İçinde pa olan 4 harfli 38 kelime var. İçerisinde PA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında pa olan kelimeler listesine ya da Sonu pa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OPAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Silisin hidratlı ve jelatinli bütün türlerini kapsayan değerli bir mineral, panzehir taşı
-
İnce, düzgün dokunmuş pamuklu kumaş
-
[isim]
Silisin hidratlı ve jelatinli bütün türlerini kapsayan değerli bir mineral, panzehir taşı
- PASO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir kimsenin, herhangi bir ücretin bütününden veya bir bölümünden muaf tutulduğunu gösteren belge
-
[isim]
Bir kimsenin, herhangi bir ücretin bütününden veya bir bölümünden muaf tutulduğunu gösteren belge
- PARE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Parça, kısım
-
Tane, adet
- "Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi / Yeni doğmuş ayı gördükleri yerden geliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Parça, kısım
- PUPA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geminin arkası, kıç
- "Öyle bir denizci ki rüzgârı pupasından aldı mı deniz atı gibi gidiyor düşmanın üzerine." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Geminin arkası, kıç
- PALU
- ...
- ÇAPA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tarlalarda toprağı işlemek için kullanılan ağaç veya demir saplı kazı aracı
- "İleride iki büklüm eğilmiş, elindeki çapayla tarhlarda çalışan bahçıvan, otomobilin gelişini görünce ağır ağır doğruldu." (Halide Edip Adıvar)
-
Çapalama işi
-
[isim]
Tarlalarda toprağı işlemek için kullanılan ağaç veya demir saplı kazı aracı
- PANE
- ...
- PARK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli büyük bahçe
- "Park ismi de güzel ya, millet bahçesi uzunca ama daha güzel." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kamyonlar, pikaplar arka arkaya park etmiş duruyorlardı yan sokaklarda." (Çetin Altan)
-
Otopark
-
Trafik zorunlulukları dışında durma biçimi
-
Cephane, makine veya otomobillerin bulunduğu yer
-
[isim]
Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli büyük bahçe
- SPAM
- ...
- PANÇ
- ...
- PARS
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kedigillerden, genellikle Asya ve Afrika'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, postu benekli, bazen de düz siyah, çevik, yırtıcı, etçil, memeli hayvan, leopar, panter, pelenk (Panthera pardus)
-
[isim]
Kedigillerden, genellikle Asya ve Afrika'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, postu benekli, bazen de düz siyah, çevik, yırtıcı, etçil, memeli hayvan, leopar, panter, pelenk (Panthera pardus)
- PAYE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Rütbe
- "Lalalık, kavaslık derecelerinden kalfalık payesine yükseldiği bir sırada yanımdan uzaklaştırıldı, gitti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Onlar, bize bir esirden fazla paye vermemek fikrindedirler." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Derece, aşama
-
[isim]
Rütbe
- ARPA
-
-
[isim]
Buğdaygillerden bir bitki (Hordeum vulgare)
- "Tartışmadan beklenen olumlu ve yapıcı sonuca varmak söz konusu olunca orada bir arpa boyu yol alamıyoruz." (Haldun Taner)
-
Bu bitkinin ekmek ve bira yapımında kullanılan, hayvanlara yem olarak verilen taneleri
-
[isim]
Buğdaygillerden bir bitki (Hordeum vulgare)
- PAÇA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pantolon, don, şalvar vb. giyeceklerde bacakların çıktığı aşağı bölüm
- "Paçaları sıvadı, bir beygir kiralayıp köy köy dolaştı." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Varımızı yoğumuzu teknenin oturmamış tarafına aktararak paçayı kurtardık." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Kasaplık hayvanların kesilmiş ayağı
-
Bu ayaktan yapılan çorba
-
[isim]
Pantolon, don, şalvar vb. giyeceklerde bacakların çıktığı aşağı bölüm
- PAŞA
-
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu zamanında yüksek sivil memurlara ve albaydan üstün rütbede bulunan askerlere verilen unvan
- "Talat Paşa. Ziya Paşa."
-
Cumhuriyet döneminde general
-
[sıfat]
Uslu, ağırbaşlı
- "O ne paşa çocuk."
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu zamanında yüksek sivil memurlara ve albaydan üstün rütbede bulunan askerlere verilen unvan
- PARA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit
- "Murat Bey artık açık kapatmak için bankadan para çekmiyordu." (Tarık Buğra)
- "Emine göğsünün altından çıkardığı rutubetli bir meşin çantanın orta gözünü açtı, hesapladı, kırk para çıkışmıyordu." (Refik Halit Karay)
- "Hiç ömrümde bir saatimin bu kadar para getirdiğini bilmiyordum." (Memduh Şevket Esendal)
- "Ayda üç yüz liradan para kırıyorsun, halis muhlis burjuvasın." (Peyami Safa)
-
Kazanç
- "Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Hasılı isyan bayrağını çekti Miralay Bey. Yalvarma yakarma artık hiçbir şey para etmiyor." (Haldun Taner)
- "Büyük para kesiyor, yeni yeni bilezikler alıyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Kuruşun kırkta biri
-
[isim]
Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit
- OPAK
- ...
- PAHA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Değer, fiyat, eder
- "Başında ağır ve paha biçilmez emsalsiz ve füsunlu bir taç gibi duruyordu." (Ömer Seyfettin)
- "Alınıp satılan eşyalar gibi ona paha biçmek akılsızlık olurdu." (Samiha Ayverdi)
- "Treni kaçırmak pahasına onu bekledim."
-
[isim]
Değer, fiyat, eder
- SAPA
-
-
[sıfat]
Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan
-
Merkezden uzak, kıyıda köşede kalmış
- "Eskiden sapa semtlerde küçücük dükkânlar görünürdü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yan, değişik
- "Kimileri sert çıkışlarda, karşı koymalarda, sapa ilişkilerde çözüm arıyor." (Tomris Uyar)
-
[sıfat]
Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan
- PAPA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Roma Katolik kilisesinin, bir meclis tarafından seçilen, Vatikan'da oturan ve Hz. İsa'nın vekili sayılan başkanı
-
[isim]
Roma Katolik kilisesinin, bir meclis tarafından seçilen, Vatikan'da oturan ve Hz. İsa'nın vekili sayılan başkanı