İçinde oğu olan 8 harfli 34 kelime var. İçerisinde OĞU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında oğu olan kelimeler listesine ya da Sonu oğu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BOĞUNÇLU
- ...
- SOĞUŞMAK
-
-
[nsz]
Toprak su soğurup tavlanmak
-
[nsz]
Toprak su soğurup tavlanmak
- YOĞUNLAÇ
-
-
[isim]
Kondansatör
-
[isim]
Kondansatör
- SOĞUTKAN
-
-
[sıfat]
Sıcaklığı azaltan, soğutma özelliği olan
-
[isim]
Soğutmaç, soğutucu
-
[sıfat]
Sıcaklığı azaltan, soğutma özelliği olan
- SOPSOĞUK
-
-
[sıfat]
Çok soğuk
-
[sıfat]
Çok soğuk
- ÇOĞUNLUK
-
-
[isim]
Sayı üstünlüğü, ekseriyet, azınlık karşıtı
- "Kapatılmış bir siyasi partinin mensuplarının üye çoğunluğunu teşkil edeceği bir siyasi parti kurulamaz." (Anayasa)
-
[isim]
Sayı üstünlüğü, ekseriyet, azınlık karşıtı
- DOĞURUCU
-
-
[sıfat]
Yeni düşünceleri ortaya koyan (kimse), üretken, yaratıcı
- "Ziya Gökalp'ın kuvvetli bir hafızası, doğurucu bir muhayyilesi vardı."
-
[sıfat]
Yeni düşünceleri ortaya koyan (kimse), üretken, yaratıcı
- BOĞUMSUZ
- ...
- DOĞURGAN
-
-
[sıfat]
Çok doğuran
-
Çok eser veren, velut
- "Doğurgan bir yazar olmanın genel kültürle bağlantılı ilişkisini yadsıyacak değilim." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Çok doğuran
- BOĞUŞMAK
-
-
[nsz]
Birbirinin boğazına sarılmak, dövüşmek
-
Mücadele etmek
- "Kumar, talihle alt alta, üst üste boğuşmaktır." (Mehmet Seyda)
-
Çabalamak, altından kalkmaya çalışmak, uğraşmak
-
[nsz]
Birbirinin boğazına sarılmak, dövüşmek
- YOĞURTMA
-
-
[isim]
Yoğurtmak işi veya durumu
-
[isim]
Yoğurtmak işi veya durumu
- DOĞURMAK
-
-
[nsz]
Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak
- "Bir kadın tarlada doğuruyor, bir kadın hastanede doğuramıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak
- "Artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[nsz]
Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak
- ÇOĞURCUK
-
-
[isim]
Sığırcık
-
[isim]
Sığırcık
- SOĞURGAN
-
-
[sıfat]
Emen, soğuran
-
[sıfat]
Emen, soğuran
- DOĞUMEVİ
-
-
[isim]
Doğum yapılan sağlık kuruluşu
-
[isim]
Doğum yapılan sağlık kuruluşu
- SOĞULMAK
-
-
[nsz]
Suyu veya sütü çekilerek pörsümek
-
Irmak, kuyu, pınar vb. yerlerde su çekilip yok olmak
-
[nsz]
Suyu veya sütü çekilerek pörsümek
- YOĞUŞMAK
- ...
- SOĞUTMAK
-
-
[-i]
Soğumasını sağlamak, soğumasına sebep olmak
- "Suyu soğutmak."
-
[-den]
Herhangi bir durum, kişi, olay; birine, bir yere veya bir şeye karşı duyulan sevgi ve ilginin yok olmasına yol açmak
- "Fakat kız kardeşiyle annesinin iki ay ara ile ölmesi onu birdenbire İstanbul'dan soğutmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Soğumasını sağlamak, soğumasına sebep olmak
- BOĞULMAK
-
-
[nsz]
Boğma işine konu olmak
-
Havasızlıktan ölmek
- "Denize düşmeden boğulacağız diye haykırıyordu." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Bunalmak
- "Bu misalleri görüp de Boğaziçi tepelerinin apartman yığınları ile boğulduklarına yanmaz mısınız?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Boğma işine konu olmak
- SOĞURUCU
-
-
[isim]
Soğurma özelliği gösteren madde
-
[isim]
Soğurma özelliği gösteren madde