İçinde pa olan 7 harfli 173 kelime var. İçerisinde PA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında pa olan kelimeler listesine ya da Sonu pa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PATİSKA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Çoğu pamuktan dokunmuş sık ve düzgün bez, hasse, hasa
  2. [sıfat] Bu bezden yapılmış
    • "Bu patiska perdelerin dantelalarını beraber örecektik." (Aka Gündüz)

YEKPARE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Bir parçadan oluşan, tek parça, bütün
    • "Pencerelerin karşı duvarı yerden tavana kadar yekpare aynayla örtülüydü." (Cahit Uçuk)
  2. [zarf] Tek parça olarak, bütün olarak
    • "Tarih, yekpare görülecek, topyekûn sevilecek yahut da nefret edilecek bir şey değildir." (Yahya Kemal Beyatlı)

PALANGA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir halatla makaralardan oluşturulan, ağır cisimleri kaldırmaya, sağa sola döndürmeye yarayan donanım

APARKAT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Boksta bükük kolla aşağıdan yukarıya doğru çeneye atılan yumruk

PAYLAMA

  1. [isim] Paylamak işi, azarlama, tekdir, tevbih

PAPAĞAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Papağangillerden, tırmanıcı, eğri gagalı, pek çok türü bulunan, insan sesini taklit edebilen kuşların genel adı, dudu
    • "Dört beş ay uğraşarak papağan gibi tekrarladığım ilk cümleleri duyan Fransızlar gülmeye başladılar." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Duyduklarını düşünmeden olduğu gibi tekrarlayan kimse

SPATULA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Cerrahi, ev işleri, duvarcılık vb.nde kullanılan, bir maddeyi kazımaya, yaymaya yarayan küçük bir kürek veya ucu keskin olmayan, bükülen bir bıçak biçiminde metal, ağaç, kemik vb. maddelerden yapılmış araç

TIPATIP

  1. [zarf] Tastamam, eksiksiz, tamamen, her bakımdan uygun, upuygun, birbirinin aynı bir biçimde, tıpkı tıpkısına, tıpkısı tıpkısına
    • "Amerikalı bir ailenin durumu nasıl oluyor da kendi durumuna tıpatıp uyuyordu?"

POMPALI

  1. [sıfat] Pompası olan

PALAVRA

Kelime Kökeni : İspanyolca

  1. [isim] Herhangi bir konuda gerçeğe aykırı, uydurma söz veya haber
    • "Delikanlı imparatorluk sözünün bir palavra olmadığını artık yavaş yavaş anlıyordu." (Tarık Buğra)
    • "Yalana yakın palavralar savurmaktan kendini alamayan Ragıp Bey, bu sefer tamamıyla masumdu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Uzun ve boş konuşma, martaval, atmasyon
  3. Genellikle posta vapurlarında üst güvertenin altındaki güverte

PARAÇOL

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Gemi çatmasında eğri parça
  2. Cumba vb. altına destek olarak konulan eğri ağaç
  3. Tek at koşularak çekilen, üzeri kapalı, yanları açık bir tür araba, paraşol

PARAPET

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Küpeşte

ARPAÇAY
...
PAÇARIZ

  1. [sıfat] Çapraz

KAPAMAK

  1. [-i] Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek
    • "Hasan, yıldırımla vurulmuş gibi hemen kapıyı kapadı, kaçtı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak
  3. Bir şeyin görünmesine engel olmak
    • "Bu yapı manzarayı kapadı."
  4. Geçişi engellemek
    • "Kar yolu kapamıştı."
  5. Tıkamak, içini doldurmak
    • "Çukuru kapamak."
  6. Su, elektrik gelişini kesmek
    • "Elektriği kapadı."
  7. Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek
    • "Fabrikayı kapamışlar. Gazeteyi kapadılar."
  8. Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak
    • "O konuyu kapayalım."
  9. Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmek
    • "Zengin kadını tımarhaneye koymadılar, buraya, çiftliğe getirip kapadılar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  10. Ortalıktan alıp saklamak
    • "Vurguncular kumaşları kapamışlar."
  11. Karşılamak, denk gelmek
    • "Bu ikramiye borçlarımı kapar."

PALALIK

  1. [isim] Çatı kirişinin yanı

PARAGÖZ

  1. [sıfat] Parayı çok seven, paraya çok düşkün, para canlısı (kimse)
    • "Bundan dolayı bu paragöz adamın sırf körpeliğinden dolayı aldığı ufak tefek kızcağızı herkes görmek istiyordu." (Halide Edip Adıvar)

PARÇALI

  1. [sıfat] Birden çok parçadan oluşmuş
    • "Parçalı etekler moda."
  2. Mobilyacılıkta, parçalara ayrılarak yeniden başka biçimlerde oluşturulabilen, modüler

PAÇASIZ

  1. [sıfat] Paçası olmayan
  2. İçinde paça bulunmayan

TIPASIZ

  1. [sıfat] Tapasız

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü