İçinde oru olan 7 harfli 31 kelime var. İçerisinde ORU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında oru olan kelimeler listesine ya da Sonu oru ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
O R U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
UR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KORUTMA
- ...
- SORUNLU
-
-
[sıfat]
Sorunu olan, problemli
-
[sıfat]
Sorunu olan, problemli
- YORUMLU
- ...
- MORUMSU
-
-
[sıfat]
Mora çalan, moru andıran
-
[sıfat]
Mora çalan, moru andıran
- ORUÇSUZ
-
-
[sıfat]
Oruç tutmayan (kimse)
-
[sıfat]
Oruç tutmayan (kimse)
- SORUMAK
-
-
[-i]
Emmek
-
[-i]
Emmek
- SORUTMA
-
-
[isim]
Sorutmak işi
-
[isim]
Sorutmak işi
- YORULUŞ
- ...
- BORUSUZ
-
-
[sıfat]
Borusu olmayan
-
[sıfat]
Borusu olmayan
- HORULTU
-
-
[isim]
Horlama sesi
- "Biraz sonra biri ince, öteki kalın, iki horultu odayı kapladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Horlama sesi
- SORUMLU
-
-
Üstüne aldığı veya yaptığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda olan, sorumluluk taşıyan (kimse), mesul
- "Ailede başkan odur, kararları o alır, hepimizin geleceğinin sorumlusu ve güvencesi odur." (Haldun Taner)
- "Ben Niyazi'yi yahut başka bir arkadaşı sorumlu mu tutardım, lakırtısını bile ettirmezdim." (Memduh Şevket Esendal)
-
Üstüne aldığı veya yaptığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda olan, sorumluluk taşıyan (kimse), mesul
- KORUNGA
-
-
[isim]
Otsu, genellikle 30-70 cm boyunda, çok yıllık, pembe çiçekli, hayvan yemi olarak kullanılan bir bitki (Onobrychis viciifolia)
-
[isim]
Otsu, genellikle 30-70 cm boyunda, çok yıllık, pembe çiçekli, hayvan yemi olarak kullanılan bir bitki (Onobrychis viciifolia)
- YORUMCU
-
-
[isim]
Yorum yapan kimse
- "Buraya kadar naklettiklerin, hiçbir yorumcuya ihtiyaç göstermeksizin, kendi kendilerini açıklayabilecek bir nitelik taşımaktadır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Yorum yapan kimse
- KORUCUK
-
-
[isim]
Küçük koru
- "Şimdi orada bir sürü meşe fidanlarından bir korucuk peydah olmaya başlıyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Küçük koru
- KORUNMA
-
-
[isim]
Korunmak işi
- "En iyi korunma çaresi yeşil dal altlarına sinmeye kaldı!" (Haldun Taner)
- "Hiçbir düşünce ve mülahazanın ... Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği..." (Anayasa)
-
[isim]
Korunmak işi
- SORUŞMA
-
-
[isim]
Soruşmak işi
-
[isim]
Soruşmak işi
- ZORUNLU
-
-
[sıfat]
Kesin olarak gereksinim duyulan, zaruri, mecburi, ıstırari
- "Tanzimat, gecikmiş de olsa zorunlu, kaçınılmaz bir atılımdı." (Necati Cumalı)
-
Doğal olarak kaçınılması imkânsız olan, olumsal karşıtı
-
[sıfat]
Kesin olarak gereksinim duyulan, zaruri, mecburi, ıstırari
- ÇORUMLU
- ...
- DORUKLU
- ...
- KORUMAK
-
-
[-i]
Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek
- "Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Güçlü bir kimse veya kuruluş, güçsüz birini veya bir şeyi desteklemek, himaye etmek
- "Beni kendi kardeşi gibi sever, babasının hışmından korurdu." (Reşat Enis)
-
[-i]
Tehlikeye karşı denetimi altında bulundurmak, savunmak, müdafaa etmek
- "Yurdu korumak."
-
[-i]
Tehlikeli, zararlı durumları önlemek
- "İlaçla meyveleri korudu."
-
[-i]
Bir şeyin eskimesini, yıpranmasını önlemek için gereken dikkat ve özeni göstermek
- "Üstünü başını biraz korusaydın bu kadar kirlenmezdi."
-
[-i]
Süregelen bir durumun değişikliğe uğramasını önlemek
- "Geleneklerini koruyorlar."
-
[-i]
Karşılamak, denk gelmek
- "Bu işin geliri masrafını korumaz."
-
[-i]
Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek