İçinde p olan 3 harfli 81 kelime var. İçerisinde P harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında p harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- POG
-
-
[sıfat]
Gür ve uzun (bıyık)
-
[sıfat]
Gür ve uzun (bıyık)
- PİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yaşlı, koca, ihtiyar kimse
- "Ak sakallı pir, bunları söyleyerek sırra kadem basmış." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "İki ay pir aşkına çalıştık."
-
Bir tarikat veya sanatın kurucusu
- "Büyük Itri'ye eskiler derler / Bizim öz musikimizin piri." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Adamakıllı, iyice
- "Bir söyledi ama pir söyledi."
-
Herhangi bir konuda, bir meslekte deneyim kazanmış, eskimiş kimse
-
[isim]
Yaşlı, koca, ihtiyar kimse
- ROP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çoğu tek parça kadın giysisi
- "İlk gözüme çarpan şey, pembe renkli, ince yünlü, sade bir roptu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Çoğu tek parça kadın giysisi
- LEP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dudak
-
Kenar
-
[isim]
Dudak
- KEP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Başlık, sipersiz şapka
-
Asker şapkası
-
Hemşirelerin giydiği başlık
-
Bazı törenlerde profesör ve öğrencilerin giydikleri özel başlık
-
[isim]
Başlık, sipersiz şapka
- RAP
-
-
[isim]
Ayakların yürürken çıkardığı ses
- "Delikanlı, yokuşa saptı, arabayı rap diye cakalı bir tavırla durdurdu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ayakların yürürken çıkardığı ses
- EPE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Delici kılıç
-
Delici kılıçla oynanan bir tür kılıç oyunu
-
[isim]
Delici kılıç
- KİP
-
-
[isim]
Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimi, sıyga
-
Değişebilen, geçici nitelik, san karşıtı
- "Bir maddenin biçimi bir kiptir, ağırlığı ise sanlarından biridir."
-
[sıfat]
Uygun, tıpatıp gelen
-
[sıfat]
Sağlam, dayanıklı
-
Örnek, kalıp
-
[isim]
Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimi, sıyga
- TİP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Aynı cinsten bütün varlıkların veya nesnelerin temel özelliklerini büyük ölçüde kendinde toplayan örnek
- "Aynı yaşta, aynı tipte, aynı kuvvette iki güreşçi." (Burhan Felek)
-
Tür, çeşit
-
İlgi çekici, değişik (kimse)
- "Ne tip adam."
-
Hikâye, roman, tiyatro gibi uzun anlatıma dayalı edebî eserlerde kişi kadrosu içinde yer alan ve belli bir düşüncenin, topluluğun zihniyetini ve ideolojinin temsilciliğini yüklenen kişi
- "Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını sergileyen tip: Bihruz Bey."
-
Kendine özgü kişiliği olmayan, genellikle bilinen kalıplardaki insanları gösteren oyun kişisi
-
[isim]
Aynı cinsten bütün varlıkların veya nesnelerin temel özelliklerini büyük ölçüde kendinde toplayan örnek
- CUP
-
-
[isim]
Suya düşen bir şeyin çıkardığı ses
- "Cup diye denize düştü."
-
[isim]
Suya düşen bir şeyin çıkardığı ses
- POS
-
-
[sıfat]
Gür ve uzun (bıyık)
-
[sıfat]
Gür ve uzun (bıyık)
- PÜF
-
-
[isim]
Bir ateşi söndürmek, canlandırmak için dudakları hafifçe büzerek dışarı verilen soluğun çıkardığı ses
- "Püf desen söner."
-
[isim]
Bir ateşi söndürmek, canlandırmak için dudakları hafifçe büzerek dışarı verilen soluğun çıkardığı ses
- PAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Eğik olarak kesilmiş kenar
-
Bir yapı elemanında eğik bir yüzey elde etmek amacıyla keskinliği giderme
-
[isim]
Eğik olarak kesilmiş kenar
- PIT
-
-
[isim]
Çok küçük bir nesnenin, su damlasının yere veya herhangi bir şey üzerine düşmesiyle çıkan hafif ses
-
[isim]
Çok küçük bir nesnenin, su damlasının yere veya herhangi bir şey üzerine düşmesiyle çıkan hafif ses
- POF
-
-
[isim]
Yere düşen kaba ve yumuşakça bir şeyin veya havası boşalan bir nesnenin çıkardığı ses
- "Yastık pof diye yere düştü. Balon pof diye söndü."
-
[isim]
Yere düşen kaba ve yumuşakça bir şeyin veya havası boşalan bir nesnenin çıkardığı ses
- PEŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Arka, art
- "Biz kuru canımıza razıyız, diye peşimizden geliyordu." (Falih Rıfkı Atay)
- "O şimdi koltuk peşinde."
- "Tarlayı satın almak için peşinde dolaşıyor."
- "Diploma peşinde koşuyor."
-
Elbisenin etek kısmı
- "Her biri bir yere, ekmek parası peşine gittiler, kendi başlarını da kurtardılar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Niçin gideceğimizi evvelden uzun uzun konuşup kararlaştırmışız gibi peşine takıldım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Arka, art
- PET
- ...
- PÜR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dolu (II)
-
[sıfat]
Dolu (II)
- PÖÇ
-
-
[isim]
Kuyruk sokumu kemiği
-
[isim]
Kuyruk sokumu kemiği
- PUS
-
-
[isim]
Görüş uzaklığını çok azaltmayan bir tür hafif sis
- "Ortalığa ilk pus düşer düşmez dönüş saatini sezmiş gibi köy yönüne geçti ve bekledi." (Abbas Sayar )
-
Bazı meyvelerin üzerinde oluşan, zamk veya sakıza benzeyen madde
-
Yaprakların üzerinde görülen, örümcek ağını andıran böcek veya kurt yuvası
-
Ağaçların kütük ve dallarındaki yosun
-
Bazen meme başında oluşan kabuk
-
[isim]
Görüş uzaklığını çok azaltmayan bir tür hafif sis