İçinde okut olan 17 kelime var. İçerisinde OKUT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında okut olan kelimeler listesine ya da Sonu okut ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
OKUTTURABİLMEK
OKUTTURABİLME
OKUTABİLMEK
OKUTABİLME, OKUTMANLIK, OKUTTURMAK
OKUTTURMA, OKUTULMAK
DOKUTMAK, KOKUTMAK, OKUTULMA
DOKUTMA, KOKUTMA, OKUTMAK, OKUTMAN
OKUTMA, OKUTUŞ
K O T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KOT, KUT, TOK
2 Harfli Kelimeler
OK, OT, TU, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OKUTTURABİLMEK
- ...
- OKUTTURABİLME
- ...
- OKUTABİLMEK
- ...
- OKUTTURMAK
-
-
[-i]
Okutma işini yaptırmak
-
[-i]
Okutma işini yaptırmak
- OKUTMANLIK
-
-
[isim]
Okutmanın görevi, lektörlük
-
[isim]
Okutmanın görevi, lektörlük
- OKUTABİLME
- ...
- OKUTTURMA
-
-
[isim]
Okutturmak işi
-
[isim]
Okutturmak işi
- OKUTULMAK
-
-
[nsz]
Okutma işine konu olmak
-
[nsz]
Okutma işine konu olmak
- KOKUTMAK
-
-
[-i]
Hoş olmayan bir koku bırakmak
- "Sigara elimi kokuttu."
-
Bozulup kokmasına neden olmak, kokuşturmak
- "Eti kokutmak."
-
Bir işi uzatarak çıkmaza sokmak
-
[-i]
Hoş olmayan bir koku bırakmak
- OKUTULMA
-
-
[isim]
Okutulmak işi
-
[isim]
Okutulmak işi
- DOKUTMAK
-
-
[-i]
Dokuma işini yaptırmak
-
[-i]
Dokuma işini yaptırmak
- OKUTMAN
-
-
[isim]
Üniversitede yabancı dil, Türkçe ve inkılap tarihi gibi ortak, zorunlu dersleri öğretmek için görevlendirilen, uygulamalı çalışmaları yöneten öğretim elemanı, lektör
-
[isim]
Üniversitede yabancı dil, Türkçe ve inkılap tarihi gibi ortak, zorunlu dersleri öğretmek için görevlendirilen, uygulamalı çalışmaları yöneten öğretim elemanı, lektör
- KOKUTMA
-
-
[isim]
Kokutmak işi
-
[isim]
Kokutmak işi
- OKUTMAK
-
-
[-i]
Okumasını, öğrenim görmesini sağlamak
-
[nsz]
Okuma işini yaptırmak
- "Kumandan paşaya bu akşam şiir okutmak istiyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Ders vermek, bir konu üzerinde yetiştirmek
- "Lisede İngilizce okutuyor."
-
Satarak elinden çıkarmak
- "Bana iki sandık çay verdi. Bunları al okut! dedi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Okumasını, öğrenim görmesini sağlamak
- DOKUTMA
-
-
[isim]
Dokutmak işi
-
[isim]
Dokutmak işi
- OKUTMA
-
-
[isim]
Okutmak işi
- "Ertesi gün, onu okutmaya başlayacağını, adam edeceğini müjdeledi." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Okutmak işi
- OKUTUŞ
-
-
[isim]
Okutma işi veya biçimi
-
[isim]
Okutma işi veya biçimi