İçinde p olan 4 harfli 178 kelime var. İçerisinde P harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında p harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TRİP
- ...
- PARK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli büyük bahçe
- "Park ismi de güzel ya, millet bahçesi uzunca ama daha güzel." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kamyonlar, pikaplar arka arkaya park etmiş duruyorlardı yan sokaklarda." (Çetin Altan)
-
Otopark
-
Trafik zorunlulukları dışında durma biçimi
-
Cephane, makine veya otomobillerin bulunduğu yer
-
[isim]
Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli büyük bahçe
- PENS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Giysilerde bazı yerlerden içeriye doğru daraltılarak dikilmiş bölüm
-
Kıskaç biçiminde iğne
-
Pense
- "Önce topu ateşe gösterdi, elinin yandığını anlayınca uzun bir pensle tuttu, ateşe uzattı." (Rıfat Ilgaz)
-
[isim]
Giysilerde bazı yerlerden içeriye doğru daraltılarak dikilmiş bölüm
- VAMP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erkek peşinde koşan kadın, serüvene düşkün kadın
-
[isim]
Erkek peşinde koşan kadın, serüvene düşkün kadın
- APAŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hayta
- "Paris'te bir tramvayın apaşlar tarafından durdurulup soyulması." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Hayta
- İPKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Sınıfta bırakma
-
[isim]
Yerinde, önceki durumunda bırakma
-
Sınıfta bırakma
- PİSİ
-
-
[isim]
Çocuk dilinde kedi
-
[isim]
Çocuk dilinde kedi
- PENİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Sterlinin yüzde biri değerindeki para birimi
-
[isim]
Sterlinin yüzde biri değerindeki para birimi
- PRAG
- ...
- TAPİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pokerde kâğıtlar dağıtılmadan önce oyunculardan birinin fiş veya parasını ortaya sürdükten sonra önünde fişi veya parası kalmadığını belirtmek için söylediği söz
-
[isim]
Pokerde kâğıtlar dağıtılmadan önce oyunculardan birinin fiş veya parasını ortaya sürdükten sonra önünde fişi veya parası kalmadığını belirtmek için söylediği söz
- GAİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Görünmez âlem
- "Gaipten bir ses geldi."
-
[sıfat]
Göz önünde olmayan, hazır bulunmayan, nerede olduğu bilinmeyen
-
Üçüncü kişi
-
[isim]
Görünmez âlem
- YAPI
-
-
[isim]
Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina
-
Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat
-
Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme
- "Kırıkkale yapısı bir tabanca."
-
Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür
- "Yapısı sağlam, güzel bir erkekti." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür
- "Dil yapısı. Cümle yapısı."
-
Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün
-
Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür
-
[isim]
Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina
- GARP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Batı, günindi
-
[isim]
Batı, günindi
- İPSİ
-
-
[sıfat]
İpi andıran, ipe benzeyen, ip gibi
-
[sıfat]
İpi andıran, ipe benzeyen, ip gibi
- KAPI
-
-
[isim]
Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı
- "Altı bir geldi mi köşeyi kapacaksın, kapıları almayı asla unutmayacaksın." (Tomris Uyar)
- "Sizin hepinizi kapı dışarı edecekler. Çünkü kaçak işçiye memlekette iş yok." (Muammer İzgü)
- "Rumeli'de bıraktığı çiftlikleri de anlattıktan sonra yaptığı kapıyı kâfi gördü. İşlere geçti." (Ömer Seyfettin)
- "Anahtar bendedir. Onlar sonra kapıda kalırlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat
- "Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer
-
Devlet dairesi
- "Hükûmet kapısı."
-
Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân
- "Onların başvuracağı her kapıya gitmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Gidere yol açan gereksinim
- "Bayram geldi, yine masraf kapıları açıldı."
-
Ev gezmesi için gidilen yer
- "Bugün yine kaç kapı dolaştın?"
-
[isim]
Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı
- PLAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen
- "Turist akınını karşılamak için şimdiden bir plan yapmışlar." (Haldun Taner)
- "Yukarıdaki hizmetçisini karşısına almış, plan kuruyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Bir şehrin, bir yapının, bir makinenin çeşitli bölümlerini gösteren çizim
- "O tarihte aramızda kasaba planını yapmaya gelmiş bir iki mühendis ve mimar bulunuyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çekim
-
Düşünce, niyet, maksat, tasavvur
- "Aşağıda kaynaşan kalabalığa bakarak planını zihninden geçirdi." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen
- PANÇ
- ...
- URUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arşının sekizde biri uzunluğundaki ölçü
-
[isim]
Arşının sekizde biri uzunluğundaki ölçü
- SAPA
-
-
[sıfat]
Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan
-
Merkezden uzak, kıyıda köşede kalmış
- "Eskiden sapa semtlerde küçücük dükkânlar görünürdü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yan, değişik
- "Kimileri sert çıkışlarda, karşı koymalarda, sapa ilişkilerde çözüm arıyor." (Tomris Uyar)
-
[sıfat]
Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan
- PERS
- ...