı yıldız biçiminde bir deniz hayvanı, beşpençe (Uraster)
-
Beş renkte dokunmuş çubuklu kumaş
-
[isim]
Derisi dikenlilerden, beş ışınlı yıldız biçiminde bir deniz hayvanı, beşpençe (Uraster)
- PARMAKLIK
-
-
[isim]
Dik ve biraz aralıklı olarak yan yana dizilmiş tahta, demir vb. çubuklarla yapılmış bölme veya korkuluk
- "Köşkün tahta parmaklıkları önünde rahatsız etmekten çekinerek hatır soruyorlar." (Aka Gündüz)
-
Kesik veya yara bulunan parmağı korumak için üzerine geçirilen, çoğunlukla plastik kılıf
-
[isim]
Dik ve biraz aralıklı olarak yan yana dizilmiş tahta, demir vb. çubuklarla yapılmış bölme veya korkuluk
- PARMAKSIZ
-
-
[sıfat]
Parmağı olmayan
-
[sıfat]
Parmağı olmayan
- PARMICAN
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir çeşit İtalyan peyniri
-
[isim]
Bir çeşit İtalyan peyniri
- PARMAKLI
-
-
[sıfat]
Parmağı olan
-
[sıfat]
Parmağı olan
- KOPARMAK
-
-
[-i]
Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak
- "O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[nsz]
Daldan, ağaçtan alıp toplamak
- "Yorulunca omzuma çıkar, çiçek koparmak isterse beni çağırır." (Halide Edip Adıvar)
- "Sana karşı içimde iki katlı bir ana yüreği var. İşte onu koparıp atamıyorum." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Birden ve güçlü bir biçimde başlamak veya başlatmak
- "Zehra birdenbire iki avucunu da yüzüne kapadı, kısa ve keskin bir çığlık kopardı." (Peyami Safa)
-
Zor kullanarak almak
-
[-den]
Güçlükle elde etmek
- "Bir kızla buluşmuşken bir başkasından söz ya da telefon numarası kopardığı oluyordu." (Necati Cumalı)
-
Birlikte koşan yarışçıyı üstün bir çaba ile hızlanıp geçmek
-
[-i]
Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak
- PARMAKSI
-
-
[sıfat]
Elin parmaklarını andırır biçimde olan
-
[sıfat]
Elin parmaklarını andırır biçimde olan
- APARMAK
-
-
[-i]
Almak, alıp götürmek
- "Geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni." (Evliya Çelebi)
-
Gizlice almak, alıp kaçmak, çalmak
- "Sözü geçen para ehemmiyetsiz bir şeydi ve müdür muavini, onu çok ustalıkla aparmıştı." (Haldun Taner)
-
[-i]
Almak, alıp götürmek
- KOPARMA
-
-
[isim]
Koparmak işi
-
Halterde ağırlığı bir tür kaldırma biçimi
-
[isim]
Koparmak işi
- APARMA
-
-
[isim]
Aparmak işi
-
[isim]
Aparmak işi