İçinde par olan 7 harfli 41 kelime var. İçerisinde PAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında par olan kelimeler listesine ya da Sonu par ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A P R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARP, RAP
2 Harfli Kelimeler
AR, PA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇAPARIZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İçinden çıkılamayacak kadar güç olan, karışık iş
-
Demir zincirlerinin birbirine dolaşıp karışması
-
[isim]
İçinden çıkılamayacak kadar güç olan, karışık iş
- PARKECİ
-
-
[isim]
Parke yapan, satan veya döşeyen kimse
-
[isim]
Parke yapan, satan veya döşeyen kimse
- ANAPARA
-
-
[isim]
İşletilen paranın faiz katılmamış bütünü
-
[isim]
İşletilen paranın faiz katılmamış bütünü
- ZIMPARA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çok sert alümin billurları kapsayan ve aşındırıcı olarak kullanılan doğal kaya
-
[isim]
Çok sert alümin billurları kapsayan ve aşındırıcı olarak kullanılan doğal kaya
- PARASIZ
-
-
[sıfat]
Parası olmayan
-
Yoksul
- "Parasız günlerinde canı binbir çeşit şeyler isteyerek ruhu ... yoksulluğun acısını binbir kere duyardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Para verilmeden elde edilen, bedava
- "İlköğretim ... devlet okullarında parasızdır." (Anayasa)
-
[zarf]
Para verilmeksizin, bedavadan, bedava
-
[sıfat]
Parası olmayan
- OTOPARK
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Taşıtların trafik bakımından uygun olan ve belli bir süre bırakıldıkları açık veya kapalı yer, park yeri, park
-
[isim]
Taşıtların trafik bakımından uygun olan ve belli bir süre bırakıldıkları açık veya kapalı yer, park yeri, park
- PARALEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, koşut, muvazi
- "Bu, Çal Dağı'nın koyu mor sırtlarına paralel uzun ve yüce bir dağ." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Yerküresi üzerinde çizildiği varsayılan, Ekvator'a paralel çemberlerden her biri
-
Aynı zaman içinde gelişen veya aynı özellikleri gösteren (olay, düşünce vb.)
-
[sıfat]
Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, koşut, muvazi
- SAPARNA
-
-
[isim]
Eskiden kökü hekimlikte kullanılmış olan, zambakgillerden, yeşilimsi çiçekli, dikenli ve tırmanıcı, çok yıllık bir bitki (Smilax)
-
[isim]
Eskiden kökü hekimlikte kullanılmış olan, zambakgillerden, yeşilimsi çiçekli, dikenli ve tırmanıcı, çok yıllık bir bitki (Smilax)
- PARÇACI
-
-
[isim]
Kumaş toplarından artmış parçaları satan kimse
-
Makine yedek parçaları satan kimse
-
[isim]
Kumaş toplarından artmış parçaları satan kimse
- SİPARİŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir şeyin yapılmasını, gönderilmesini, getirilmesini isteme, ısmarlama
-
Yapılması ısmarlanan şey
- "Bütün bu siparişleri bir ayrı deftere kaydetmeyi unutmazmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Birinin kendi maaşından kesilerek başkasına gönderdiği, ödediği aylık para
- "Bu kadının oğlundan 300 lira siparişi vardır."
-
[isim]
Bir şeyin yapılmasını, gönderilmesini, getirilmesini isteme, ısmarlama
- PARAGAT
- ...
- ÇALPARA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Parmaklara takılıp çalınan zil veya buna benzer ses çıkarıcı araç
- "Bet beniz solmuş, gözler büyümüş, kansız dudaklar aralık, alt üst dişler çalpara gibi birbirine vuruyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Açıklarda, kumluk alanlarda yaşayan ve ağları keserek balıkçılara zarar veren bir çeşit çağanoz (Portunus puber)
-
Gemi bordasında, pis suları dışarı akıtıp deniz suyunu, içeri almayan, tulumba içindeki özel kapak
-
[isim]
Parmaklara takılıp çalınan zil veya buna benzer ses çıkarıcı araç
- SAPARTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemi bordasındaki top çıkarılan dört köşe boşluk ve açıklık
- "Hanımefendi kalkmış, ikisine de sapartayı vermiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Mebustan saparta yiyen bu adam kimdir?" (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Bir batarya topun birden ateş etmesi, alabanda ateşi
-
Azar, tersleme
-
[isim]
Gemi bordasındaki top çıkarılan dört köşe boşluk ve açıklık
- KAPAROZ
-
-
[isim]
Yolsuzca veya zorla elde edilen mal
-
[isim]
Yolsuzca veya zorla elde edilen mal
- PARTİLİ
-
-
[sıfat]
Bir partiden olan (kimse)
- "Partililer bulduklarını alıp götürmüşler." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bir partiden olan (kimse)
- KOPARIŞ
-
-
[isim]
Koparma işi veya biçimi
-
[isim]
Koparma işi veya biçimi
- PARASAL
-
-
[sıfat]
Para ile ilgili, para bakımından, mali, nakdî, akçasal
- "Parasal kuvvete sahip kimselerin kitaplarıma gösterdikleri ilgi bana güç veriyor." (Cahit Uçuk)
-
[sıfat]
Para ile ilgili, para bakımından, mali, nakdî, akçasal
- PARAGÖZ
-
-
[sıfat]
Parayı çok seven, paraya çok düşkün, para canlısı (kimse)
- "Bundan dolayı bu paragöz adamın sırf körpeliğinden dolayı aldığı ufak tefek kızcağızı herkes görmek istiyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Parayı çok seven, paraya çok düşkün, para canlısı (kimse)
- KOPARMA
-
-
[isim]
Koparmak işi
-
Halterde ağırlığı bir tür kaldırma biçimi
-
[isim]
Koparmak işi
- PARAŞÜT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hava taşıtından, yüksek bir yerden atılan bir cismin veya atlayan bir insanın kontrollü biçimde yere inmesini sağlayan araç
-
[isim]
Hava taşıtından, yüksek bir yerden atılan bir cismin veya atlayan bir insanın kontrollü biçimde yere inmesini sağlayan araç