İçinde olg olan 26 kelime var. İçerisinde OLG bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında olg olan kelimeler listesine ya da Sonu olg ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
OLGUNLAŞTIRMAK
OLGUNLAŞTIRMA
DOLGUNLAŞMAK, SOLGUNLAŞMAK
DOLGUNLAŞMA, OLGUNLAŞMAK, SOLGUNLAŞMA
OLGUNLAŞMA, OLGUSALLIK
DOLGUNLUK, OLGUCULUK, SOLGUNLUK
DOLGUNCA, OLGUNLUK, TOLGASIZ
DOLGULU, OLGUNCA, OLGUSAL, TOLGALI
DOLGUN, OLGUCU, SOLGUN
DOLGU, OLGUN, TOLGA
OLGU
G L O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
GOL
2 Harfli Kelimeler
OL
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OLGUNLAŞTIRMAK
-
-
[-i]
Olgun duruma getirmek
-
[-i]
Olgun duruma getirmek
- OLGUNLAŞTIRMA
-
-
[isim]
Olgunlaştırmak işi
-
[isim]
Olgunlaştırmak işi
- SOLGUNLAŞMAK
-
-
[nsz]
Solgun duruma gelmek
-
[nsz]
Solgun duruma gelmek
- DOLGUNLAŞMAK
-
-
[nsz]
Dolgun duruma gelmek
-
[nsz]
Dolgun duruma gelmek
- DOLGUNLAŞMA
-
-
[isim]
Dolgunlaşmak işi
-
[isim]
Dolgunlaşmak işi
- SOLGUNLAŞMA
-
-
[isim]
Solgunlaşmak işi
- "Tepedeki parmaklıklı delikten giren ışık, solgunlaşmaya başlamıştı." (Çetin Altan)
-
[isim]
Solgunlaşmak işi
- OLGUNLAŞMAK
-
-
[nsz]
Meyve olgun duruma gelmek
-
İnsanın bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş olmak
- "O zamanlar hepsi de daha gençti, bugün yaşlandılar, elbette daha olgunlaştılar." (Nurullah ataç)
-
[nsz]
Meyve olgun duruma gelmek
- OLGUNLAŞMA
-
-
[isim]
Olgunlaşmak işi
- "Çocuğun gelişmesi bir ölçüde olgunlaşma, bir ölçüde öğrenme yoluyla olur."
-
[isim]
Olgunlaşmak işi
- OLGUSALLIK
-
-
[isim]
Olgusal olma durumu
-
[isim]
Olgusal olma durumu
- DOLGUNLUK
-
-
[isim]
Dolgun olma durumu
-
[isim]
Dolgun olma durumu
- SOLGUNLUK
-
-
[isim]
Solgun olma durumu
-
[isim]
Solgun olma durumu
- OLGUCULUK
-
-
[isim]
Araştırmalarını olgulara, deneylere, gerçeklere dayayan, fizik ötesi açıklamaları kuramsal olarak olanaksız ve yararsız gören Auguste Comte'un açtığı felsefe çığırı, pozitivizm
-
Bu çığırın gerçekçilik akımını doğuran edebî eserlerde uygulanmış biçimi
-
[isim]
Araştırmalarını olgulara, deneylere, gerçeklere dayayan, fizik ötesi açıklamaları kuramsal olarak olanaksız ve yararsız gören Auguste Comte'un açtığı felsefe çığırı, pozitivizm
- DOLGUNCA
-
-
[sıfat]
Biraz şişman
-
Fazlaca, çokça, bol
- "Sonra daha dolgunca bir maaşla bir tütün şirketine kasadar oldu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Biraz şişman
- TOLGASIZ
-
-
[sıfat]
Tolgası olmayan
-
[sıfat]
Tolgası olmayan
- OLGUNLUK
-
-
[isim]
Meyvelerin olgun, yenilebilir olma durumu
-
İnsanların bilgi, görgü ve hoşgörü bakımından gereği kadar gelişmiş olma durumu, yetkinlik, kemal
- "Yüzündeki incelik, olgunluk onu bambaşka seviyede bir erkek gösteriyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Meyvelerin olgun, yenilebilir olma durumu
- TOLGALI
-
-
[sıfat]
Tolgası olan
- "Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!" (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Tolgası olan
- OLGUNCA
-
-
[sıfat]
Olgun gibi, olguna benzer
-
[zarf]
Olgun gibi, olguna benzer bir biçimde
-
[sıfat]
Olgun gibi, olguna benzer
- DOLGULU
-
-
[sıfat]
İçinde dolgu maddesi olan, doldurulmuş
-
[sıfat]
İçinde dolgu maddesi olan, doldurulmuş
- OLGUSAL
-
-
[sıfat]
Olguya ilişkin
-
[sıfat]
Olguya ilişkin
- SOLGUN
-
-
[sıfat]
Rengini, tazeliğini, canlılığını veya parlaklığını yitirmiş olan, solmuş
- "Öyle solgun, öyle zayıftı ki bir yolcudan ziyade bir hastaya benziyordu." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[sıfat]
Rengini, tazeliğini, canlılığını veya parlaklığını yitirmiş olan, solmuş