İçinde olt olan 25 kelime var. İçerisinde OLT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında olt olan kelimeler listesine ya da Sonu olt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

12 Harfli Kelimeler

KOLTUKLANMAK

11 Harfli Kelimeler

KOLTUKÇULUK, KOLTUKLAMAK, KOLTUKLANMA

10 Harfli Kelimeler

DEKOLTELİK, KOLTUKBAŞI, KOLTUKLAMA, VOLTAMETRE

9 Harfli Kelimeler

KOLTUKLUK, OLTACILIK, VOLTAMPER, VOLTMETRE

8 Harfli Kelimeler

KİLOVOLT, KOLTUKÇU, KOLTUKLU, VOLTAJLI

7 Harfli Kelimeler

DEKOLTE, REKOLTE

6 Harfli Kelimeler

KOLTUK, OLTACI, VOLTAJ



5 Harfli Kelimeler

VOLTA

4 Harfli Kelimeler

OLTA, OLTU, VOLT


Kelime bulma makinesi

L O T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

LOT, TOL

2 Harfli Kelimeler

OL, OT

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KOLTUKLANMAK

  1. [nsz] Övücü sözlerle koltukları kabartılmak, pohpohlanmak

KOLTUKLANMA

  1. [isim] Koltuklanmak işi

KOLTUKLAMAK

  1. [-i] Koltuğu altına almak
    • "Tablolarını koltuklayarak İstanbul'a dönerken, Etimesgut köyünün elektriklerini görmüş." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Koltuğa girmek
    • "Karşıladılar, koltuklayıp içeri aldılar."
  3. Kıvanç verecek biçimde övmek, koltuklarını kabartacak sözler söylemek, pohpohlamak
    • "Maşallah da maşallah! Kırk bir kere! Tuh tuh! diyerek karşıladılar; koltuklayıp içeriye, camekâna aldılar." (Ercüment Ekrem Talu)

KOLTUKÇULUK

  1. [isim] Koltuk yapma ve satma işi
  2. Yüze karşı övmeyi huy edinme

VOLTAMETRE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir elektrotta, açığa çıkan madde miktarına göre devreden geçen elektrik miktarını ölçmeye yarayan alet

KOLTUKBAŞI

  1. [isim] Otomobillerde koltuğun sırt bölümünün üstüne takılan ve ani darbelerde boynun veya başın zarar görmesini önleyen başlık

KOLTUKLAMA

  1. [isim] Koltuklamak işi
  2. Yaranmak için birine söylenen övücü söz, kompliman

DEKOLTELİK
...
VOLTMETRE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir elektrik devresindeki gizil güç farkını volt cinsinden ölçmeye yarayan alet

OLTACILIK

  1. [isim] Olta yapma veya satma işi
  2. Olta ile balık avlama işi

KOLTUKLUK

  1. [isim] Giysinin terden lekelenmemesi için koltuk altına içten dikilen parça, subra
  2. [sıfat] Koltuk yapmaya ve kaplamaya elverişli olan (kumaş)

VOLTAMPER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dalgalı gerilimde, 1 volt olan bir gerilim altında 1 amperlik akımın ürettiği güç birimi

KOLTUKÇU

  1. [isim] Koltuk yapan veya satan kimse
  2. Eski ev eşyası alıp satan kimse
  3. Koltuk meyhanesi işleten kimse
  4. Koltuğunun altına elbise ve halı atıp sokak sokak dolaştırarak satan kimse
  5. Düğünlerde ev düzenlenmesine yardım edip gelinle damada destek olan kimse
    • "Ertesi cuma günü koltukçular gelip gelin odasını düzeltecekler." (Memduh Şevket Esendal)
  6. Yüze karşı övmeyi huy edinmiş kimse

VOLTAJLI

  1. [sıfat] Voltajı olan
    • "Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu." (Atilla İlhan)

KİLOVOLT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Değeri bin volt olan elektrik gerilimi veya potansiyel farkı birimi

KOLTUKLU

  1. [sıfat] Kol dayayacak yeri olan
    • "Koltuklu sandalye."

DEKOLTE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kolları, göğüs veya sırt bölümü açık kadın giysisi
    • "Dekolteler o kadar açık ki insanın bazen hiç zahmet etmeseler diyeceği geliyor." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. [sıfat] Açık saçık
    • "Kadınların çoğu dekolteydi." (Halikarnas Balıkçısı)

REKOLTE

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Tarımda bir yılda derlenen ürünlerin bütünü
    • "Bu yılın buğday rekoltesi..."

OLTACI

  1. [isim] Balık avı gereci satan kimse
  2. Olta ile balık avlamada usta kimse

KOLTUK

  1. [isim] Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer
    • "Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı." (Halide Edip Adıvar)
    • "Nihayet sonbaharın yağmurlu, serin bir günü koltuğa giriyorum." (Ömer Seyfettin)
    • "Ercüment, memurluk hayatında her oturduğu koltuğu doldurmuş..." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Ben de aç duracak değilim ya! Bizim orada senin gibi bir ağa yok ki koltuğunun altına sığınalım." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye
    • "Ta yan beline kadar gömüldüğü koltuğunun içinden ileriye doğru uzandı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Eski düğünlerde damatla gelinin eve girerken konuklar arasından kol kola geçmeleri töreni
    • "Babamız, annemizi gelin geldiği ilk gün şu merdivenin alt başında karşılamış, 'koltuk' yapılmıştı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  4. Yapıcılıkta yan destek
  5. Demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip
  6. Koltuklama veya koltuklanma
    • "O koltuktan hoşlanmaz."
  7. Kayırma, destek
    • "Dayısının koltuğunda sırtı yere gelmez."
  8. Yüksek mevki, makam
    • "Koltuk kavgası."
  9. Genelev
    • "Burası Mesut Bey adında bir herifin koltuğudur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  10. Mısır ve buğday fidesinin yanlarından çıkan filizler
  11. Kenar, tenha yer

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü