İçinde or olan 4 harfli 38 kelime var. İçerisinde OR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında or olan kelimeler listesine ya da Sonu or ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BORA

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr
    • "Müthiş bir bora atlatmışlardı." (Sait Faik Abasıyanık)

ŞORT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Genellikle bazı sporları yaparken giyilen, paçaları dizlerin yukarısında başlayan kısa pantolon
    • "Göğsü açık ayağında da şortu var." (Memduh Şevket Esendal)

KORT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Tenis oynanan alan, tenis kortu
    • "Otelin tenis kortunu geçtik." (Hüseyin Cahit Yalçın)

LORT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] İngiltere'de babadan oğla veya ailenin ilk erkek kişisine geçen veya kral tarafından bağışlanan soyluluk unvanı
    • "O sırada yaşlı bir lort beni pek sevdi." (Refik Halit Karay)
    • "Onların öyle lort gibi kurulup durduklarına bakmayın." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Lortlar Kamarası üyesi
  3. Çok zengin kimse
  4. Sükseli, kalantor, gösterişli kimse
    • "O bildiğimiz doktor gitmiş, yerine bir lort gelmiş." (Sermet Muhtar Alus)

SKOR

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Bir spor karşılaşmasının sayı olarak sonucu

SPOR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kişisel veya toplu yarışlar biçiminde yapılan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü
  2. [sıfat] Kullanışı rahat, kolay olan
    • "Hiç değilse spor bir ceket ister şöyle." (Haldun Taner)

ORAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Ağızcıl
  2. Sözlü
  3. [zarf] Ağız yoluyla
  4. Söze dayanan

BORU

  1. [isim] Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir
    • "Soba borusu kazanın içinden geçerdi." (Necati Cumalı)
    • "Ellerini burunlarına boru çalar gibi götürerek kümeler arasında geçit resmi yapıyorlardı." (Ömer Seyfettin)
    • "Gençlik bu, boru değil." (Atilla İlhan)
    • "Ben evin içinde zaten borusu tutulanlardan bahsedildiğine pek çok defalar müsadif olmuştum." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  2. Borazan
    • "Ankara'da ilk sabah boru sesinden uyandım." (Ruşen Eşref Ünaydın)

AORT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kalbin sol karıncığından çıkan ve vücuda kırmızı kan dağıtan büyük atardamar

BORÇ

  1. [isim] Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey
    • "Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." (Peyami Safa)
    • "On beş lira borç aldıktan sonra eve döndüm." (Halide Edip Adıvar)
    • "Altlarında şilte, dolaplarında eşya kalmadı ama kimseye de borç yapmadılar." (Peyami Safa)
    • "Babasından bir şey koparamadığı zaman borç ediyor, sonra ona ödetiyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe
    • "Vatan borcu biter bitmez ordayım." (Bekir Sıtkı Erdoğan)

STOR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ağaç, kumaş vb.nden yapılmış bir kanal içinde hareket ederek açılıp kapanan perde
    • "Pencerelere stor perdeleri çekilmişti." (Sait Faik Abasıyanık)

HORA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Birçok kişi tarafından el ele tutuşarak oyun müziği eşliğinde oynanan bir halk oyunu
    • "Derhâl ayağa kalkıp, bir caz havası tutturup hora tepmeye başladı." (Halide Edip Adıvar)

ORAN

  1. [isim] Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet
    • "Dini, dili ne olursa olsun her insan doğup büyüdüğü, ekmeğini kazandığı toprak üstünde korkusuz, güven altında yaşadığı oranda kendini mutlu duyuyordu." (Necati Cumalı)
  2. İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp
  3. Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin
  4. İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı
    • "Üçün sekize oranı."

DORE
...
NORM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Düzgü
    • "Norma göre yapılmış eser."

ORYA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Karo

SORU

  1. [isim] Bir şey öğrenmek için birine yöneltilen ve karşılık gerektiren söz veya yazı, sual
    • "Minicik ellerini uzatarak bu taş nedir, diyen sorusu hâlâ hatırımızda!" (Orhan Seyfi Orhon)
  2. Bir öğrenciye sınavda yöneltilen söz veya yazı, sual

ORUÇ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tanrı'ya ibadet amacıyla yeme, içme vb. şeylerden belli bir süre veya biçimlerde kendini alıkoyma
    • "Eh, biz her vakit duamızı, orucumuzu eksik etmeyiz, çok şükür!" (Necati Cumalı)
    • "Akşam Rabia ile beraber oruç bozuyor, iftar ediyoruz." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bütün sene cumadan gayri günlerde oruç tutarım." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Çok sevilen veya istenen şeylerden uzak durma
    • "Ayıplama kardeş, üç gündür lakırtı orucundayım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

AKOR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Üç veya daha çok sesin bir arada tınlaması

FLOR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 9, atom ağırlığı 19, yoğunluğu 1,265 olan, kokusu ozonu andıran, yeşilimtırak sarı renkte, halojenler grubunun ilk elementi olan basit element (simgesi F)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü