İçinde olan 6 harfli 19 kelime var. İçerisinde OĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında oğ olan kelimeler listesine ya da Sonu oğ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SOĞUMA

  1. [isim] Soğumak işi

BOĞMAK

  1. [-i] Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek
    • "Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak
  3. Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek
  4. Renkler uygun düşmemek
    • "Koyu yeşil renk odayı boğdu. Bu renk seni boğmuş."
  5. Silik bir duruma getirmek, bastırmak
    • "Galiba bunları dinlememek, duymamak için konuşuyorum; seslerini boğmak, bastırmak için durmamacasına gevezelik ediyorum." (Refik Halit Karay)
  6. [-e] Tamamıyla kaplamak, sarmak
    • "Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu." (Mahmut Yesari)
  7. [-i] Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak
    • "Güllü'nün boynuna sarılan Cemile, kadının hafif çilli, tombul yanaklarını öpücüklere boğdu." (Orhan Kemal)
  8. [-i] Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak
    • "Zaten durumun vahametini sezen müdürle hoca, işi gürültüye boğmak için Atatürk'e müfredat programına dair bir şeyler anlatmaya başladılar." (Haldun Taner)
  9. Gelişmesine engel olmak
  10. [nsz] Bunaltmak
    • "Daha sıcak basmamıştı; güneş henüz yakmıyor, hava daha boğmuyordu." (Refik Halit Karay)

DOĞACI

  1. [isim] Doğacılık yanlısı olan kimse, natürist

YOĞURT

  1. [isim] Maya katılarak koyulaştırılmış beyaz, kıvamlı bir süt ürünü
    • "Köylüler gelirdi bakraçlarıyla pazara yoğurt satmaya." (Sait Faik Abasıyanık)

DOĞULU
...
BOĞUNÇ

  1. [isim] Aşırı sıkıntı, üzüntü, kasvet, bunalım
    • "Bize daima yakın tarihimizin kaygılar, boğunçlar uyandıracak siyasalarından birer portre çizmeyi amaçlamış gibidir." (Selim İleri)

POĞAÇA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] İçine peynir, kıyma vb. konarak hazırlanan bir tür tuzlu çörek
    • "İstersen öğleyin sana taze poğaça alır gelirim." (Sait Faik Abasıyanık)

BOĞASI

Kelime Kökeni : İspanyolca

  1. [isim] İnce bez, astar

BOĞADA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Küllü veya sodalı su ile çamaşır yıkama
  2. Yıkanmak üzere hazırlanmış çamaşırın üzerine sıcak kül suyu süzme işi
    • "Karına söyle, boğadayı çok sert yapmasın, çamaşırları çürütür." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

OĞUZCA
...
BOĞATA

  1. [isim] Ağaçtan yapılmış, yuvarlak, delikli makara

DOĞUCU
...
OĞULLU

  1. [sıfat] Oğlu olan

ELOĞLU

  1. [isim] El, yabancı
    • "Eloğlu erkenden ayaktadır. Bunca uygarlık yan gelip yatmakla elde edilmemiştir." (Haldun Taner)
  2. Damat
  3. Koca

YOĞRUM

  1. [isim] Yoğurma işi

DOĞRAM

  1. [isim] Doğrama sonucu ortaya çıkan parça

DOĞMAK

  1. [nsz] Dünyaya gelmek
    • "Doğduğuma pişman olacak kadar sıkıntı çektim." (Halide Edip Adıvar)
  2. Güneş, ay, yıldız ufuktan yükselerek görünmek
    • "Bir sabah güneş doğarken kafile yola çıktı." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. [-e] Düşünce, hayal vb. zihinde birdenbire oluşmak
  4. Ortaya çıkmak, sonucu olmak
    • "Nezaket denen şey, kadının hanımlaşması ile beraber doğdu." (Falih Rıfkı Atay)

SOĞDCA
...
BOĞUCU

  1. [sıfat] Boğma özelliği olan
    • "Boğucu gaz."
  2. Solunumu güçleştiren
    • "Göğsünde boğucu bir tıkanıklık vardı." (Peyami Safa)
  3. Çok sıcak, sıkıntı veren
    • "Eski evinin boğucu, dertli havasından kurtulmak için komisyoncu kendini hemen sokağa attı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü